İyi Parti Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener, Bursa mitinginde konuştu. Hükümeti eleştiren Akşener, “Bir seçime gidiyoruz 24 Haziran’da. Süper baskın seçime gidiyoruz. Şimdi soru şu? Madem her şey çok iyiydi, niye seçime gidiyoruz? Madem her şey kötü ve seçimle düzeltilecek, o zaman niçin iktidar partisine oy verelim? Kötüyse niye seni seçelim, iyiyse niye seçime gidiyorsun. Artık yolun sonu görünüyor “ dedi.
Bursa’da Gökdere Meydanı’nda vatandaşlarla hitap eden Akşener, “Bursa kararını vermiş; Bursa diyor ki Cumhurbaşkanı Meral Akşener diyorö diyerek başlayan Akşener, “Bursa’da olmak, sizinle beraber olmak ve bu bayram günü burasını bu şekilde doldurmanız, buraya şeref vermeniz beni tahmin edemezsiniz, yüreğimden vurdunuz. Allah razı olsun Bursa. Bayramımız mübarek olsun"dedi.
Akşener, şunları söyledi:
“İşinizi gücünüzü bıraktınız, bayram günü buradasınız. Bu benim için vebaldir, Allah sizlere karşı beni utandırmasın. Hakkınızı helal edin, Allah bin kere razı olsun. Bir seçime gidiyoruz 24 Haziran’da. Süper baskın seçime gidiyoruz. Şimdi soru şu? Madem her şey çok iyiydi, biz niye seçime gidiyoruz? Madem her şey kötü ve seçimle düzeltilecek, o zaman niçin iktidar partisine oy verelim? Kötüyse niye seni seçelim, iyiyse niye seçime gidiyorsun. 16 yıldır iktidardalar. 16 yıldır Bursa iktidar partisine güvendiğini ortaya koyuyor, peki ne oldu? Bursa’nın sanayisi mi gelişti, gençlere iş mi bulundu, hala Bursa’da eğer Şırnak’ta olduğu gibi genç işsizliği birinci büyük problemse, Bursa gibi hem tarım hem sanayi şehri olan bu şehrimizde genç işsizliğinin olmaması gerekiyordu. Bursa çiftçisi arş-ı alaya mı çıktı, sanayici üretimde dünyada rekabet eder hale mi döndü? Bunların hiçbiri olmadıysa, demek ki artık yolun sonu görünüyor. İYİ Parti’yi siz kurdunuz, millet kurdu. Dediniz ki bize, yürüyün biz sizinle beraber yürüyeceğiz, biz de yola çıktık. Herkes dedi ki İYİ Parti kurulmaz, size olan inancımızla partimizi kurduk, seçime giremez denildi, herşey yapıldı, aklı, irfanı, feraseti işlettik, seçime girdik. İYİ Parti kurulmasaydı bugün bu seçim öncesinde ‘Erdoğan kaç puanla birinci turu geçiyor’un konuşulacağını söyleyen Akşener, “Bugün İYİ Parti var, herkes Sayın Erdoğan da başta olmak üzere seçmenimize proje anlatıyor, gelecekle ilgili yol haritaları sunuyor. Bu başlı başına İYİ Parti’nin, sizlerin Türkiye’ye katkısıdır. İlk defa bu seçimde çiftçiler, gençler, eğitim, sanayi ve üretim konuşuluyor. İlk defa bu seçimde memurun, öğretmenin, hemşirenin durumu konuşuluyor. İlk defa bu seçimde işsizin durumu konuşuluyor" dedi.
"Bütün projelerimizin kaynakları hazır"
Akşener, şöyle devam etti: “Şimdi öyle bir şey oluyor ki, çok hazırlıksızlarmış. Bir cümle söylüyorum ertesi gün herkes söylüyor, halbuki biz çok önemli bir kadroyla, ekonomide, dış politikada, gençlikle genç kardeşlerimizin oluşturduğu kadroyla, sosyal politikalar, adalet konusunda gerçekten yetkin çok hazırlıklı bir kadro ile yola çıktık. Bütün projelerimizin kaynakları hazır, projelerimizin hangi kaynaktan nasıl hayata geçeceği kuruş hesabına kadar ortaya konmuş durumda. Bunun anlamı ciddiyettir, çalışmaktır. Onların istediklerini hayata geçirmek için gayret göstermektir. Bu kadar hazırlıksız, bu kadar Türkiye ile ilgili bihaber bir seçim atmosferinde sizin desteğinizle İYİ Parti gerçekten güneş gibi doğmuştur. Biz bir proje partisiyiz. Yani projeler hazırlayan bir partiyiz. Biz milletimizin taleplerine dikkat eden, onlara yönelik çözümler üreten siyasi partiyiz. Ekonomiden başlayalım, 16 yıldır 2 trilyon dolar, hepinizin vergilerinden para toplandı. 453 milyar dolar borç alındı, 70 milyar dolara Türkiye’nin bütün varlıkları satıldı, bunun karşılığında yapılan ise sadece bölünmüş yollar. Türkiye, büyük projelerini Hazinenin garantisiyle yandaş müteahhitlere yaptırdı. Yani yollar, köprüler, tüp geçitler ve şehir hastaneleri. Vatandaşın insanın ihalede birim maliyeti olarak ortaya konduğu bir ilhale sistemiyle yandaş müteahhitler zengin edildi. Halbuki bütün büyük projeleri devlet yapmalıydı. Devlet yaptığı zaman daha ucuza daha kısa sürede sonuçlanırdı."
"En çılgın projesi Millet Kahveleri oldu"
Akşener, “Bazı köprülerden geçtiğinizi biliyorum. Geçen de para ödüyor geçmeyen de para ödüyor. Müşteri garantisi verilmiş köprüler, hastaneler, hastanın ilk defa bir cumhurbaşkanı tarafından müşteri gözüyle görüldüğünü de bu ülke gördü. Sağlık sistemi, eğitim devletin görevidir. Güvenlik devletin görevidir ve adalet herkese eşit adalet devletin görevidir. Devletin bu büyük yatırımları yapması gerekirken, fabrika yapması gerekirken, eğitimi 21. Yüzyılın kurallarına uygun tanzim etmesi gerekirken, bu seçimin en flaş en çılgın projesi Millet Kahveleri oldu. Devlet kura kura kahvehane kuruyor size. Yuhalamayın, 24’ünde gereğini yapalım" dedi.
Akşener, “Eğer üretimi çiftçi için, tarım için, sanayi için merkeze koyamazsınız, gençleriniz, 4 yıllık üniversite mezunlarınız işsiz kalır; lise mezunlarını meslek sahibi edemezseniz onlar da işsiz kalır" diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz sadece üretim ekonomisinin hem tarımda, hem de sanayide öne koyacağımızı ilan ediyoruz, söz veriyoruz ve bu nedenle her yıl 50 milyar dolarlık yatırım yapacağız ve gençlerimize işsizlerimize iş imkanı sağlayacağız. Devlet gencine iş üretmek zorundadır. İş üretemiyorsa biz gençlerimize 500 lira vatandaşlık maaşı bağlayacağız dedik. Gençlerimize ya iş vereceğiz ya maaş vereceğiz. İYİ Parti son derece ciddiye alınan bir parti. Pek çok sayın Erdoğan başta olmak üzere, adaylara vaatleriyle ilgili bir soru sorulmuyor. 4 TV kanalına çıktım sadece bana soruluyor, kaynak nerede diye soruyorlar, çünkü bizim başa geleceğimizi düşünüyorlar, onun için kaynak soruyorlar. Oralarda ve meydanlarda söylüyorum, Türkiye’nin eğitimli nüfusu, 25 milyon öğrencisi var. Pek çok dünya ülkesinin nüfusundan fazla bu genç eğitimli üretken nüfusu sadece ve sadece Türkiye’nin geleceğine tuğla koymak üzere yönetmek ve eğitim sistemini buna göre tanzim etmek lazım. Projelerimizi paylaşayarak yürümek yerine son 1 haftada görüyorsunuz ki Türkiye sanki savaşa gidiyormuş gibi bir dil kullanılıyor. Binali Yıldırım başta olmak üzere bize alçak, bize satılmış dedi. Yahu alt tarafı seçime gidiyoruz, bunu savaş alanına çevirmenin mantığı nedir? O mantık artık Bursa’nın AK Parti’ye kırmızı kart gösterdiğinin işaretidir."
Kaynakları sıraladı
Akşener, göreve geldiğinde kaynakları nasıl bulacağını da şöyle sıraladı: “Şimdi, Suriye'nin içişlerine elini soktu, 4 milyon Suriyeli mülteci var. Bu 4 milyon mülteci için, bildiğimiz bir şey var, herkes vatanında mutlu ve özgürdür, dolayısıyla ilk iş olarak Cumhurbaşkanı seçilir seçilmez Suriye ile olan ilişkileri düzelteceğiz ve 4 milyon Suriyeli mültecimizi vatanlarında rahat etmeleri için memleketlerine göndereceğiz. Biz Suriye’de mültecilerle Halep’te iftar yapacağız. 150 milyar TL Suriyeli mültecilere para harcandı. Onu koyun cebinize. 8 milyar TL sadece devletin kiraya ödediği para. Bunların içinde bakanların bindiği, çoluğunun çocuğunun bindiği araçlar var. Ben diyeceğim ki, hani sayın Mehmet Şimşek’in fındık fıstık parası dediği, inin o arabalardan bakalım diyeceğim ve 8 milyar TL’yi cebimizde hesaplayın. TRT’yi satacağım dedim. 2,5 milyar TL her yıl sizin cebinizden çıkan para. Bir kamyon insan zengin oluyor orada dolayısıyla onu satacağım, her yıl 2,5 milyar TL cepte, aynı zamanda satışından elde edilen gelir de cepte. Hiç anlayamadım. Zaten hırsızlıkların önüne geçeceğiz, hırsızların da elinde ne varsa alacağız. Ve en önemlisi sayın Binali Yıldırım birden bana bağırmaya başladı. TİKA’yı satıyormuşum. Ben TİKA’yı satacağım demedim, benim söylediğim devletin kurumlarını yeniden hayata geçireceğiz. Bu satma işlemi nereden çıktı diye baktım, ben milliyetçiyim ya, aklı sıra beni TİKA ile vuracak. Öyle bir şey oldu ki TİKA’yı inceledik, TİKA yıllık 8 milyar dolar para harcıyor. 6.5 milyar doları polisin, hemşirenin, memurun, işçinin cebinden çıkıyor, Hazineden verilen para. Nereye harcanmış diye baktığımızda da bu kadar paranın harcandığı yerleri bulamadık, çünkü Sayıştay denetiminden kaçırılmış. Kamboçya’da okul yapmışlar. Mardin, Muş, Bitlis’ten geliyorum. Kocaeli’nin köylerini biliyorum. Oralardaki ilkokullarla Kamboçya’daki ilkokulu karşılaştırdım, bu paralar haram olsun haram diyorum. Şimdi dış politikanız yerle bir olursa eğer, o ülkeyi yöneten siyasetçiler itibar kaybederlerse, biliniz ki hem paranız, hem ülkeniz itibar kaybeder. Hem ekonomide, hem dış politikada ağzımdan çıkanın kulağım tarafından duyulması gerekir, ciddi olmak gerekir, kendi bekanı, ülkenin bekasıyla eş tutmamak gerekir, kibirden uzak olmak gerekir."