Cumhurbaşkanlığı seçiminde Ekmeleddin İhsanoğlu ve Selahattin Demirtaş’ın kazanma şansı olmadığını öne süren AKP Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner, “Ne yapsanız boş... Bugünden yeni Türkiye'nin lideri olan Erdoğan'ın ilk turdaki galibiyetini kutluyorum. Cumhurbaşkanlığın hayırlı olsun” dedi.
AKP Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner, Yeni Şafak gazetesindeki yazısında, Başbakan Tayyip Erdoğan’ı Cumhurbaşkanlığı seçiminin galibi ilan ederek, tebrik etti.
Mehmet Metiner’in Yeni Şafak gazetesinin bugünkü (7 Ağustos 2014) nüshasında yayımlanan, “Cebrail'i desteklemeyen Ekmel'i destekliyor...” başlıklı yazısı şöyle:
‘Cebrail'i desteklemeyen Ekmel'i destekliyor...’
Cebrail'i 'tanımam' diyor Kendisi 'kainat imamı' ya, Cebrail'den söz ederken bile üsttenci bir dille konuşuyor.
Siyasetle ilgili olmadığının altını çizmek için devam ediyor: 'Cebrail bir parti kursa onu bile desteklemem.'
Ama ne hikmetse Pensilvanya'daki bu zat CHP'yi, MHP'yi, daha doğrusu Başbakan Erdoğan'a ve AK Parti'ye düşman olan her partiyi desteklemekte bir sakınca görmüyor.
Erdoğan'a deliler gibi beddua yağdırdığı o görüntüler hafızalardan silinecek gibi değil.
İsrail terör estirirken kendisi itikaftaymış...
Ne hikmetse seçime sayılı günler kalmışken itikaftan çıkıp iki şey yaptı: Birincisi, beddua seansına kaldığı yerden devam etmek. İkincisi, Ekmel Bey'e destek beyanında bulunmak.
Müntesiplerinin 'Mehdi' olarak gördüğü bu zat nedense itikaftan çıkar çıkmaz İsrail terör devletine beddua etmeyi aklına getirmiyor ama paralel yapıya yönelik operasyonlar üzerinden kendine yapıyormuş izle- nimi verip adrese teslim beddua seansı düzenleme ihtiyacı hissediyor.
'Allah paralel yapının belasını versin' diyor.
Sana ne?
Hani tanımıyordun bunların hiçbirini?
Hatırlayınız 17 Aralık operasyonunda 'Ben bunların hiçbirini tanımıyorum' mealinde sözler sarfetmişti.
Niye?
Operasyonun kendi bilgisi dahilinde yapıldığı iddiasına bir biçimde cevap vermek için. Tanımadığın-bilmediğin bu insanlar için itikaftan çıkar çıkmaz niye beddua seansları düzenliyorsun peki?
Gazze'de hunharca katledilen Müslüman kardeşlerin senin için hiçbir anlam ifade etmiyor mu ki onlar için İsrail'i açık bir dille kınama ihtiyacı bile hissetmezken tanımadığın-bilmediğin o insanlara arka çıkıyorsun?
Niye senin müntesiplerin gözaltı sürecinde militanlar gibi sokaklara döküldüler peki?
Senden talimat almadan mı yaptılar?
O müntesiplerine sen talimat verdiysen bin düşünmek lazım.
Senin talimatın olmadan sokaklara döküldüyse demek ki olup biten hiçbir şeyden haberin yok.
Senin müntesiplerin ne zaman kritik bir konu gündeme gelse sana danışmadan ve dahi senden talimat almadan kendi başlarına buyruk hareket edebiliyorlar.
Herhalde bunun böyle olduğuna inanmak en fazla senin otoriteni tartışma konusu yapar değil mi?
Soruyorum: O müntesiplerin niye bir gün başörtüsü için sokaklara dökülmediler?
Dökülmezler, çünkü sen 'başörtüsü teferruattır' dedin.
'İlim farzdır, o yüzden ilim tahsili için başörtüsü çıkartılabilir' dedin. Fetva senden geldiği için sokaklara çıkıp o zulme karşı direnmediler.
Peki Gazzeli çocuklar için niye sokaklara dökülmediler?
Yoksa onların kanlarının dökül- mesi de 'yüce çıkarlarınız' veya 'ilişkileriniz' için bir 'teferruat'tan mı ibaret? Gazzeli çocuklar için ve İsrail terör devletinin zulmüne karşı sokaklara dökülmeyen müntesiple- riniz nedense paralel yapıya yönelik hukuki operasyon başladığında aslanlar gibi sokaklara döküldüler. Hem de dört bir yandan gelerek. Televizyonların karşısına geçip tehditler savurdular. Hani gözaltına alınanların hiçbirini tanımıyordunuz, onlarla hiçbir şekilde ilginiz yoktu? Paralel medyanın tüm kalemşorları böyle diyordu.
'Tanımıyoruz, bilmiyoruz, cemaatimizle alakaları yok.'
İyi ki yokmuş yani, bir de olsaymış, kimbilir ne yapardınız?
Sabah akşam algı operasyonları çekiyorsunuz.
Onları aklamak için.
Ama sıra Erdoğan'a ve AK Parti'ye gelince peşinen 'yolsuz-arsız' suçlamasında bulunuyorsunuz edepsizce.
Sanki o fezlekeleri siz hazırlamışsınız, sanki o dinlemeleri siz yapmışsınız da, o iddiaların tümünü gerçek kabul ederek gayr-ı ahlaki bir biçimde itibarsızlaştırma operasyonları yapıyorsunuz.
Gıybetin bini bir para...
Suizan gırla.
İftira bile artık sizi kesmiyor.
Hariciler gibisiniz.
Hz. Ali ve yandaşlarını gördüğünde aslanlar kesilen, Hz. Ali yandaşı hamile kadınları bile doğrayacak kadar gözleri düşmanlıkla kör olmuş bir anlayışa savrulmuş durumdasınız.
Günümüzün Haricileri gibi Erdoğan düşmanlığı yapıyorsunuz.
Kendinizden olmayan herkesi neredeyse din ve iman çizgisinin dışına çıkartacak kadar haram bir anlayışın mensuplarına dönüştünüz. Bülent Arınç'ın özeleştiri çağrısına bile, 'Bir mü'min bir münafıktan özür dilemez' diyerek durduğunuz o haram alanı herkese göstermiş oldunuz.
Bir tek siz mü'minsiniz öyle mi?
Bir tek siz hiç yanlış yapmazsınız öyle mi?
Neyse, tekrar Pensilvanya'daki zata dönelim.
Seçime sayılı günler kala itikaftan kaldırdığı başını Ekmel için uzatmayı farz bildi.
Tabii şifreli talimat vererek...
Kendince tedbirli davranıyor.
Ekmel için dualar yapıyor.
Şöyle diyor hazret:
'Her halimizde, her tavrımızda, her davranışımızda iman-ı ekmel, ihsan-ı ekmel, islam-ı ekmel demeli, hayatımızı bu atkılar arasında bir dantela gibi düzgün işlemeye bakmalıyız. Bunda çok defa tam başarılı olmayabiliriz. Bazen falsolar cereyan edebilir.'
Hiç kuşkun olmasın, bunda hiç başarılı olmayacaksınız.
Millet bu falsonuzun da hesabını size ağır ödetecektir.
Falso bu kadar olur ancak..
Bir duanın arkasına saklanmış falsolu ve defolu bir talimatname...
Bir de bu zat, siyasetle ilgilenmediğini söylüyor...
Cebrail'i o yüzden desteklemeyeceğini söylüyor.
Ama Ekmel için falsolu dualar etmekten kaçınmıyor.
Ekmel'in bir Pensilvanya projesi olduğunu söylediğimde dudak bükenler umarım bu gerçekliği artık görürler.
Pensilvanya'nın Ekmel'i, artık CHP'lilerin bile kullanmaktan sakındığı bir kaygıyı dile getiriyor: 'Bunlar rejimi değiştirmek istiyorlar.'
Eski Türkiye'nin anti-demokratik rejimini değiştirmek sanki suçmuş gibi...
Şimdi anladınız mı Pensilvanya'nın Ekmel'inin neyin ve kimin Ekmel'i olduğunu?
Ne yapsanız boş...
Bugünden yeni Türkiye'nin lideri olan Erdoğan'ın ilk turdaki galibiyetini kutluyorum.
Cumhurbaşkanlığın hayırlı olsun.