Başbakan Tayyip Erdoğan, “Milletin adamı Erdoğan” sloganıyla cumhurbaşkanlığı seçimi için halktan oy isteyecek. 10 Ağustos’ta yapılacak seçimde Erdoğan’ın iki rakibi var: CHP ile MHP’nin ‘çatı aday’ olarak gösterdikleri Ekmeleddin İhsanoğlu ve HDP’nin adayı Selahattin Demirtaş.
“Paralel devlet” olarak tanımladığı Fethullah Gülen Cemaati ile 30 Mart seçimi öncesinde yaşamaya başladığı savaşa karşın, seçimden oylarını artırarak çıkan Erdoğan’ın, 10 Ağustos’ta ilk turu yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminde ne kadar oy oranına ulaşacağı merak konusu. Ankara’da hem AKP içindekiler hem de Türk siyasetini yakından izleyenler Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı adaylığıyla birlikte Türkiye’nin ‘yepyeni’ bir döneme girdiği görüşünde birleşse de, AKP’nin geleceği konusunda Deutsche Welle’ye farklı değerlendirmelerde bulunuyorlar.
'AKP dağılmaz'
Gazi Üniversitesi’nden Siyaset Bilimci Hüseyin Yayman, Erdoğan’ın köşke çıkmasıyla yeni başbakanın kim olacağı konusunun 10 Ağustos’a kadar belli olmayacağına dikkat çekiyor. Yayman, “Erdoğan, elini son dakikaya kadar belli etmez. 10 Ağustos’ta ne kadar oy aldığına bakıp, yeni başbakanı ona göre belirler” derken, Erdoğan’ın kararını ‘parti çıkarını’ dikkate alarak vereceğini söylüyor. Erdoğan’ın “Partiyi kim birinci parti konumunda tutar ve parti içi birlik sağlar” sorularıyla hareket edeceğini belirten Yayman, Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı adaylığı konuşmasında partililere “Birbirimizden kopmayacağız. Ne ben sizlerden ayrılıyorum, ne siz geride kalıyorsunuz. Birlikte olacağız” diye seslendiğini hatırlatıyor.
Erdoğan’ın “Herkesin cumhurbaşkanı olacağım. Çözüm sürecinin sekteye uğramasına asla izin vermeyeceğim” sözleriyle de herkese ‘barış çubuğu’ uzattığını belirten Yayman; AKP’nin dağılacağını, bölüneceğini öne sürenlerin yanılacağını dile getiriyor. Yayman; “Çünkü onlar, AKP’yi Erdoğan’la özdeşleştirdiler ve partiyi anlamadılar. Oysa Erdoğan için partiyi bir arada tutmak çok önemli. Bu yüzden; yeni başbakanı belirlerken de bu kritere göre hareket edecek. Zaten, kendisini de partisinden kopmayacağını açıkça dile getirdi” diyor.
İktidarda 12 yılı geride bırakmış bir AKP için ‘yorgun’ nitelemesinin doğru olacağını ancak ‘dağılacaklar’ tahmininin yanlış olduğunu anlatan Yayman, “AKP yorgun olabilir, öyle görünebilir ama bir CHP ve MHP ile kıyaslandığında bile daha dinamik, refleksleri daha kuvvetli olduğu kolayca gözlemlenebilir. AKP’nin dağılmaması için Erdoğan’ın daha çok çalışacağını da herkes biliyor artık” yorumunu yapıyor.
'İç çatışma kaçınılmaz'
ODTÜ’den Siyaset Bilimci Ayşe Ayata ise Başbakan Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda AKP içinde tartışmanın kaçınılmaz olduğunu öngörüyor. AKP içinde de farklı gruplar, görüşler olduğunu hatırlatan Ayata, “Erdoğan, ne kadar güçlü olursa olsun AKP’yi dışarıdan kontrol edemez. AKP, ciddi birçok başlılıkla karşı karşıya kalacaktır” diyor.
Erdoğan’ın adaylığının açıklanmasından önce Cumhurbaşkanı Gül’ün “Yeniden aday olmayacağım” açıklaması yapmasının bir ‘çekilme’ olarak anlaşılmaması gerektiğini belirten Ayata, “Gül, kendi şartlarını oluşturarak geleceğinin mesajını vermiştir. Erdoğan’a da ‘senin piyonum olmam’ demeye getirmiştir. AKP içinde genç ve dinamik olarak adlandırılan Ali Babacan, Mehmet Şimşek gibi isimlerin de Erdoğan’a mesafeli yaklaştığını biliyoruz. Daha AKP içinde bizim bilmediğimiz farklı gruplar da yeni süreçte ortaya çıkacaktır” değerlendirmesi yapıyor.
Ayşe Ayata, AKP yerel teşkilatının CHP ve MHP yerel teşkilatından farklı olarak ‘yenilgi ya da iç çatışma’ sınavından hiç geçmediğini söylerken, yalnızca iktidarda kalmayı bilen bu teşkilatı Erdoğan ya da parti içindeki gruplar arasındaki işbirliğinin iktidarda tuttuğunu belirtiyor ve “Erdoğansız AKP’de iç çatışma döneminin olmaması imkânsız” yorumunda bulunuyor.
'Kilit isim: Gül'
Ekonomi ve Dış Politikalar Merkezi Başkanı Sinan Ülgen de cumhurbaşkanlığına aday olan Erdoğan’ın şu an ‘büyük bir açmaz’ın içinde olduğu görüşünü dile getiriyor. Erdoğan’ın ‘partisinin ne yöne gideceği’ konusunda kaygıları olduğunu söyleyen Ülgen, “Erdoğan; kendi yerine hem kendisine sadık hem de kendi etkisini parti ve ülke nezdinde sağlayan birini getirmek isteyecektir ancak Gül dışında kimsenin AKP üzerinde moral otorite kurması mümkün değil” diyor.
Erdoğan ve Gül dışında AKP üzerinde moral etki kuracak isim bulunamamasının parti içindeki rahatsızlıkları ‘daha net’ göstereceği yorumunu yapan Ülgen, “Eğer Erdoğan, Gül’ü dışlamayı tercih ederse gerçekten AKP yol ayrımına gelir. Ama Gül’ün de kendini nasıl konumlandıracağı çok önemli. Şu anda AKP için kilit isim Abdullah Gül’dür. AKP’yi ciddi değişiklikler bekliyor gibi görünüyor” diye konuşuyor.