AKP MKYK Üyesi ve Trabzon Milletvekili Süleyman Soylu, "Demirtaş, Başbakanımıza diyor ki 'PYD kuzey Suriye'de devlet kurar, siz de mal mal bakarsınız'. Ey Demirtaş, hangi oyunun içerisinde olursan ol önemli değil. Şu hükümet konbinasyonlarını kurup seni bir taraftan hükümetin içerisine dahil etmeye çalışsalar da biz onu yemeyiz. Biz Kandil'i bugün söndürüyoruz, sen de mal mal bakıyorsun" dedi.
AKP'nin Trabzon mitinginde konuşan Süleyman Soylu, şunları söyledi:
"Biz hep birlikte 13 yıldır en büyük avantajımızın tek başına iktidar olduğunu bir kez daha gördük. Türkiye'yi elbetteki bütün ülkelere karşı bir adım önde tutan ve bir adım öteye taşıyan en önemli meselenin tek başına iktidar olduğunu bir kere daha anladık. Bizi sarsmaya çalışıyorlar. 13 yıldır öyle bir mukavemet gösteriyoruz ki demokrasiyi de yükseltiyoruz, Türkiye'yi de yükseltiyoruz, zenginliğimizi de yükseltiyoruz.
"Ne kadar krizle karşı karşıya kaldıysak biz hep demokrasiyi yükselttik"
Bize diyorlar ki 'Siz çözüm sürecini yaptınız, bunları siz şımarttınız' Hayır, biz şımartmadık. Biz bir tehlikeyi engelledik. 2012'den sonra Orta Doğu'da bir cereyan başlattılar. Başlattıkları cereyanı Mısır'da, Libya'da, Suriye'de, Tunus'ta, Yemen'de hatta kuzeyimizde Ukrayna'da Gürcistan'da başlattılar. Her tarafı karıştırmak, yeniden şekillendirmek istiyorlar. Türkiye'yi dışarıda bırakmak istiyorlardı. Bizi eski Türkiye gibi muamele etmemizi istediler. Milletimize, Güneydoğu'daki kardeşlerimize şiddet uygulamamızı istediler. Ne kadar krizle karşı karşıya kaldıysak biz hep demokrasiyi yükselttik. Hiç demokrasiden vazgeçmedik.
Bize 'Sizin Suriye'de ne işiniz var' dediler. Biz bu topraklarda medeniyetimizi yaşatıyoruz. Bugün 2,5 milyon insana sahip çıktık. Bakın bugün gazetelerde 27 çocuk daha Ege denizinde boğularak öldü haberi var. Ne yapsaydık biz, 2,5 milyon insanı Türkiye'ye almasaydık da o insanlar Allah muhafaza etsin şiddetten ve vahşetten kaçarken Ege Denizi'nde, Akdeniz'de boğulsalar mıydı?
Biz Suriye'ye insani bakıyoruz. Biz Anadolu medeniyetinin bize emrettiği gibi bakıyoruz. Biz kardeşliğimiz açısından bakıyoruz. Biz dünyanın her yerinde mağdur, mazlum milletlere nasıl bakmışsak bugün de öyle bakıyoruz. Bize kızarlar tabi, haklılar. Onlar bizim ayarımızı bozmaya çalıştıkça, biz ilerliyoruz. Daha imzası kurumadı, daha kurdeleyle kesmesinin gününü unutmadık. 'PKK sana saldıracak, tek başına iktidar gittikten sonra PYD hemen Kuzey Suriye'de devlet kuracağım' diye meydan okuyacak, sen bütün bunlara rağmen Mersin ile Kıbrıs arasında tam 107 kilometre denizin 200 metre altında hem de anavatanla yavru vatanı birbiri ile bütünleştiren, hem de bütün bununla birlikte bir annenin bir evladıyla sanki göbek bağıyla bağlanmasıyla yeniden tesis eder gibi Kıbrıs ile Türkiye'yi, asrın su projesi ile birbirine bağlıyorsunuz. Burada milliyetçilik teraneleri anlatanlar varya, o tatlı su milliyetçileri, onlara sesleniyorum, 'Milliyetçilik budur, başka bir şey değildir'.
"Bahçeli'nin derdi, Türkiye'yi AK Parti-CHP koalisyonuna mecbur etmek"
Devlet Bahçeli biraz önce Adana'da konuştu. Bir aydır ben burada bir şey anlatıyorum. Bir aydır diyorum ki 'Türkiye eğer yeniden koalisyona giderse, Devlet Bahçeli bizimle koalisyon içerisinde olmayacak'. Dedim ki '1 Kasım akşamı açıklayacak bunu' ama dayanamadı, şimdi açıkladı. Adamı tanıyorum. Adana'da diyor ki bir, ben AK Parti ile koalisyon yapmayacağım, iki, HDP ile zaten yapmayacağım. Koalisyon öneriyor. Diyor ki AK Parti ile HDP yapsın. Koalisyon öneriyor AK Parti ile CHP yapsın. Derdi ne biliyor musunuz? Türkiye'yi AK Parti, CHP koalisyonuna macbur etmek. Yapmak istedikleri tek bir şey var. Türkiye'yi bu terörle mücadeleden vazgeçirmek, Türkiye'nin terörle mücadele mukavemetini azaltmak ve Türkiye'nin terörle mücadele gücünü en aza indirmek. Ne yaparsanız yapın, ben burada bir laf dedim. Ey Demirtaş, 'sen bizim Diyanetimizi kapatamazsın ama biz senin Kandil'ini söndürürüz' Hatırladınız mı bu sözü. Şimdi Demirtaş, Başbakanımıza diyor ki 'PYD kuzey Suriye'de devlet kurar, siz de mal mal bakarsınız'. Ey Demirtaş, hangi oyunun içerisinde olursan ol önemli değil. Şu hükümet konbinasyonlarını kurup seni bir taraftan hükümetin içerisine dahil etmeye çalışsalar da biz onu yemeyiz. Biz Kandil'i bugün söndürüyoruz, sen de mal mal bakıyorsun.
Daha yeni başladık, bir ve ikinci operasyonları yaptık. Biz ne yaptığımızı biliyoruz. Allah nasip ederse 1 Kasım'dan sonra PKK'yı tamamen yok edecek 3. operasyonumuza başlıyoruz. Onlar Türkiye'nin gücünü, milletin iradesini, ülkemizin sabrını deniyorlar ama sınırlarımızın içinde de sınırlarımızın dışında da bir daha PKK'nın adını kimse söylemeyecek.
Sabahtan akşama kadar güzellik salonlarında dolaşan adamlara da benzemeyiz. Biz Karadeniz evladıyız. Lafı kime söylediğimi biliyorsunuz değil mi? Burada 30 yıldır mebusluk yapacaksın, bakanlık yapacaksın güzellik salonlarından çıkmayacaksın. Bu millet seni güzellik salonlarına gönderiyor diye burada mebusluk yaptırmadı. Bir aydır şahsıma, partime Trabzon'da adım adım hakaret ediyorlar. Sesimizi çıkartmadık, bir tek kem söz söylemedim. Biz buraya hizmet etmeye geldik. 'Sesimizi çıkarmayacağız, söylemeyeceğiz' dedik ama şuraya kadar geldi. Trabzon'a böyle bir siyasetçi yakışmıyor. Mert olacaksın, dürüst olacaksın, el altından birtakım hamlelerle şu edepli partiye, sabahtan akşama kadar hakaret etmeyeceksin. Siyaset öyle bir şey değildir. Biz hiç böyle yapmadık. Bir tek kişi benim ağzımdan buranın evladına bir tek söz duymamıştır, duymayacaktır da ama haddini bilmeyenlerin haddini bildirmekte bizim temel görevlerimizden bir tanesidir."
"Trabzonsporumuz için kollarımızı 1 Kasım'da sıvıyoruz"
Trabzonspor'la ilgili soruları da yanıtlayan Soylu, "Ben o işlerin altında kalmam. Allah nasip edecek 1 Kasım'da tek başına iktidara geleceğiz. Bakın bu iş için kollarımızı daha sıvamadık ama bilesiniz ki Allah şahittir, Trabzonlular da şahit olsun Trabzonsporumuz için kollarımızı 1 Kasım'da sıvıyoruz. Ne olacağını görecekler" ifadelerini kullandı.