Memura zammın ek faturası, 1.5 milyar lira oldu. AKP Ekonomi İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli, ek gideri karşılamak için vergi artırmaya gerek olmadığını söyledi. Türkiye büyümesinin bu yıl yüzde 4 değil, 5’e yaklaşacağını belirtti. “Dünyada işler kötü, Türkiye’de finansman sıkıntısı olacak, diyenlere gülüyorum” dedi. Gedikli, 1 milyonluk Cibuti’den de 230 milyonluk Endonezya’dan da ‘bize konut yapın’ talebi geldiğini açıkladı.
Bülent Gedikli, bir grup gazeteciyle yaptığı sohbet toplantısında gündemdeki konularla ilgili kapsamlı bir değerlendirme yaptı. Memur zammının bütçe hesapları içinde yüzde 3 artı 3 olarak yer almasına karşın; 1’er puanlık ilave artışla bütçeye 1.5 milyar ek fatura çıktığını söyledi. Ancak Gedikli, 1.5 milyarlık yeni fatura için bütçede vergi artışı ya da ödenek kesintisi şeklinde ek önlem almaya gerek olmadığını vurguladı.
Aysel Alp'ın Hürriyet gazetesindeki haberine göre; Gedikli, memurların yapılan zamdan memnun olmamalarını ‘geçmişte yapılan ilüzyona’ bağladı. “Memur, bizden önceki yıllarda 30-40 zam alıyordu, oysa enflasyon yüzde 70’ti. Rakam illüzyonu vardı. 10 yıldır memur enflasyonun üzerinde zam alıyor, refah payı alıyor. Ama yüzde 30-40’lı zamlara alıştığı için yine öyle olsun istiyor” dedi.
Bütçede 3 yıl sorun yok
Ek zammın yanı sıra eşit işe eşit ücret uygulamasıyla bütçeye her yıl ilave 1 milyarlık yük bindiğini anlatan Gedikli, bu yüklere rağmen gelecek 3 yılda bütçede herhangi bir sıkıntı beklemediklerini söyledi.
Cibuti de istedi
Gedikli, Türkiye’nin çevresinde 2 bin 500 km yarı çapında bir daire çizildiğinde üretim gücü en yüksek ülkenin Türkiye olduğuna dikkat çekti. Bunun 1.5 milyarlık bir nüfus anlamına geldiğini vurgulayan Gedikli, komşu ve çevre ülkeleri Türkiye ekonomisine entegre edecek bir model üzerinde çalışılması gerektiğini söyledi.
Bu modelin ilk ayağının toplu konut olduğunu ifade eden Gedikli, Toplu Konut İdaresi’ne 1 milyonluk Cibuti’den de 230 milyonluk Endonezya’dan da ‘bize de konut yapın’ talebi geldiğini belirtti. 40 ülkeden bu yönde talep geldiğini açıklayan Gedikli, “Düşünebiliyor musunuz Latin Amerika’ya toplu konut modelinizi ihraç ediyorsunuz; karşılığında petrol alıyorsunuz. Onun ihtiyacı olan konut; sizinki ise petrol” dedi. Gedikli, kamudan kamuya anlaşmalarla Türkiye’nin kendi modelini dünyaya ihraç edebileceğini söyledi.
74 milyonu değil, 1,5 milyarı düşünün
Gedikli, organize sanayi bölgesi; hastane yapım ve işletmeciliği; baraj, yol, köprü yapımı; Kanal İstanbul gibi modellerin Türkiye tarafından başka ülkelere taşınabileceğine dikkat çekti.
“Kanal İstanbul bölge ülkeleriyle yapılacak ulaşım entegrasyonunu sağlamak açısından kilit rol oynayabilir” dedi. Kanal İstanbul ile 8 denizin entegrasyonunun sağlanacağını belirten Gedikli, Türkiye’de yapılacak yatırımın 74 milyon nüfusa değil; 1.5 milyar nüfusa göre planlanması gerektiğinin altını çizdi.
Kıdem fonu ile cari açık azalacak
Kıdem tazminatı fonu kurulmasının işçinin lehine olacağını, kıdem alacağının riske girmeyeceğini anlatan Gedikli, henüz sisteme son şekli verilmediğini belirtti. Birikmiş alacaklar, kıdemin bağlanma oranı gibi konuların tartışılacağını söyleyen Gedikli, “Ancak sistemin fona dönüşmesiyle tasarruflar artacak, cari açık azalacak, çalışanların da tazminatları kaybolmayacak” dedi.
Gülüyorum
Gedikli, küresel kriz nedeniyle Türkiye’nin finansman bulmakta zorluk çekeceği iddialarına da yanıt verdi. Kriz nedeniyle Avrupa, ABD, Çin ve benzeri ülkelerin sürekli para bastıklarını anımsatan Gedikli, “Şu anda dünyada 5,5 trilyon dolar fazladan para var. Bu para Türkiye gibi güvenli limanlara geliyor. Bu nedenle küresel kriz nedeniyle Türkiye’de finansal kriz olacak, diyenlere gülüyorum. Bu para bolluğunda Türkiye’ye finansman akışı devam edecektir. Büyüme oranı yüzde 4’lük hedefi aşacak yüzde 5’lere ulaşacaktır. Finansman imkanları açısından dünya hiç bu kadar uygun olmadı” dedi.
Harcayıp harcamayacağını bilir
“Kriz geliyor fazla harcamayın” uyarısıyla hafızalarda yer edinen Gedikli, ‘şimdi vatandaşa ne öneriyorsunuz’ sorusuna temkinli yanıt verdi:
“Harcama konusunda vatandaşa yönelik uyarıları gerekirse yapıyoruz. Bugün için böyle bir uyarıyı gerekli görmüyorum. Vatandaşın kendisi ne yapacağını bilir. Geçmişte yaptığımız harcama uyarısı etkili oldu. Bu sayede döviz yükseldi, Türkiye daha fazla cari açık vermekten kurtuldu.”