Cumhuriyet yazarı Ayşe Yıldırım AKP'nin futbolcu milletvekilleri açısından yüzünün pek gülmediğini söyleyerek, Meclis'te yaşanan gerginlik esnasında kürsüye yürüyen eski futbolcu AKP'li Alpay Özalan hakkında "Futbolcu eskisi bu zatın kafası sadece meşin topa çalışıyor ki siyaseti de birilerine tekme atma, kafa tutma sanatı sanıyor" dedi.
"AKP’nin futbolcular açısından yüzü pek gülmedi aslında. Bir dönem yere göğe koyamadıkları Hakan Şükür mesela" diyen Yıldırım, örnekleri çoğaltarak "Ya da daha iki gün önce Sütlüce’de canlı yayında yıkılışını tüm Türkiye’nin izlediği binanın çökmesine onun yaptırdığı inşaatın neden olduğu söylenen Arda Turan" diye yazdı. Cumhuriyet yazarının "AKP’nin topçuları" başlığıyla (26 Temmuz 2018) yayımlanan yazısı şöyle:
AKP’nin topçuları
HDP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, AKP’nin siyaset anlayışının ne olduğunu anlatıyordu kürsüden. Ve tam “Ne olduğunuz, bir kez daha yüzünüze karşı söylenmeli: İktidar olmanın yarattığı kibrinizi yalan ve cehaletle yoğuruyorsunuz. Hakikati söyleyenlere yönelik saldırganlığınızı ise acizliğinizle besliyorsunuz...” dediği anda da saldırıya uğradı.
Acizlikle beslenen saldırganlık…
Saldıranlar arasında futbol sahasındaymış gibi artistik hareketler yapan bir isim öne çıktı. HDP’li Ahmet Şık ve Barış Atay’a parmak sallayıp, kendince hem gözleriyle tehdit etti hem de sözleriyle:
“Gözüm üstünde...”
Elbette bu zatın yaptıkları şaşırtmadı bizi. Daha mazbatasını aldığı gün Meclis’teki temel görevinin ‘tek adam’ı korumak olduğunu açıkça söyleyen bu zat (pardon adını yazmayı unutmuşum, Alpay Özalan), aslında görevini yerine getiriyordu.
Nasıl bir karakteri olduğunu spor camiası da, televole kültürü de iyi bilir. Bir dönem birlikte top koşturduğu bir arkadaşının onu anlattığı videoda iki gündür sosyal medyada dönüp duruyor.
Borç takan, yalan söyleyen, kapıya alacaklı getiren bir isimmiş (ki arkadaşı Feyyaz Uçar anlatıyor).
Futbolcu eskisi bu zatın kafası sadece meşin topa çalışıyor ki siyaseti de birilerine tekme atma, kafa tutma sanatı sanıyor…
AKP’nin futbolcular açısından yüzü pek gülmedi aslında. Bir dönem yere göğe koyamadıkları Hakan Şükür mesela…
Ya da daha iki gün önce Sütlüce’de canlı yayında yıkılışını tüm Türkiye’nin izlediği binanın çökmesine onun yaptırdığı inşaatın neden olduğu söylenen Arda Turan…
Kaderin cilvesine bakın ki, o bina yıkılırken Erdoğan, AKP grubunda konuşuyordu ve televizyon ekranları iki görüntüyü yan yana veriyordu.
Bina sahibi, Arda Turan’ın yaptırdığı otel inşaatının böyle bir sonuca yol açacağını daha önceden söylediklerini, uyardıklarını anlatıyordu.
Arda Turan ise inşaatının ruhsatı olduğunu söyleyerek kendisini savunuyordu.
Beyoğlu Belediye Başkanı da Arda Turan’ın otelinin ruhsatı olduğunu, çökmeye onun inşaatının neden olup olmadığını bilemediklerini, incelemenin sürdüğünü söylüyordu…
Eeee ne de olsa Arda Turan da Erdoğan’ın pek sevdiği topçulardan.
Referandum öncesi Rıdvan Dilmen’le birlikte katıldığı evet kampanyası için çektikleri ‘sen de var mısın’ videosunu anımsayın.
Nitekim, Cumhurbaşkanı Erdoğan da Arda’nın nikâh şahitliğini yaparak bunu bir kez daha belgeledi.
Başakşehir’de oynayan Turan da tıpkı Meclis’teki partidaşı gibi saldırgan tutumuyla biliniyor. Daha geçen yıl tüm Futbol Federasyonu yöneticilerinin gözleri önünde uçakta bir gazeteciye fiziki ve sözlü saldırıda bulunmuştu.
Birkaç ay önce de maçta kırmızı kart görünce hakeme yumruk sallamıştı.
İşte bu arkadaşın inşaatının o binanın çökmesine neden olduğuna dair bir inceleme sonucunu boşuna beklemeyin…
Çünkü o da AKP’nin topçularından.
Tıpkı son günlerin diğer popüler isimlerinden Mesut Özil gibi...
Özil’in seçimler öncesi İlkay Gündoğan ve Cenk Tosun ile birlikte Erdoğan ile çektirdiği fotoğraf büyük tartışma yaratmıştı.
Ve Özil, birkaç gün önce bu fotoğraf nedeniyle kendisine ‘ırkçılık ve saygısızlık’ yapıldığı gerekçesiyle Almanya Milli Takımı’nı bıraktığını açıkladı...
Almanya’yı ikiye bölen bir tartışmayı da ateşledi Özil. Kimi Özel’i destekledi, kimi açıklamasını hem geç kalmış hem de samimi bulmadı...
O işin başka boyutu.
Elbette ırkçılık kime yapılırsa yapılsın sonuna kadar hem de yüksek sesle karşı çıkılması gereken bir durum.
Ancak AKP anlayışına göre ‘ırkçılık’ sadece kendilerine yakın isimlere yapılırsa ‘ırkçılık’ oluyor.
Mesela onlara göre sonunda Türkiye’yi terk etmek zorunda bırakılan Deniz Naki’ye yapılanların hiçbiri ırkçı saldırı değil.
Çünkü Deniz Naki hem Kürt hem de AKP’li değil…