AKP Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, olağanüstü itiraz yoluna girecek İstanbul'da seçimin yenilenmesini isteyeceklerini açıkladı. Öte yandan Yavuz, Yüksek Seçim Kurulu'nun verdiği yalnızca 51 ilçedeki yeniden sayım kararına tepki göstererek, "YSK'nın kararları hepimizi bağlar ama bu kararları eleştirme hakkımız var. Bu şimdi neyi değiştirecek? Hiçbir şeyi. Bu 51 sandığı saymanın hiçbir anlamı yoktur. Bizim böyle bir talebimiz de yok" dedi.
AKP'nin adayı Binali Yıldırım ile resmi olmayan sonuçlara göre İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu arasındaki farkın 29 binlerden 14 binlere indiğini söyleyen Yavuz, "Ne kadar sayıldı sandıkların yüzde 6'sı. Bir de 20'si sayılsaydı. Bu sayımın manzaranın geleceği çok net. Bu kadar saymamızla oralarda buralara düşmüşse fark, tamamı sayılsaydı ne olacağının resmidir bu. Elimizde yeniden kullanabileceğimiz bir fark var, nedir o? Olağanüstü itiraz yolunu öngörüyor yasalar" ifadelerini kullandı.
Yavuz'un açıklamaların bazı satır başları şöyle:
"Oyların tamamının sayımına ilişkin sadece yüzde 6 iken geldiğimiz noktada fark 29 binlerden 14 bine indi. Bunu Cumhuriyet Halk Parti'nin Sözücüsü'de ifade ettiler. Zaten baktım metne en net ve doğru ifade o kısım. Bunun haricinde dile getirilen hususları hiç polemik konusu yapmadan açıklamak istiyorum. Meramım Faik Öztrak Bey'e bunu anlatmak değil, gerçeği kamuoyuyla paylaşmak açıkçası. Faik Bey muhtemelen bilmiyor ya da kendisini yanıltıyorlar ya da işine böyle geliyor. Ama ben yine de bilmediğini düşünmek istiyorum. Diyor ki Faik Öztrak Bey, bu sandık başında görevlendirilenlerle ilgili, bu insanları sandık başına gelen sizin iktidari amirleriniz diyor. Böyle çok var da bir iki tanesine cevap vermek istiyorum. Biz İstanbul'da da devamlı seçim kanunları kitapçığıyla kürsüye çıkmaya çalıştık. Çünkü bu süreç hukuki bir süreç. Ve şekil hukuku caridir, bu seçim iş ve işlemlerinde onun için her şeyinizin kaynağı seçim kanunlarında bulunmalıdır. Biz de o yüzden kanunun ön gördüğü hususlar çerçevesinde taleplerimizi dile getirdik ve takibimizi de bu istikamette yaptık. Ve dedik ki biz 298 sayılı yasanın 22. maddesi sandık başkanlarını nasıl olacağına ilişkin net bir hüküm koyuyor. Kanun numarasını vererek izah etmeye çalışayım. 24 Haziran'ın hemen öncesinde yapılan değişikliğin ardından bu iş şöyle olmalı, yasada çok açık, diyor ki yasa; o ilçe sınırları içinde, mesela Büyükçekmece'yi konuşalım, ne kadar kamu görevlisi varsa mülkü idare onu seçim kuruluna teslim eder. Mülki idare amirinin görevi o noktada bitti. Telsim etmiş mi, etmiş. Seçim kurulu başkanı bu mülki idare amirinin teslim ettiği listeden kura çekimi ile sandık sayısının iki katı oranında ismi belirler daha sonra da engeli olanları çıkartmak suretiyle kalanları sandık başına yerleştirir. Görevi kabul etmeyen kişiler varsa o önce çekilip de yedek olarak kalanlar arasından tamamlar diyor. Peki seçim kurulları ne yapıyor, 13 ilçeyi inceleyebildik tam olarak, 16 bin kişi o listenin içinden yerleştirilmiş iken beş bin kişi de o listenin dışından yerleştirilmiş.
"Sizin idari amirleriniz diyor ya böyle bir durum yok. Gerçekten yok. Listenin dışına çıkan ve bu imkanı kullanan ilçe seçim kurulu başkanları. O zaman bunu nasıl böyle söyleyebiliriz? Çok kıymetli CHP Sözcüsü'ne şunları söylemek istiyorum, hem kendileri hem biz demokrasiye tarafız, cumhuriyete tarafız, güvenli bir biçimde seçimlerin yapılmasına tarafız ve böyle olmalıyız. Bakın biz rakip partiler olabiliriz, bir ili birimiz almaya çalışırız. Bugün bir partidedir yarın başka partide olur, bunlar demokrasinin güzellikleri. Orayı kazanmaya çalışmak yadırganacak bir şey değil. Geliniz bunun takipçisi olalım hep birlikte. Bunu polemik konusu yapmadan, bunu başka yerlere çekmeden irdelememiz gerekir. 'Siz iktidar değil misiniz?' Evet biz iktidarız ama yargının bağımsızlığı denen bir şey var. Bu yargı onun için var. Yargı bu yetkiyi tarafsız bir şekilde kullanılsın. Biz diyoruz ki bu tam olarak böyle kullanılmamış.
"İstanbul'un her yerinde organize bir şeyler yapılmış"
"Büyükçekmece'den açılmışken söyleyeyim, bir yanlışı da düzeltelim. Büyükçekmece'de talebimizi geri çektiğimizi söylüyor yine Sayın Öztrak. Yok böyle bir şey. Nereden çıkıyor? Biz Büyükçekmece'yle ilgili itirazlarımızı yaptık. Hatta bugün olağanüstü itirazımızı da yapıyoruz Büyükçekmece için. Büyükçekmece'de daha farklı usulsüzlükler de yapılmış. Ben onu uzun uzun anlattım. Faik Bey'in dediği gibi de yok, seçmen farkı o kadar yok falan değil. Siyasi anlamda işimize geldiği gibi rakamları kamuoyuyla paylaşırsak bu kamuoyunu yanıltmak olur. Doğru bilgilendirmek olmaz. Sandık seçimin namusu diyorsak bu sandıkta olup biteni net bir biçimde ortaya koymak gibi bir mecburiyetimiz var. İstanbul'u çok iyi mercek altına aldık. İstanbul'un her yerinde organize bir şeyler yapılmış. Onun için adına organize usulsüzlük dedik. Aklımıza bu tabir geldi ve bunu söyledik değil. Bunu düşündük ve bunu böyle ifade edelim dedik. 2017 yılında özellikle Büyükçekmece'deki bir işçi ilçe nüfus müdürlüğünde görevlendiriliyor ve o kişi hem belediyedeki bütün imkânları kullanarak, çünkü numarataş oradan verilmesi gerekir,hemen iskana açılmamış bir yeri numaralandırılıyor. bir sokağı, okulu ev gibi gösteriyor ve hemen oralara seçmen kaydı yapıyor. Ben daha önce rakamları verdim. Bir soruşturma evrakı zaten işliyor. Burayı biraz daha mercek altına almamız gerekiyor.
"YSK'nın kararlarını eleştirme hakkımız var; bu 51 sandığı saymanın hiçbir anlamı yoktur"
Biz sandığın başı var, öncesi var ve sonra seçim kurulunda bir şeyler var. Ve bunun bir bağlantısı var. Gördük ki diğer problemler bir yana, sandık sonuç sayım döküm cetveli bir kısmı boş, bir kısmı isimsiz, bir kısmı mühürsüz ve bunlar birkaç değil arkadaşlar, yüzlerce. Bu kadar sayıda belgenin, bu kadar eksik usulsüz şekilde girmesi mümkün müdür? Değil. Tüm bunlara dayanarak biz dedik ki YSK'ya gittik, bu oyların tamamı sayılsın dedik. YSK ne karar verdi; dün itibariyle 'Oyların tamamının sayılmasına gerek yoktur' şeklinde karar verdi. Ve bu kararı verirken, 51 sandıkta oylar yeniden sayılsın diye bir kararı var. YSK'nın kararları hepimizi bağlar ama bu kararları eleştirme hakkımız var. Ben bunu anlamış değilim. Biz bu 51 sandığı dedik ki bak burada çetele oluşturulmamış, çizelge imzalanmamış dedik. Örnekler bunlar dedik. Bunlara ilişkin sayım istemedik. Bunlar gibi yüzlerce binlercesi var dedik. Bu şimdi neyi değiştirecek? Hiçbir şeyi. Bu 51 sandığı saymanın hiçbir anlamı yoktur. Bizim böyle bir talebimiz de yok. Biz bunları örnek gösteriyoruz dedik. İkincisi, İstanbul'da çok parçalı bir durum var. Çok kargaşa bir durum var, kabul ediyoruz bunu. Bazı ilçeler oyların tümünün sayılmasına karar evrilmiş, bazı ilçelerde torba açılıyor maddi usulsüzlükler varsa onlar bazı ilçelerde sayılıyor ama bazı ilçelerde sayılmıyor. YSK ne yapması gerekir? Bu kargaşayı ortadan kaldırması gerekirdi. Bu kargaşa, şaibe, şüphe ortadan kalkmadı YSK kararı sonrası. Neden? Sayılan yerlerde gördük ki çok büyük usulsüzlükler, kaydırmalar var. Bizim aleyhimize kaydırılmış. Sadece geçersiz oyların rakamından, 6 binden bahsediyoruz, maddi hatalardan ortaya çıkan rakamlar var, bir de tümünün sayısından çıkan sonuçlar var. Ne kadar fark var 14 bin. 29 binden gelindi. Ne kadar sayıldı sandıkların yüzde 6'sı. Bir de 20'si sayılsaydı. Bu sayımın manzaranın geleceği çok net. Bu kadar saymamızla oralarda buralara düşmüşse fark, tamamı sayılsaydı ne olacağının resmidir bu. Elimizde yeniden kullanabileceğimiz bir fark var, nedir o? Olağanüstü itiraz yolunu öngörüyor yasalar.
"307 tanesi girmemişti. Biz bunu sonra seslendirmeye başlayınca boş girdiler, yanlış girdiler. Pes diyoruz.
"(Bu usulsüzlüğe her parti temsilcisi göz mü yummuş oluyor? Yoksa burada bir ihmal mi var?) 5 siyasi partinin sandıkta görevlisi var. Fakat ben başka bir şey söylüyorum. Tutanak tutulmuş ama bu tutanak gelmemiş seçim kurumuna. İmzalar atılmış ama orada boş girmişler. Sandık başkanının bunu boş getirmesi mümkün mü? Demek ki orada bizim sandık kurulu üyemizin ötesinde bir sahtekarlık bir usulsüzlük var. Başka bir şey var bakıyorsunuz sayım döküm listesine, imzalar var ama oradan sandık seçim kurulu tutanağına geçirilirken kaydırma yapılmış hızlı bir şekilde.Çok ince bir işçilik yapıldığı buna çok özel çalışıldığı her halinden bellidir.
"Kolide yanımda getirdim örnekleri. Bakıyorsunuz sayı değişmesin diye, AK Parti’nin aldığı CHP’ye aktarılmış. O küçük partilerin aldığı tek tük oylar da Ak Parti’nin hanesine yazılmış.
"(Sahadaki görevlileriniz görevlerini yerine getirmedikleri görünüyor bir anlamda. Orada müdahale edilseydi tablo daha farklı olabilir miydi? Özeleştiri yapıyor musunuz bu anlamda?) Bir milyon kişiyle hazırlanıyoruz dile getirdik. O hazırlıklarımız olmasaydı bu farkı şu anda bu derece aşağıya indiremezdik. Biz sandık başkanlarını belirleme imkanına sahip değiliz, belgeyi bozma, yeni bir belge ortaya koyma müdahale edebilecek halde değiliz. Biz o belgenin hangi belge olarak girileceğini kontrol etme şansına sahip değiliz. Bu bilakis ilçe seçim kurulu, başkanlıklarından kaynaklanan, belki onları da biri yanıltmıştır. Onlar da düşsün onun peşine. Bildiğimiz bir şey var, mülkü idarenin verdiği listenin dışına çıkılmış. Biz bunu denetleyemeyiz ki. Çünkü bu partilere kapalı.
"Birilerinin FETÖ'den istifade etmek işlerine gelmiş olabilir. İş birliği yapılmış olabilir. Bununla ilgili ne yapıldığı ne yapılmış olabileceğine ilişkin konuları ileriki zamanlarda sizlerle paylaşacağız. Buradan çok soruşturma çıkacak. Önce önümüzdeki işi yapalım diyoruz. Bu kadar üst üste gelmişse bu usulsüzlükler bunlar mutlaka karşılığını bulmalıdır. Suç duyurularında bulunmuş olacağız.
"YSK'nın verdiği kararlar hepimizi bağlar. Ama şüphe ortadan kalkmamış olur. Bütün bunlara ilişkin de net bir karşılık ortaya konmamış olur. Beş yıl boyunca bu şaibe konuşulur. Buna kimsenin müsaade etmemiş olmasını diliyorum.