Federal Alman Meclisi IPS burs programıyla Türkiye dahil 44 ülkeden gençlere, yasama faaliyetleri ile çoğulcu demokrasiye tanıklık etme imkanı sunuyor. Milletvekilleri ve bursiyerler programı DW Türkçe’ye anlattı.Alman Meclisi, Uluslararası Parlamento Bursu (IPS) ile her yıl dünyanın farklı ülkelerinden siyasete ilgi duyan gençlere kapılarını açıyor, yaklaşık beş ay süreyle Alman milletvekillerinin yanında çalışma imkanı sunuyor. Federal Meclis IPS programını Berlin Hür Üniversitesi, Berlin Humboldt Üniversitesi ve Berlin Teknik Üniversitesi ile birlikte düzenliyor. Türkiye’den de gençlerin başvurabildiği program kapsamında katılımcılar, üniversitelerde bazı derslere katılabiliyor, meclis çalışmalarını yakından takip edip milletvekillerinin çalışmalarına eşlik ediyor.
“Demokratik değerlerin elçileri”
DW Türkçe’ye konuşan Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) milletvekili Kerstin Radomski, IPS programıyla her yıl farklı ülkelerden gençlere, Alman demokrasisinin kalbi olan Federal Meclis’te çalışma imkanı sunmaktan büyük memnuniyet duyduklarını söyledi.
Bursiyerlerin program sayesinde Alman parlementosunun işleyişini yakından tanıdıklarını anlatan Radomski, iyi eğitim almış, ülkelerinde demokratik değerlerin güçlendirilmesine ilgi duyan bu gençlerin bilgi birikimleriyle Alman milletvekillerinin çalışmalarını da zenginleştirdiklerini vurguladı.
IPS bursiyerlerini “demokratik değerlerin elçileri” olarak gördüklerini dile getiren Radomski, gençlerin ülkelerine döndükten sonra da toplumlar arasında karşılıklı anlayışın geliştirilmesine katkılarını sürdürmelerini umut ettiklerini ifade etti.
2015 yılından itibaren Türkiye’den gençlerin de IPS programına katılabildiğini söyleyen Radomski, “Türkiye’den katılımlar bizi mutlu ediyor… Çok yönlü tarihi bağlar nedeniyle Türk-Alman ilişkileri çok büyük önem taşıyor” şeklinde konuştu.
Türkiye’den katılanlar ne düşünüyor?
IPS’nin 2016 yılı bursiyerlerinden Türkmen Özmen, programın Alman siyasetini ve Türkiye-Almanya ilişkilerini daha da iyi anlamasına katkı sağladığını söyledi.
“Edindiğim deneyimler, parlamentoda katıldığım etkinlikler ve Humboldt Üniversitesi'nde aldığım dersler ile siyaset alanındaki yetkinliklerimi daha da ilerletme fırsatı edindim” diyen Özmen, şöyle devam etti:
“Kültürel ve iletişimsel becerilerimi geliştirme fırsatı sunan bu program sayesinde bugün genç bir profesyonel olarak iki ülke arasında birçok alanda diyaloğun güçlendirilmesine katkı sunabilmek, benim açımdan çok gurur verici.”
Stajını tamamladıktan sonra Türkiye’ye dönen Özmen, halen Konrad Adenauer Vakfı’nın Türkiye Temsilciliği’nde proje koordinatörü olarak görev yapıyor, Almanya ile Türkiye arasında ilişkilerin geliştirilmesine katkı sağlaması hedefiyle projeler yürütüyor.
Özmen, daha önce Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde de staj programına katıldığını, bunun iki ülke parlamentolarındaki çalışma süreçlerini karşılaştırmasına da imkan verdiğini anlatırken, Berlin’de en fazla dikkatini çeken konulardan birini şöyle anlattı:
“Alman Meclisi’nin şeffaf, camdan mimarisinin, karar alma süreçlerinde etkisi olduğunu düşünmüşümdür. Çünkü siyasetçiler komisyonlarda, sosyal konularda iyileştirme için kimi zaman çok sert olsa da demokratik tartışmalarını, camdan gördükleri, ele ele gezen, ya da günlük koşularını yapan yurttaşlar için yürütüyorlar. Siyasetçiler ile temsil ettikleri halk arasında şeffaflık büyük önem taşıyor. Çünkü siyasetçiler halkın yaşamının tüm alanlarını kolaylaştırmak, iyileştirmek için var olmalı, buna dönük politikalar üretmeli”
“Ufuk açıcı bir program”
IPS'in ilk bursiyerlerinden Daniel Vostan da “ufuk açıcı” olarak nitelendirdiği programın kendisine diplomasi, diyalog ve uzlaşma kültürü gibi alanlarda önemli deneyimler kazandırdığını aktardı.
Hem Türk hem Alman vatandaşı olan, programa Türkiye’den katılan Vostan, çok farklı ülkelerden katılımcıların Berlin’e kendi ulusal bakış açılarıyla geldiğini, 5 ayın sonunda ise tutumlarında değişim olduğunu dile getirdi. Vostan, “İlk zamanlarda zıtlaşmalar yaşandı. Ancak zamanla karşı tarafı, görüşlerini dinleyebilmenin, bunları bir görüş olarak kabul ederek saygı göstermenin önemini gördük” diye konuştu.
Çoğulcu demokrasi deneyimi
Vostan, Federal Meclis’teki çalışma süresi boyunca kendisini en çok etkileyen gözlemlerini ise şöyle aktardı:
“Tek bir doğrudan hareket edilmediğini, herkese kulak verildiğini, uzmanların görüşlerine başvurulduğunu, farklı görüşteki parti temsilcilerinin haftalarca süren görüşmeler sonrasında, uzlaşı yoluyla sonuca varabildiğine tanıklık ettik. Ayrıca bu kararların da denetlendiğini, gerektiğinde de gözden geçirilebildiğini gördük. Alman parlamenter sistemi işleyişinde çoğunlukçuluk değil de çoğulculuk var, oldu bittiyle değil konuşarak kararlar alınıyor. Ne yazık ki Türkiye’de bunu pek yaşayamıyoruz ancak bunun mümkün olduğunu görmek insan ruhuna gerçekten iyi geliyor, umut veriyor.”
44 ülkeden 120 genç katılıyor
Alman milletvekilleri, Federal Meclis’in her yıl yaklaşık 44 ülkeden 120 genci konuk etmesinden, bu gençlerle çalışmaktan büyük memnuniyet duyuyor.
Sosyal Demokrat Partili (SPD) milletvekili Kirsten Lühmann, DW Türkçe’nin sorularını yanıtlarken, kendisinin yıllardır bürosunda IPS bursiyerleri ile çalıştığını, bunun kendisi için “harika bir deneyim” olduğunu söyledi. Lühmann, “Kendi kültürleri ve birikimleri ile günlük meclis çalışmalarımızda yer alan bursiyerler, bana ve çalışma arkadaşlarıma farklı bir bakış imkanı sunuyor… Bursiyerler kendi perspektifleriyle katkı sağlıyor” diye konuştu.
SPD’li milletvekiline göre, Türkiye’de son yıllarda demokrasinin gerilemesi, bu programa Türkiye’den gençlerin katılmasını daha da önemli hale getiriyor. Lühmann, “Çoğulculuk ve basın özgürlüğü gibi kavramların tanımlanmasında Almanya ve Türkiye arasında farklılıklar olduğunu görüyoruz. IPS programı, bir demokrasinin baskı altında da olsa nasıl var olabileceği hakkında yeni fikirler verebilir, parlamenter sistemin toplumsal tartışmalar için istikrarlı bir zemin oluşturduğuna dair örnek teşkil edebilir” diye konuştu.
Bu sene Lühmann'ın ofisinde IPS bursiyeri olarak çalışan Anna Mnatsakanyan, bu programa Ermenistan’dan katılıyor. Mnatsakanyan, staj programından övgüyle söz ederken, “Bu program çok özgün, belki de emsali olmayan bir imkan sunuyor, birebir Alman meclisindeki çalışmalara katılmamızı sağlıyor, tartışma kültürü ve katılımcılığın önemine tanık oluyoruz” dedi. Mnatsakanyan, stajı boyunca daha yakından gözlemlediği Almanya’nın, Ermenistan ve Türkiye gibi pek çok ülke için örnek bir demokrasi olduğunu düşündüğünü sözlerine ekledi.
2020 yılı başvuruları için geri sayım
Her yıl 1 Mart ile 31 Temmuz tarihleri arasında düzenlenen IPS programına 2020 yılında katılmak isteyen gençlerin başvurularını 31 Temmuz tarihine kadar tamamlaması gerekiyor. Bursa başvurabilmek için üniversite öğrenimini tamamlamış olmak, çok iyi derecede Almanca dil bilgisine sahip olmak ve 30 yaşından genç olmak gerekiyor. Başvuru koşulları hakkında ayrıntılı bilgilere, Federal Meclis’in ve Almanya’nın Ankara Büyükelçiliği’nin internet sayfasından ulaşılabiliyor. 30 yıldır düzenlenen IPS programı kapsamında bugüne kadar 2 bin 500 bursiyere staj imkanı sağlayan Federal Meclis, 2015 yılından bu yana Türkiye’den gençlerin başvurularını da kabul ediyor.
Değer Akal
© Deutsche Welle Türkçe