İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Afrin'ye yönelik Zeytin Dalı Harekâtı'na katılan askerlerin davul ve zurnayla afişe edilerek gönderilmesini eleştirerek, "Bu kardeşiniz, ablanız, en uzun 50 kilometrelik kara harekatının ardında imzası olan kişidir. Siz o zamanlar, davulla zurnayla Mehmetçikleri afişe ederek, komutanları afişe ederek, o günlerin içişleri bakanı olarak övündüğümüzü duydunuz mu? Duymadınız. Çünkü, askeri müdahaleler ciddidir, ciddiye alınmalıdır. Futbol maçına benzemez. AK Parti'nin Genel Başkanı muhtarlara konuşuyor, diyor ki 'Daha yeni ısınmaya başladık, yolun başındayız.' Utanın utanın, futbol oynamıyorsunuz" dedi. "Şimdi moda oldu, herkes Afrin'e gidiyor" diyen Akşener, "Ben de merak ediyorum. Koltuktan kalkmaya cesaret edemeyenler, canından nasıl vazgeçecek" dedi.
"Davulla zurnayla harekât yapılmaz"
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin il başkanlığı binasının açılışı için Denizli'ye geldi. Burada partililere seslenen Akşener, Afrin harekâtının zorunluluk olduğunu baştan beri söylediklerini belirtti. Akşener şöyle devam etti: İyi Parti olarak daha önce davulla zurnayla harekât yapılmaz dedik. Ve Afrin'le ilgili olarak 'Zorunlu ve geç kalınmış bir harekattır' dedik. O zamandan beri Afrin'de mücadele eden Mehmetçiğimizin, kahraman ordumuzun arkasında durmaya, polemiklerin dışında kalmaya dikkat ediyoruz. Çünkü devlet yönetmek ciddi bir iştir. Bu arkadaşlar ciddiyetsiz insanlar, 16 yılda devlet yönetme ciddiyetini hala öğrenemediler. Sorum şu; Suriye meselesini biz eğer beraber konuşsaydık, muhalefeti dinleselerdi, sözlerine dikkat etselerdi, bugün Afrin konusu nasıl olurdu? Ve Kilis, Reyhanlı, Hatay gibi şehirlerimiz, roket atılan ve vergileri ertelenen insanların yaşadığı şehirler olmazdı" dedi.
Erdoğan'ı eleştirdi
Kendisinin de İçişleri Bakanlığı döneminde en uzun 50 kilometrelik kara harekatının arkasında imzasının bulunduğunu ifade eden Akşener, "Bu kardeşiniz ablanız, en uzun, 50 kilometrelik kara harekatının ardında imzası olan kişidir. Siz o zamanlar, davulla zurnayla Mehmetçikleri afişe ederek, komutanları afişe ederek o günlerin içişleri bakanı olarak, övündüğümüzü duydunuz mu, duymadınız. Çünkü askeri müdahaleler ciddidir, ciddiye alınmalıdır. Futbol maçına benzemez, AK Partinin Genel Başkanı muhtarlara konuşuyor, diyor ki 'Daha yeni ısınmaya başladık, yolun başındayız.' Utanın utanın, futbol oynamıyorsunuz. Mehmetçiğin, ana kuzularının, sizin düşürdüğünüz çukurdan Türkiye'yi çıkartmak için canıyla, kanıyla mücadele ettiğinin farkında değilsiniz. Nasıl bir şeydir bu, nasıl bir nasıl bir anlayıştır. Nasıl bir kafadır. Nasıl bir yürektir. 'Oyunun başındayız, yeni ısınıyoruz.' Böyle bir söz olabilir mi, olamaz. Ama çam devirmede usta. '20-25 şehidimiz var' dedi. Kardeşim ayıp ayıp, bahsettiğin 5 kişi, insan, can, hayat. Kimi kadının eşi, kimi bebeğin babası, kimi annenin yavrusu. 5 canı sen rakam gibi görüyorsan eğer, yazıklar olsun sana" diye konuştu.
"Kardeşim, Atatürk'ü ne kadar kıskanıyormuşsun be"
Akşener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a gazilik unvanı verilmesinin teklif edilmesiyle ilgili ise şunları söyledi: "Arkadaş gazi olacakmış, gazilik savaş meydanlarında kazanılır. Kardeşim, Atatürk'ü ne kadar kıskanıyormuşsun be. Hem ona kızıyormuşsun hem de kıskanıyormuşsun. Olmaz, alamaz, gazilik er meydanında olur. Kantinde askerlik yapanlarla olmaz. Çocuğuna çürük raporu alanlarla olmaz. Hem gaziliği hem de şehitlik makamını sulandırmaktan başka öteye geçmez. Arkadaşlar şimdi kızdılar. Tabipler Birliğine, Barolara kızdılar. Türkiye Barolar Birliği ve Türk Tabipleri Birliği'nin başındaki Türkiye'yi kaldırmaya çalışıyorlar. Ben size bir şey söyleyeyim mi, etnik aidiyet üzerinden politika üretenlerin canına minnet, Apo'nun canına minnet. PKK'nın canına minnet olur" dedi.
"Hadi Afrin'e git de görelim"
Akşener, Afrin'e gitmenin moda olduğunu belirterek, "Şimdi moda oldu, herkes Afrin'e gidiyor. Ben de merak ediyorum. Koltuktan kalkmaya cesaret edemeyenler, canından nasıl vazgeçecek. Diğer ağabey, yahu bir kamyon korumayla geziyorsun, Afrin'e nasıl gideceksin. Hadi git de görelim. Hadi gidin de görelim. Öbürü kalkıp nasıl o koltuktan gidecek, ya koltuk giderse. Öbürü de korumaları bırakıp nasıl gidecek? Ha bire yarış var. 'Afrin'e bir iki', ama herkes yerinde oturuyor. Ama Afrin'e giden kadınlarımızın çocukları bozkurt işareti yapıp da gidiyor. Bir kısmı eleştiriyor, bir kısmı övüyor. Benim bir şey dikkatimi çekti. Rabia işareti yapanlardan giden yok. Bunu yapıp gitmek için uzman çavuş olman lazım. Uzman çavuş olmak yerine ne oldunuz siz, ballı maaşlarla Türkiye'yi soyan düzeninin parçası oldunuz. Gidemezseniz" dedi. (DHA)