Gündem

AKP'li Özdağ: Atatürk'ün ölümü de şüpheli

"Türk siyaset hayatında anılmaya devam edecek ve kanı da yer de kalmayacak"

15 Nisan 2018 16:49

Kahramanmaraş 2'nci Sulh Ceza Mahkemesi’nin BBP’nin Kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun 5 kişiyle birlikte bulunduğu helikopterin düşmesi sonucu hayatını kaybetmesiyle ilgili başlatılan soruşturma sonunda savcılığın verdiği takipsizlik kararını 20 kişi yönünden bozarak dosyayı Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi. AKP Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, konuya ilişkin olarak, "“Türk siyaset hayatında anılmaya devam edecek ve kanı da yer de kalmayacak, ahı da kesinlikle boşa gitmeyecek” dedi.

"Egemen güçlerin  demokratik, eğitimli ve ekonomisi gelişmiş bir ülke istemediğini ifade eden Özdağ, “Özal’ın ölümü de şüphelidir. Menderes’in ölümü de arkasındaki güçler de bellidir, kim öldürttüğü de bellidir. Aynı şekilde Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümüyle ilgili şüpheler vardır, Fatih’in ölümünde şüpheler vardır. Kim Türkiye’de büyük bir iş yapıyorsa onlarla ilgili operasyon yapıyorlar” diye konuştu.

“ Bu mücadelede itibar suiskastine uğradım”

Yazıcıoğlu ile 17 yıl aynı partide görev yapan AKP Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, mahkemeden çıkan son kararı yerinde bulduğunu söyledi ve T24’e, yıllar içinde verdiği mücadele sırasında itibar suikastine uğradığını ifade etti.

“Türk siyaset hayatında anılmaya devam edecek ve kanı da yer de kalmayacak, ahı da kesinlikle boşa gitmeyecek” diyen Özdağ, bu olayın ABD’nin üzerindeki sır perdesi  aydınlatılmayan Kennedy cinayeti gibi olmayacağı benzetmesi yaptı. Egemen güçlerin  demokratik, eğitimli ve ekonomisi gelişmiş bir ülke istemediğini ifade eden Özdağ, “Özal’ın ölümü de şüphelidir. Menderes’in ölümü de arkasındaki güçler de bellidir, kim öldürttüğü de bellidir. Aynı şekilde Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümüyle ilgili şüpheler vardır, Fatih’in ölümünde şüpheler vardır. Kim Türkiye’de büyük bir iş yapıyorsa onlarla ilgili operasyon yapıyorlar” diye konuştu.

 AKP’li Selçuk Özdağ’ın T24’e değerlendirmeleri şöyle:

“ Muhsin Yazıcıoğlu öldürüldü demiştim”

Muhsin Yazıcıoğlu ile 17 yıl aynı partide görev yaptık. Öldürüldüğü an Yüksek İstişare Kurulu üyesiydim. 28 Şubat’ta atıldığım üniversiteye geri dönüşümde yaptığım konuşmamda basın mensuplarının sorularına Muhsin Yazıcıoğlu öldürülmüştür demiştim.  Ardından Malatya Özel Mahkemesine giderek üç saat ifade verdim. Yazıcıoğlu, ölümünden önce sadece kendisinin bildiği bir görüşme yaptı. Fakat o günkü adı cemaat olan FETÖ, paralel yapı yetkilileri bir arkadaşıma gelerek Yazıcıoğlu dün akşam falan evdeydi falancayla beraberdi demiş o da bana ulaştı ben de Yazıcıoğlu’na ben de kendisine sizi takip ediyor ve izliyorlar dedim,  bildiğini belirtti ve evet çok ilginç, bunlar niye takip ediyor ki dedi.

Yazıcıoğlu, daha önce de Hrant Dink olayında bunların parmağının olduğunu sezinledi. Çünkü bu şekilde Hrant Dink bizim partimizin gençlik kollarına sızmış insanlar tarafından operasyona maruz bırakıldı. Bu operasyon egemen güçler ve FETÖ’ye mensup kişiler tarafından yaptırıldı. Yazıcıoğlu bunu da tespit etti. Bu yapının aynı zamanda illegal işlere karıştıklarını tespit etti. Kürdistan’a karşıydı. İki unsurdan dolayı öldürülmesi gerekiyordu ve öldürüldü. Mahkemede ifadeler verdim bunları söyledim.  

Bununla ilgili çalışmalar devam ederken ben Yazıcıoğlu’nun helikopterinin üzerinden geçen uçaklara bakalım diye demeç verdim. Sivas’taki radarlarda 150 kilometre sağdan, 100 kilometre soldan iki F16’nın uçtuğu tespit edildi. İncirlik üssüne dikkat çekmiştim,  daha sonra mahkeme takipsizlikle sonuçlandı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan iki defa burada araştırma komisyonu kurdurdu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül,  Devlet denetleme Kurulu’nu faaliyete geçirdi, mahkemeler bunu takip etti ve helikopterin parçalarını sökenlerle ilgili bir kaset gitmişti. Bu parçaları söken iki subayla ilgili de dikkat çekmiştim mahkeme takipsizlikle sonuçlanınca Meclis’te basın toplantısı düzenledim ve bu takipsizlik bizi tatmin etmemiştir bir gün bu olayla ilgili mutlaka bilgi ve belgeler ortaya çıkacaktır demiştim.

12 Temmuz’da yaptığım konuşmadan üç gün sonra 15 Temmuz’da darbe oldu. FETÖ Darbe girişiminin araştırma komisyonu başkanvekili olarak Muhsin Yazıcıoğlu’nun komisyon raporuna girmesi için çok uğraştım ve rapora derç edilmiş oldu. Yazıcıoğlu’nun helikopterinin parçasını sökenlere mahkemeler siz bir hobi olarak söküyorsunuz madem daha önce de söktüğünüz helikopter parçası var mı diye sormadı.  Çünkü bu mahkemelerin tamamı iyileri tenzih ederim hepsi FETÖ’cüydüler. Aynı adamların darbe girişimi gecesi Erdoğan’ın otelini basmaya gidenler Aydın Özsıcak, Davut Uçum olduklarını gördük.

“Kanı yerde kalmayacak”

Adalet Bakanlığı da bu konuda hassasiyet gösterdi. Bu konuyla ilgili olayın olduğu andan itibaren bugüne kadar ciddi bir mücadele verdim. Bu esnada itibar suikastine de maruz kaldım. Çeşitli feyk hesaplar üzerinden benim itibarımı sarsmak adıma yalan ve yanlış şeyler yazıldı. Ben inandıklarımı yaptım. Yazıcıoğlu dürüst ve düzgün bir siyasetçiydi kanı yerde kalmayacak, mutlaka bu mahkeme bundan sonra herkes daha dikkatli ve duyarlı olacak. Özellikle Erdoğan’ın otelini basanların her şeyinin incelenmesi gerekiyor. Bu kişiler Marmaris davasından yargılandı bir kısmının davası neticelendi ve ceza aldı.

“Devlet içine sızmış egemen güçlerin ajanları araştırılmalıdır demiştim”

O günkü şartlarda Yazıcoğlu’nun helikopteri düştüğü zaman ama kurtarma çalışmalarında gecikmeler oldu bu gecikmede FETÖ’nün parmağa araştırılmalıdır. Devlet içine sızmış egemen güçlerin ajanları araştırılmalıdır demiştim bu gecikme de devlet içerisinde Yazıcıoğlu’nun düşmanları kimlerdir araştırılmalıdır. O gün AK Partinin tüm yetkilileri arama ve kurtarmanın doğru yapılması için çok gayret sarfettim.

17-25 Aralık öncesinde demeçlerimde çıkıp bu adamlar Humeyni gibi gelecek, devlet içinde devlet olmak istiyor demiştim. 17-25 Aralık sonrasında  FETÖ’nün elemanlarının Erdoğan, Yazıcıoğlu’nu öldürttü algısına karşı hayır arkadaştılar, Erdoğan  bu noktada tüm hassasiyetler gösterdiği burada sizin parmağınız vardır, canımı sıkarsanız  çok bildiğim şeyleri de konuşurum demişti.

Şimdi haklılığım ortaya çıktı bundan sonra devlet içinde FETÖ’cülerin devlet içerisinde egemen güçlerinin elemanlarının az olduğu, hala vardır daha, Yazıcıoğlu düşmanlarının az olduğu ortamda yargının tarafsız davranacağına, ince eleyip sık dokuyacağına, hassasiyet göstereceğine inancım tam. Yazıcıoğlu’nun nasıl, neden öldürülmek istendiği neden helikoptere geç ulaşıldığı, bunun arkasında bir kez da egemen güçlerin olduğu ortaya çıkacak.

Yazıcıoğlu,  Türk siyaset hayatında anılmaya devam edecek ve kanı da yer de kalmayacak, ahı da kesinlikle boşa gitmeyecek. Kennedy olayı gibi olmayacak. Türkiye’deki Özal’ın ölümü de şüphelidir,  Menderes’in ölümü de arkasındaki güçler de bellidir, kim öldürttüğü de bellidir. 28 Şubat’ın arkasında, 17-25 Aralık’ın arkasında kimin olduğu da bellidir ve genellikle Batı vardır. Aynı şekilde Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümüyle ilgili şüpheler vardır, Fatih’in ölümü de şüphelidir. Kim Türkiye’de büyük bir iş yapıyorsa onlarla ilgili operasyon yapıyorlar. Türkiye’nin tüm vatandaşları bu konuda duyarlı olmalıdır, egemen güçlerin hedef  aldığı insanlara sahip çıkmalıyız.

Ne olmuştu?

25 Mart 2009 Çarşamba günü Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı, Sivas Milletvekili Muhsin Yazıcıoğlu ve 5 arkadaşını Yozgat mitingine taşıyan helikopter Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesi yakınlarındaki Berit Dağına düştü. Helikopterde bulunan İHA Muhabiri İsmail Güneş, saat 15.55’de 112 acil servisinde görevli memuru cep telefonuyla arayarak 20 dakikaya yakın görüşme yaptı. Yazıcıoğlu’na ulaşıldığı, yaralı, şuuru açık olduğunu, görevlilerin hastaneye ulaştıracakları şeklinde resmi açıklamalar da yapıldı. Ancak, tüm olanakların seferber edildiği ve teknoloji desteğine rağmen, kaza bölgesi yaklaşık 39 saat sonra tespit edildi. TBMM’de şüpheli ölümlere ilişkin iki kez araştırma komisyonu kuruldu, Abdullah Gül döneminde Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu (DDK) araştırma yaptı ve raporu yayınlandı. Yazıcıoğlu’nun ölümü üzerindeki perde aradan geçen 9 yıla rağmen kaldırılmayı bekliyor.