Gündem

'Ali Fuat Yılmazer: Emniyet'teki kayıp cihazlar MİT'e devredildi'

Ali Fuat Yılmazer: Yolsuzluk varsa iktidar hedef olur. Çünkü sorumlu mevkide o vardır. Güç ondadır. Ya yolsuzluğa bizzat bulaşmıştır, ya da göz yummuştur

07 Mart 2014 16:20

Ergenekon ve Balyoz operasyonları sırasında İstanbul Emniyeti istihbarat şube müdürü olarak görev yapan Ali Fuat Yılmazer, Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı'ya konuştu.

Yılmazer, dinlemelerle gündeme gelen teknik takibin tüm dünyada kullanılan bir yöntem olduğunu söyledi. Yolsuzluk operasyonlarının ve isnatlarının muhalefete değil, iktidara yapılmasının doğal olduğunu belirten Yılmazer kayıp dinleme cihazlarına ilişkinde "Bu cihazlardan Genelkurmay İstihbarat'ta vardı ve MİT'te vardı. Daha sonra Genelkurmay'dakiler sakıncalı bulundu ve Genelkurmay'ın bu cihazları da MİT'e devredildi" dedi. Muazzam operasyonlar yaptıklarını ve siyasi iradenin kendilerini hep desteklediğini belirten Yılmazer "Sayın Başbakan benim ve ekibimin yaptığı onca operasyondan birine yüzünü ekşitti mi? Hayır, tam aksine çok memnundu herkes.’’ diye konuştu.

Fatih Altaylı'nın köşe yazısında kaleme aldığı Ali Fuat Yılmazer'in görüşleri şöyle:

Yılmazer, Ergenekon davası sanıklarından ve mahkûmiyeti şu an Yargıtay aşamasında olan Serdar Öztürk ne demişse, hükümetinde bugün aynı şeyleri söylediğini belirtti. Ergenekon ve Balyoz sanıkları ile ilgili konuşan Yılmazer, o dönemde haksız dinlemeler yapıldığı iddiasıyla Eski İç işleri Bakanı Beşir Atalay tarafından üç kez soruşturma geçirdiklerini ve soruşturmalarda usulsüz hiçbir dinlemenin yapılmadığını ifade etti. Eski İstihbarat Müdürü “Hanefi Avcı, emniyette var olduğunu iddia ettiği yapılanmayı anlatmak için bakanlar, başsavcılar, genel müdürler, yani yetkili mevkide kim varsa hepsine gitmiş ve ‘Ben derdimi kimseye anlatamadım' diyor. Aslında anlatmış. Kitabında yazıyor hepsi, ‘Denetleyeceğiz' demişler ve denetlemişler. Beşir Atalay, bu iddialarla ilgili olarak üç kez soruşturma açtırdı. Hiçbir şey bulunamadı, hiçbir şey çıkmadı. Adalet Bakanlığı soruşturma açtırdı, hiçbir şey bulunamadı. Üstelik HSYK daha değişmemişti. Anayasa gereği HSYK'da yapılan değişiklik henüz gerçekleşmemişti. Sonra ben, Hanefi Avcı'ya dava açtım, kazandım.” Şeklinde konuştu.

 

'Emniyet İstihbarat 2 yıl önce komple değişti'

 

Eski İstihbaratçı Ali Fuat Yılmazer iki yıl önce o güne kadar çok başarılı işler yaptığı söylenilen arkadaşlarının hepsinin görevden alındığını ifade etti. Yılmazer, görevden alınan istihbarat personelinin emniyetin envanterinde olup daha sonra kaybolduğu iddia edilen dinleme cihazlarını yanlarında götürdüğü iddiası ile ilgili de konuştu. Yılmazer “Bu cihazlar varsa ve götürülmüşse, her şey İçişleri Bakanlığı'nın elinin altında. Kim götürmüş, bulsun göstersin. Burası devlet. Her şeyin kaydı, belgesi vardır. Kime zimmetliyse, kim kullanmışsa bellidir. Bulup çıkarsınlar. Ama çıkartamazlar çünkü öyle bir cihaz yok. O cihazlar Türkiye'de var ama emniyette yok” şeklinde konuştu.

 

'Dinlemelerle muazzam suçlar ortaya çıkartıldı'

 

Eski İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer yapılan dinlemelerle muazzam suçların ortaya çıkarıldığını belirtti. Yılmazer yapılan dinlemelerin yöntemini de şu şekilde anlattı; “Bir potansiyel şüpheli izlenmeye başlanır ve sonra da onun ilişkiler ağı ortaya çıkar. Reza Zarrab, yaptığı işler ve hakkındaki iddialar nedeniyle şüphe uyandırınca izlemeye alınmıştır. Bu dinleme sonucunda Zarrab kimle görüşüyorsa kayda girer. Zarrab'ı dinleyenler bu işin bakanlara, bakan çocuklarına gideceğini nereden bilsin. Ama takip oraya doğru gitmişse bu dinleyenlerin suçu mu?”

 

'Yolsuzluk soruşturmasının ucu iktidara dayanır'

 

Dünyanın her yerinde yolsuzluk soruşturmalarının ucunun hükümetlere dayandığını belirten Yılmazer, “Yolsuzluk varsa iktidar hedef olur. Çünkü sorumlu mevkide o vardır. Güç ondadır. Ya yolsuzluğa bizzat bulaşmıştır, ya göz yummuştur, ya da fark edememiş hesap soramamıştır ve bunların hepsi gücü ve yetkiyi elinde bulunduran iktidarın suçu olarak görülür. Yetkisiz muhalefetin değil.'' Dedi.

 

Kayıp cihazlar MİT'te

 

Eski İstihbarat Müdürü yapılan teknik takip ve dinlemelerin yargı safhasına gelinceye kadar müdür, amir ve memur yaklaşık 2 bin kişiye yakın personelin elinden geçtiğini ifade etti. Yılmazer, “Kayıp cihazlara gelince ben o cihazları hiç görmedim. Olsa İstanbul Emniyeti'nde olurdu. Çünkü en önemli yerdir. En faal yerdir. İstanbul'da bu cihazları, havadan dinleme yapan cihaz olduğunu görmedim. Olsaydı görürdüm. Ama o cihazların nerede, kimde olduğunu herkes biliyor. Bu cihazlardan Genelkurmay İstihbarat'ta vardı ve MİT'te vardı. Daha sonra Genelkurmay'dakiler sakıncalı bulundu ve Genelkurmay'ın bu cihazları da MİT'e devredildi.” Şeklinde konuştu.