1.Alman Sosyal Demokrat Partisi'ne (SPD) bağlı Friedrich Ebert Vakfı'nın araştırmasına göre seçmeyenler dört sınıfa ayrılıyor: Ara sıra seçenler, ilk kez seçimde oy kullanmayanlar, hiç oy vermeyenler ve sandık başına gitmeyi ısrarla ret edenler.
2.Ortalama seçmeyenler genellikle 45 ila 59 yaşındaki düşük gelirli ve Almanya'nın doğusunda yaşayan kadınlardan oluşuyor.
3.Bundan 25 yıl önce kitlelerin sokaklarda ‘Halk biziz!' diye bağırdığı Doğu Almanya'da seçimlerle ilgisizlik oldukça yaygın. Doğu eyaletlerindeki son seçimlerde her iki kişiden sadece biri sandık başına gitmişti.
4.Seçme hakkını kullanmayanların en çok öne sürdükleri gerekçeler, ‘Oyumuzun zaten değeri yok', ‘Bütün partiler aynı' ya da ‘Bize iyilikleri dokunmuyor', oluyor.
5.Güncel kamuoyu araştırmaları, Almanların hayatlarından hiç şimdiki kadar memnun olmadıklarını ortaya koyuyor. Uzmanlar bunun seçimlerden soğumanın önemli bir nedeni olduğunu ve oy kullanmayanların, ‘Oyumla bir şeyleri değiştirmek istemiyorsam neden rahatımı bozup sandığa gideyim?' düşüncesiyle pasif kaldıklarını söylüyorlar.
6.Seçimler giderek yerleşik muhafazakarlarla liberal entelektüeller arasındaki çekişmeye dönüyor. Uzmanlar bu kitlelerin oylarıyla çıkarlarını kabul ettirdiklerini doğruluyorlar. Böylece seçimler demokratik özelliğini kaybediyor. ‘Tek birey, tek oy' düsturu anlamını kaybediyor.
7.Katılma oranının düşmesinde bütün siyasi partilerdeki ‘sosyal demokratlaşma' da rol oynuyor. Bütün partiler siyasi yelpazenin merkezine üşüşünce, parti programları birbirine benziyor. Partiler benzeşmesinden en çok trende adını veren Sosyal Demokratlar olumsuz etkileniyor.
8.Çalışanlar genellikle seçim tarihini kaçırıyor ya da kasten oy kullanmıyorlar. Devlet memurları ise seçime katılmayı vatandaşlık görevi addediyorlar.
9.Almanya'daki seçimlere katılma oranındaki düşüş 1990'lı yıllardan bu yana hız kazandı. Uluslararası kıyaslamalara göre, seçmeyen sayısının en çabuk arttığı ülkelerin başında Almanya geliyor.
10. Eskiden oy kullanmayanların ağırlığı hissedilmeyecek kadar azdı. Çünkü sandığa gitmek son derece popülerdi. 1953 yılından Almanyaların birleşmesine kadar Batı Almanya'daki seçimlere katılma ortalaması yüzde 85'i bulmaktaydı. 1972 yılında yüzde 91'le genel seçimlere katılma rekoru kırılmış ve o yıl Sosyal Demokrat Willy Brandt başbakanlığa seçilmişti.