T24 - Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'nin olağanüstü Kurultayı'nda anlattığı, CHP'nin iktidara gelmesi halinde uygulanacak ekonomi politikalarını, Başbakan Tayyip Erdoğan sert bir dille eleştirmişti. Cumhuriyet gazetesi yazarı Orhan Bursalı, "Kendilerine uygun birtakım kişileri de CHP’nin ekonomik paketi aleyhine konuşturuyorlar! Oysa, yukarıda dillendirdikleri yoksulluk olgusunu, kendi iktidarları nasıl yarattı, önce bunu tartışsınlar. Yoksa, Allah, milli gelirin böyle bölüştürülmesi için Erdoğan’ı mı görevlendirdi!" dedi.
Orhan Bursalı'nın Cumhuriyet gazetesinde "Yoksulluk üreten parti" başlığıyla yayımlanan (21 Aralık 2010) yazısı şöyle:
Yoksulluk üreten parti
Şüphesiz, görünür gelecekte ne yoksulluk tarihe gömülebilir ne de insanların ekonomik sorunlarının üstesinden, bir “kılıç darbesi” ile gelinebilir. CHP tek başına iktidar olsa bile! Ama 4 yıllık bir iktidar döneminde bu yolda epey büyük bir adım atılabilir! Önemli olan, büyük kitlelerin aleyhine bozulan gelir/ kazanç dengesini, yoksulların lehine yeni bir dengeye oturtmak...
Ekonomi politikalarının farklılığı ve amaçlarından en önemlisi, milli gelirin yeniden veya daha dengeli dağıtılmasını sağlamaktır (bölüşüm)!
Konumuz, Kılıçdaroğlu’nun ekonomik vaatleri... AKP medyası, CHP liderinin ekonomik “girişimlerine” veryansın halinde: Vayyy nereden bulacaksın! Onu yapamazsın, bunu yapamazsın, yoksulu koruyamazsın, üniversite harçlarını kaldıramazsın...
Ekonomide gelir dağılımının bozukluğunu düzeltebilecek her düşünceyi, her adımı kötüleme yarışındalar... Önerilerin gerçekleşmesinin imkânsızlığını göstermek için de bugüne kadar ağızlarına almadıkları, medyalarında bugüne kadar dillendirmedikleri AKP iktidarının gerçeklerini bile yazmak zorunda kalıyorlar...
İşte bunlardan biri:
“TÜİK’in (Türkiye İstatistik Kurumu) verilerine göre, nüfusun 14.4’ü, yani 10.5 milyon kişi yoksulluk sınırının altında. 4 kişilik aile baz alındığında, 2.6 milyon aileye aylık 600 lira maaş bağlanması gerekiyor. Bunun yıllık maliyeti 18.9 milyar lira..” (Star)
Kendilerine uygun birtakım kişileri de CHP’nin ekonomik paketi aleyhine konuşturuyorlar! Oysa, yukarıda dillendirdikleri yoksulluk olgusunu, kendi iktidarları nasıl yarattı, önce bunu tartışsınlar.
Yoksa, Allah, milli gelirin böyle bölüştürülmesi için Erdoğan’ı mı görevlendirdi! (Sadece, İstanbul’un yarattığı rantla, İstanbul’da yoksul kalmaz!)
Abartılmış rakam ve hesaplarla, bir imkânsızlık sergiliyorlar.
Biri de demiş ki bu öneriler asalak bir toplum yaratır...
Bu sözler bana, Obama’nın, sosyal sigorta yasasına karşı çıkan, muhafazakârların direncini anımsattı! Onlar da aynı gerekçelerle yasa tasarısını iki yıldır bloke ediyordu! Sosyal asalaklar yaratılmasını önlemek de sosyal devletin önemli bir görevidir! Eh, sorunlara Amerikancı düşünme kalıplarıyla, yeni liberalizmle yaklaşmaya başlarsanız...
***
Bir kamuoyu araştırmalar şirketi yöneticinin, CHP’nin sosyal devlet-sol devlet söylemi üzerine itirazlarını, doğrusu şaşkınlıkla dinledim. Diyordu ki sol söylemler yüzde 42’yi ürkütür! CHP’den uzaklaşırlar!
Şaşırtıcı! Ama o kadar da sığ bir itiraz!
CHP yüzde 42’nin malını mülkünü alıp daha yoksul kesimlere mi dağıtacak ki bu kesim ürksün! Bu, on yıllardır sürdürülen, sol herkesi yoksul yapar, yoksullukta eşitlik sağlar, edebiyatının, hâlâ nerelerde ve ne kadar etkili olduğunun bir göstergesidir!
Buna göre, orta halli yurttaşlar, yoksulların gelirlerinin düzelmesini istemezler, bundan endişe ederler...
Bu mantıkla şöyle de diyebiliriz: Partiler yoksul sayısını ne kadar arttırırlarsa, orta sınıf ve zenginler arasında o kadar çok tutulur!
Ege’deki 1950’li yılların düşünceleri çok hızla dönüştü! Ekonomik zeminin modernleşmesiyle birlikte, buna uygun bir üst yapı kültürü gelişmiştir.
Not: Cindoruk, iyi niyetle, bir düş peşine düştü! ANAP’ın, Doğru Yol’un cenazesini diriltme kavgasına dönüştü durum. Ölü diriltilmez. Cindoruk, boşa bir çırpınış içinde! Ölüler mezarlığından isimleri çağırıp duruyor parti; Çiller, olmadı Ahmet Özal... Özal ki her yıl babasının ölümü üzerinden vitrine çıkan bir adam! (Babaları asla hiç ölmeyecekti, ölümü normal olamaz!) Her ikisi de seçimlerde ancak sıfır çeker... Eski “merkez sağ”ın yeniden siyasal olarak biçimlenmesinin anahtarı, AKP’nin elindedir! AKP’nin politikaları ve gidişatı, burada belirleyici olur...
Okur notu: Kurultay oldu, daha saati dolmadan yorumlara bakınca “Çok basit bir konuşmaydı”, “Beklentiyi karşılamadı”, “CHP hâlâ bildiğimiz yerde” gibi kurnazlık kokan söylemlerin sahipleri, artık kendilerini düzeltmesi gerekir. CHP’nin projelerini soranlar, AKP’nin de projelerini sormalı. Kürt sorunu, sıcak paraya dayalı büyümeden kurtulmak uzerine bir stratejisi, bölgesel kalkınma üzerine somut bir projesi vaır mı? Dr. Okan Öztürk