Hürriyet gazetesi yazarı Fatih Çekirge, Gezi Parkı direnişi sırasında Eskişehir’de dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz’a yapılanlar için “Bu nasıl bir vahşettir? Kim yetiştiriyor kardeşim bu sadist polisi? Bu ruh hastasını kim eğitiyor? Kim beline tabanca, eline cop veriyor?...” dedi.
Hürriyet gazetesinde “Sen nasıl bir polissin” başlığıyla yayımlanan (13 Mayıs 2014) yazısı şöyle:
Sen nasıl bir polissin
Semih’i dinlerken içimdeki bütün bulutlar karardı....
Öfke fırtınaları koptu.
Gözyaşlarımın ucunda dinledim o çocuğu...
Bir polis düşünün...
Ortaçağda köle ticareti yapan vahşiler gibi insana pusu kuruyor...
Sokak arasında...
Elinde cop...
Yüzünde gaz maskesi bekliyor.
Biber gazından kaçan bir genç o sokağa girerse yakalayacak.
Yakalasa da ifadesini almak için değil.
Canını almak için bekliyor.
Dün Semih gördüğü o vahşeti tek tek anlattı.
Yaşadığı o anı anlatırken benim kanım dondu.
Ali İsmail’i sokak arasında kıstırmışlar.
Defalarca dövmüşler. Çocuk bayılmış, kaçmaya kalkmış.
Bu defa o fırıncı çıkıyor sahneye. Esnaf demeye dilim varmıyor.
Çünkü insan değil.
Ali İsmail kaçarken çelme takmış.
Sonra o tuzakçı polis çullanmış üzerine.
Coplar, tekmeler, yumruklar, sopalar...
Bu sırada Semih dehşet içinde olanları izliyor.
Ali İsmail son bir hamleyle kaçmak istemiş.
Hayır...
Bu defa polis S.K. çökmüş üzerine çocuğun...
Kafasına tekmelerle dakikalarca vurmuş.
Diğer polisler gelince onların bile kanı donmuş bu manzara karşısında.
Kimsiniz kardeşim siz!?
Semih anlattıkça içimdeki öfke öylesine kabardı ki...
Bu nasıl bir vahşettir?
Kim yetiştiriyor kardeşim bu sadist polisi?
Bu ruh hastasını kim eğitiyor?
Kim beline tabanca, eline cop veriyor?...
İçişleri Bakanlığı bu konuda mutlak bir inceleme yapmalıdır.
Yalnızca bu olay için değil.
Toplumsal olaylara müdahale eden polisler nasıl yetiştiriliyor?
Bu “pitbull ruhu”nu kim aşılıyor bu polislere?
Hepimizin çocuğu var.
Protesto etmek istiyor. Demokratik hakkını kullanıyor.
Diyelim ki aşırıya gitti.
Diyelim ki hata etti.
Bunun karşılığı, böyle sokak aralarında tuzak kurup insan avı mı yapmaktır?
O zaman mahkemeler niye var?
Polis insan hayatı almak için mi, yoksa insan hayatını korumak için mi var olduğunu nasıl anlayacak?
İşte buradan söylüyorum:
Semih’in anlattıkları ortadadır.
Polisin kurduğu alçakça tuzak ortadadır.
İnsanlık dışı ölüm ortadadır.
Vahşet ortadadır.
Yakın mesafeden kafalara sıkılan gaz fişekleri, İzmir Kordon da saçlarından sürüklenen kızlar...
Üniformalı sadizm ortadadır...
Eğer insanlık dışı kalmış bu polisler emniyet teşkilatından ayıklanmazsa...
Ne devlete ne de polise güven kalır?
Çok iyi biliyorum ki, polisin içinde de bu vahşilere karşı tepki duyan vicdan sahibi polisler var.
Ve çoğunluktalar.
Ama birkaç gözü dönmüş sadist o üniformayı taşıyan herkesi lekeliyor...
Dün Semih mahkemede, polisin vahşetini, polislerin gözlerinin içine bakarak anlattı.
İşte o an düşündüm...
O sadist polis bunları dinlerken acaba ne hissetti?
Kalbi var mı bunların?
Türkiye bu lekeyi nasıl aşacak?
İçişleri Bakanlığı toplumsal olaylara müdahale edecek polislerin eğitimiyle ilgili mutlak bir inceleme başlatmalı.
