Gündem

Alman Gazeteciler Birliği: Türkiye'de gazeteciler 'bir numaralı devlet düşmanı' yapıldı

'Erdoğan’lı Türkiye 1950'li yıllardaki ABD'nin McCarthy dönemine benziyor'

06 Şubat 2015 09:40

Almanya’da 38 bin üyesi bulunan Alman Gazeteciler Birliği’nin (DJV) yayın organı Journalist Dergisi, şubat sayısında Türkiye’de 14 Aralık 2014’te yaşanan medyaya yönelik operasyonu ve tutuklamaları gündeme taşıdı.

Zaman'da yer alan habere göre dergi, Türkiye’de gazetecilerin “1 numaralı devlet düşmanı” ilan edildiği başlığını atıp, ‘korkunun’ Türkiye’de gazetecilerin günlük yaşamlarının bir parçası haline geldiğini ifade etti. Operasyon kapsamında gözaltına alınan Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı ve tutuklanan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’ya yöneltilen suçlamaların delilden yoksun olduğunu ancak “bunun hükümet ve yargı için çok da önemi olmadığını” kaydetti.

Journalist, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın medya mensuplarının tutuklanmasını istemesini birçok gazeteci örgütünün Amerika’da 1950’li yıllarda yaşanan McCarthy dönemindeki ‘cadı avı’na benzettiğini dile getirdi. Dergi 14 Aralık’ın perde arkasını ise şu sözlerle okurlarına duyurdu:

"Ekrem Dumanlı, bir Twitter fenomeninin önceden haber vermesiyle tutuklanacağını biliyordu. Gazetenin önüne toplanan okuyucuların ‘Özgür basın susturulamaz’ sloganlarıyla gözaltına alınırken bir kahraman gibiydi. Zaman ve Samanyolu, rüşvet ve yolsuzluk iddiaları üzerine en kapsamlı haber yapan yayın kuruluşları olarak öne çıkıyor.”

 

'Suçlamaların somut delili yok'

 

DVJ’nin 38 bin üyesine gönderdiği dergide, Dumanlı ve Karaca’ya yöneltilen “Terör örgütü kurmak ve yönetmek” suçlamasıyla ilgili ortaya herhangi bir belgenin konulmadığı da belirtildi. Journalist, “Tutuklamalar Erdoğan’ın sözlerini uygulamaya geçirdiğini gösteriyor. Dumanlı ve Karaca’ya yönelik suçlamalar için somut bir delil yok. Görünen o ki zaten bunun hükümet ve yargı için önemi de yok.” şeklinde yazdı. Haberde, Türkiye’de gazetecilerin suçlu olarak muamele görmelerinin yeni olmadığı fakat Zaman ve Samanyolu Grubu’na ait medya mensuplarına operasyon yapılmasıyla bunun daha görünür hale geldiği söylendi. Korku sebebiyle kendi kendine sansür hissinin sadece Hizmet Hareketi’ne yakın medya mensuplarında değil, bütün gazetecilerin günlük yaşamının bir parçası haline geldiği belirtildi.