CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi, Alevi ve Kürtlere yönelik nefret söyleminde bulunan eski AKP milletvekili ve Akşam Gazetesi yazarı Hüseyin Besli hakkında suç duyurusunda bulundu.
Besli, Akşam Gazetesi’nin internet sitesinde Pazar günü yayınlanan yazısında; Alevi ve Kürtler için “çifte kavrulmuş yalancı ve yalanı düstur bellemiş kimseler” ifadelerini kullanmıştı.
CHP'li Hakverdi, Besli'nin Alevi ve Kürtlere yönelik nefret söylemiyle ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda buldu. Hakverdi, suç duyurusunda; Besli’nin Kılıçdaroğlu’na Alevi ve Kürt kimliği üzerinden; yoğun tahrik, tahkir ve aşağılama içeren söylemlerde bulunduğunu belirterek Besli hakkında TCK’nın 216. maddesi uyarınca “halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama” suçlaması ile suç duyurusunda bulundu.
Hakverdi, konuya ilişkin şu açıklamayı yaptı:
“Anadolu, yüz yıllardır birçok inanca ve etnik kimliğe ev sahipliği yapmaktadır. Bu bizi ayrıştıran değil, tersine birleştiren ve güzelleştiren özelliğimizdir. Bu birlikteliği hazmedemeyenler, tarihin birçok evresinde zaman zaman ortaya çıkmıştır. En son ortaya çıkan da Hüseyin Besli olmuştur. Şunu unutmamak gerekir ki bu çabalar boşunadır, hiç kimse bu ülkenin güzel insanlarını ayrıştıramayacak ve kadim Anadolu kültürünü yok edemeyecektir. Yaptığı açıklama ile halkın bir bölümünü aşağılayan Besli hak ettiği cezayı mutlaka almalıdır.” (ANKA)
Besli ne demişti?
Hüseyin Besli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu hedef aldığı yazısında Alevi ve Kürtlere yönelik nefret söyleminde bulunmuş şunları kaydetmişti:
“Malum, daha düne kadar, Türkiye'de alevi vatandaşlar kimliklerini açıkça ifade edemiyorlardı. (Ne yaman çelişkidir ki bunun da kökeni CHP zihniyetine dayanır.)
Aksi takdirde bilhassa devlette bir takım yerlere gelemezlerdi.
Bu nedenle, alevi bir anne baba daha doğumdan itibaren çocuklarına kimliklerini gizlemeyi yani yalan söylemeyi öğretmek durumundaydı... Bu bir.
İkincisi; yine malumdur ki Alevilik Türkmenlere mahsus bir şeydir. Türkmen haricindeki, mesela Kürt aleviler ana kitle tarafından makbul sayılmazlar, hatta Alevilik kimliğinin başka bir kimliği örtmek için kullanıldığını bile düşünürler.
Böyle olunca; alevi Kürt bir aile çocuklarına alevi kimliğini gizlemeyi öğrettiği/öğütlediği kadar Kürt kimliğini de saklamayı öğretmek mecburiyetinde kalmaktadır.
Yani söz konusu çocuklar 'çifte kavrulmuş yalancı' olmak durumundadırlar. Ve ne kadar maharetle yalan söyleyebiliyorlarsa o kadar aferin alarak yetişmişlerdir.
Şimdi tam burada İbn-i Haldun'un "adetler zamanla karaktere dönüşür" deyişini hatırlayabiliriz.
Yani, Kemal Kılıçdaroğlu gibiler bir bakıma toplumda bir yer elde etmek için, bir bakış açısına göre masum ve mecburi yalan söyleye söyleye, zamanla yalan söylemeyi ve yalancılığı karakter ittihaz etmiş oluyorlar."