Dünya
Deutsche Welle

Alman istihbaratından referandum uyarısı

Alman iç istihbaratı, Türkiye'deki referandum sürecinde radikal Türk ve Kürt grupların sokağa çıkmasından ve olası şiddet eylemlerinden endişe ediyor

30 Mart 2017 21:32

Alman güvenlik makamları, Türkiye’de 16 Nisan’da yapılacak referandum öncesinde ve sonrasında Almanya’da milliyetçi ve radikal Türk ve Kürt gruplar arasında şiddet eylemlerinden endişe ediyor. Almanya'nın iç istihbarat kurumu Federal Anayasayı Koruma Teşkilatı (BfV), referanduma ilişkin hazırlandığı değerlendirme notunda, radikal Türk ve Kürt grupların taraftarlarını mobilize ettiği, şiddet olaylarının ihtimal dışı olmadığı uyarısında bulundu.

BfV, internet sitesinde her ay düzenli olarak yayımladığı değerlendirme notunda, bu ay Türkiye’deki Anayasa değişiklikleri referandumunu ve bunun Almanya’daki yansımalarını analiz etti. Yazıda, “PKK taraftarlarının önümüzdeki haftalarda çok sayıda etkinlik düzenleyebileceğinden yola çıkılabilir. Başkanlık sisteminden yana olanlarla karşı olanların karşı karşıya gelmesi ve şiddete varan bazı durumların oluşması ihtimali dışlanamaz” değerlendirmesine yer verildi.

İç istihbarat teşkilatının kurumsal internet sitesinin ana sayfasında yer verilen yazı, “Aşırı sağcı Türk gruplar ve PKK taraftarları, Türk Anayasa referandumu öncesinde pozisyon alıyor” başlığını taşıyor.

Yazıda, Türkiye’de 16 Nisan’da, “Devlet başkanına geniş kapsamlı yetkiler tanıyan başkanlık sistemi” hakkındaki anayasa değişikliklerinin referanduma sunulacağı belirtilirken, referandumda Almanya'daki yaklaşık 1 milyor 400 bini bulan Türk seçmenin de oy kullanmaya davet edildiği ifade ediliyor.

Medyada referandum sonucunda Almanya’daki Türk seçmenlerin oylarının belirleyici olacağı bilgisinin yer aldığına dikkat çekilen yazıda,“evet” ve “hayır” oyları için geniş kapsamlı kampanyalarla oy mücadelesi yürütüldüğü belirtiliyor.

"Taraftarlar mobilize ediliyor”

Anayasayı Koruma Teşkilatı'nın yazısında, “Bu yelpazede içinde radikal Türk ve Kürt gruplar da taraftarlarını mobilize ediyor” gözlemine de yer verildi.

Almanya’da yasaklı PKK ile ilgili olarak “PKK'ya Yeni Özgür Politika gazetesinde 31 Ocak 2017’de yayınlanan makalede PKK’nın yönetim kadrosunda yer alan Murat Karayılan taraftarlarına, ‘faşizmin yasallaşmasını’ önlemek için herkesin tüm gücünü mobilize etmesi gerektiği talimatını verdi” bilgisi aktarıldı.

Aynı gün Köln’de "Avrupa’da Hayır" adlı platformun kurulduğuna dikkat çekilirken, sadece Kürtler değil Türk solcu ve sosyalistlerin de aynı çatı altında toplanması hedefinin duyurulduğuna işaret edildi.

Referandumun yaklaşmasıyla Almanya’daki PKK taraftarlarının mobilizasyonunun arttığına dikkat çekilen yazıda "bölgesel platformlar kurulduğu, anayasa referandumuna odaklanıldığı hatta platform hakkında yapılan açıklamalarda, düğünlerin bile referandum etkinliğine dönüştürüldüğü söylendiği" belirtiliyor.

Ülkücü harekette derin çatlak

Alman iç istihbaratının analizinde, “ülkücü hareket referandum öncesinde derin bir şekilde bölünmüş durumda” denilirken, MHP liderliğinin anayasa değişikliklerinden yana tavır aldığını, hareketin diğer temsilcilerinin ise bu değişiklikler karşısında durduğu belirtiliyor.

Bu kişiler arasında, MHP’den “Gülen hareketine mensup olduğu” iddialarıyla dışlanan Meral Akşener’in de bulunduğuna dikkat çekiliyor. Akşener hakkındaki suçlamaların bugüne kadar kanıtlanmadığına vurgu yapılan yazıda, ülkücü hareketi bünyesindeki Kemalistlerin de anayasa değişikliklerine karşı oldukları ama parti yönetimine karşı açık tavır almadıkları için sandıklardan çıkacak oyların öngörülemediği ifade ediliyor.

MHP liderliğinin Avrupa’daki örgütleri üzerinden seçmenleri hareket içerisindeki “tartışmalı pozisyonu” için harekete geçirmeye çalıştığı ancak Almanya’daki en büyük ülkücü organizasyonu olan “Almanya Demokratik Ülkücü Türk Dernekleri Federasyonu’nun bugüne kadar bu tür etkinlikler düzenlemediğine, internet sayfasında da bu konuya neredeyse hiç değinilmediğine" dikkat çekiliyor.

Bu çekinceli tavır, Alman iç istihbarat teşkilatı tarafından MHP liderliğinin tercihine yönelik Almanya’daki “angajmanın güçlü olmadığı” şeklinde yorumlanıyor.

Güvenlik bilimleri önlem alıyor

Öte yandan Alman güvenlik birimleri Türkiye’de 16 Nisan’da yapılacak anayasa değişiklikleri referandumu öncesi ve sonrasında Almanya’da yaşanabilecek olası gerilimleri önlemek için devrede.

Almanya’daki başkonsolosluklarda ve seçim merkezlerinde oy verme sürecinin güven içinde yapılması konusunda Türk makamlarıyla işbirliği yapan Alman güvenlik birimleri, referandum sürecinde farklı gruplar arasında gerilimin şiddete evrilmemesi ve sokaklara taşmaması için de bir dizi önlem alıyor.

Eyalet hükümetleri, federal hükümet ile koordineli bir şekilde hareket ederken, Almanya’daki Türk toplumunda yaşanan kutuplaşmanın “demokratik yarış” sınırları dışına taşmaması için ilgili tarafların temsilciler ile temaslarını sürdürüyor.

Güvenlik birimleri, 16 Nisan sonrası yaşanabilecekler konusunda da endişe taşıyor.

Emniyet yetkilileri, referandum sonucunun açıklanmasından sonra bazı gerginliklerin yaşanabileceği ihtimaline karşı çok hızlı devreye girme, gerginliğin tırmanmasını önleme hedefiyle neler yapılabileceğini görüşüyor ve güvenlik konseptleri hazırlıyor.

Almanya’nın sokaklara taşabilecek gerginliklere izin vermeyeceğinin altı çiziliyor. Bu pozisyon, eyaletlerdeki güvenlik teşkilatları yetkilileri tarafından tüm iletişim kanalları kullanılarak, taraflara iletiliyor.

Özellikle son bir yılda Türkiye’deki siyasi gerilimin Almanya’ya yansıması sonucunda, taraflar arasında şiddet eylemlerinin arttığı ve suç oranlarının da yükselişte olması Alman makamlarını endişelendiren konuların başında geliyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Değer Akal / Berlin

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle