Gündem

AKP'li Babuşcu: Faruk Bayındır'ı kesin ihrac için disipline verdik

AKP İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu, MHP'de üst düzey isimleri istifaya götüren gizli görüntülerin yayınlandığı

24 Mayıs 2011 03:00

T24 - AKP İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu, MHP'de üst düzey isimleri istifaya götüren gizli görüntülerin yayınlandığı "Farklı Ülkücüler' sitesine finansal kaynak sağladığı iddia edilen AKP'li Faruk Bayındır'ın kesin ihracı için disipline verdiklerini söyledi. Babuşçu, "Teşkilattan gelen bir arkadaş değil. Olayla ilişkisi vardır ya da yoktur hiç umurumda değil. Böyle bir süreçte adı geçtiği için derhal ihracı yönünde disipline sevk ettik. Zaten teşkilatla bağı yok, üyeliğinin de düşmesi için bunu yapıyoruz" dedi.

Kaset geri sarıyor

Babuşcu'nun Akşam'dan Ercan Sarıkaya'nın sorularına verdiği yanıtlar şöyle:

AKP İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu, AKŞAM gazetesini ziyaret etti. Babuşcu ziyaretinde son döneme damgasını vuran kaset depreminden, partisinin seçim vaatlerine kadar birçok konuda algısını ve düşüncelerini ve projelerini anlattı. MHP'nin A Takımı'nı sarsan kasetlerle ilgili olarak 'Nasıl CHP'yi dizayn etmek için Baykal kaseti kullanıldıysa, MHP'yi yeniden dizayn etmek isteyen güçler şimdi bu kasetleri çıkardılar' dedi. Babuşcu, kasetleri oy için kullanmanın en az o kasetler kadar iğrenç olduğunu belirtti ve oynanan oyunun ters tepeceğini söyledi. AKP İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu'nun açıklamalarından önemli satırbaşları şöyle:


'Üst kademe tasfiye edildi'

Kasetlerle bir siyasi partinin üst kademesi tasfiye edildi.  Şimdi bu olayı AK Parti'ye mal etmeye çalışıyorlar. Bu da MHP'nin kendi içerisinde çözemediği ve o şaşkınlıkla yamandığı 'AK Parti yaptırıyor' iddiasıdır. Bizim kasetlerle işimiz olmaz. AK Parti çok güçlü bir şekilde iktidar olacak. Ancak bu kampanya sürecinde toplumun ahlaki ve değer yargıları erozyona uğradı. Yalan sıradanlaştı, dürüstlük kavramının içi boşaltıldı. Kasetler, iki insanın zarar görmesinden daha fazla zarar veriyor. MHP'deki kaset olayı, CHP'de olduğu gibi bir değişim talebinden kaynaklanmış olabilir. Kendi iç dinamikleri de olabilir. Nasıl CHP'yi dizayn etmek için Baykal kaseti kullanıldıysa, MHP'yi yeniden dizayn etmek isteyen güçler şimdi bu kasetleri ortaya çıkardılar.


'Sonucu bize zarar verir'

Bu kaset olayı, siyasi sonuç üretir. Bu durumda, MHP'nin baraj altında kalması dolayısıyla AK Parti'nin çok milletvekili çıkaracağı konuşuluyor. Yok böyle bir şey. MHP'nin baraj altında kalması bizim arzu ettiğimiz ya da isteyeceğimiz bir şey olmadığı gibi bana göre siyaset zeminini de yoracak ve tahrik edecek bir şey. Oynanan oyun ve kurulan tezgah, her zaman oyunu planlayanların arzu ettiği şekilde sonuç vermez. Sanki bu olayda süreç o oyunu tezgahlayanların arzu ettiği yönde gitmiyor. Bence süreç tersine işliyor. Mağdur algısını güçlendiriyor. Vatandaş nezdinde 'hükümet neden failleri yakalamıyor' algısının da bize zararı oluyor.


'MHP Meclis'e girmeli'

MHP yeni anayasa yapma sürecinde önemlidir ve olması gereken bir figürdür. MHP'nin yer almadığı bir Meclis, Kürt meselesinin çözümünde işleri kolaylaştıran bir şey olabilir. Ancak sokağı tetikleyen bir yönü olur. Biz, parlamentoda bütün figürlerin olduğu bir ortamda yeni anayasa yapmayı tercih ederiz.


'Kılıçdaroğlu yalanlamış'

CHP'nin projeleri inandırıcı değil. CHP Genel Başkanı sözü söylediği andaki etkiye bakıyor, arkasını önünü düşünmüyor. CHP iktidar olma isteğinde değil. Kılıçdaroğlu ve Tekin makul bir oy alarak CHP'de kalıcı olma isteğindeler. Geçmişte Cem Uzan ekmek arası köfteyle bu ülkede yüzde 7 oy aldı. Kılıçdaroğlu, Cem Uzan taktiği uyguluyor. Kılıçdaroğlu'nun  ilk çıktığı süreçle bugüne baktığımızda kocaman bir yalan olduğunu görebiliyoruz. CHP'deki değişim arzusu isteği AK Parti'nin gücünün dayattığı bir şeydir. Seçkin, elitist tepede kalarak siyaset yapamazsın. Halka inecek, çeperlere gideceksin. CHP'de birçok kişi saf dışı kaldı ama ben o saf dışı kalanları tutan bir şey olduğunu düşünüyorum. Yoksa bu kadar tepkisiz kalmazlardı.


'Sitelere artık ulaşıyoruz'

AK Parti, Türkiye partisidir. Referandum sürecinde giremediğimiz yerleri tespit etmiştik. Daha önce mesafeli kesimlerin şimdi bizi dinlediklerini görüyoruz. Örneğin güvenlikli sitelere giriyoruz. Gençlere ulaşıyoruz. Bize karşı oluşan algıyı; yaptığımız icraatları anlatarak kırıyoruz. Evlere broşürlerle giriyoruz. Ev ev görüşmelerle, yaptıklarımızı gayet iyi anlatıyoruz.


'Demokrasi mücadelesinin sonu 12 Haziran'


Bütün hesap bu seçime girerken şunun üzerineydi. Ne pahasına olursa olsun öncelik AK Parti'yi iktidardan uzaklaştırmak. Baktılar bu olmuyor zayıflaştırarak seçime sokmak. 13 Haziran'da zayıf bir AK Parti ve koalisyona Türkiye'yi götürmek. Ben bu seçimin Türk Demokrasi mücadelesinin finali olduğuna inanıyorum.


'Anayasayı halka götüreceğiz'

Şöyle de bir tercihimiz yok: 'Biz 367 milletvekilini çıkaralım, kimseye sormadan anayasa yapalım', yok öyle bir derdimiz. 367 de olsa, bu anayasayı halka götüreceğiz. Bunu Genel Başkan Yardımcımız sayın Arınç da söyledi. Yeni anayasaya halk karar versin, istiyoruz.


'İstanbul'a iki proje'

İstanbul'un deprem gerçeği var, taşınması gerekiyor. Başbakanımız 30 Mayıs'ta İstanbul'la ilgili iki yeni proje açıklayacak. Bunlar şehircilikle ilgili olacak. Biri, İstanbul'un turizm kongre şehri olması yönünde bir yaklaşım getirecek. İstanbul'da harap edilmiş, tahrip edilmiş binlerce metrekare arazi hayat bulacak. Yaşanabilir kentler oluşacak. Çevre konusunda çok duyarlıyız ama takdir edilmiyoruz.


'Sahillerle sorunumuz asla yok'

Bizim sahillerle bir sorunumuz yok. Sahillerin bizimle sorunu var. Sahillerin kendi sorununu çözmesi lazım. CHP'nin elindeki belediyelerde sorun var. İzmir'e operasyon yapıldı. Düzmece belgelerle operasyon mu olur? Genel Sekreter tutuklanmış, demek ki belgeler uydurma değil. Antalya'ya bakın, Antalya Menderes Türel'i şimdi arıyor. Türel'in hatası neydi ki? Altyapı çalışmalarıyla, raylı sistemle uğraştı ama yaptıklarını çok fazla anlatamadı. Maltepe, Kartal, Sarıyer, Ataşehir'de sorun var.


'Faruk Bayındır'ı kesin ihrac için disipline verdik'


Kaset skandalında adı geçen İbrahim Faruk Bayındır'ı kesin ihraç için disipline verdik. 2004 ile 2009 arasında Küçükçekmece Belediye Meclis üyemiz. Bu dönem içerisinde teşkilatla bağ kuramamış. O nedenle ikinci kez meclis üyesi yapmamışız. Belediye başkan aday adayı olmak istemiş değerlendirmemişiz. Milletvekili aday adayı olmuş değerlendirmemişiz. Bu olayda adı geçince teşkilata ilk verdiğim talimat bu arkadaşın kesin üyelikten ihracı oldu. Teşkilattan gelen bir arkadaş değil. Olayla ilişkisi vardır ya da yoktur hiç umurumda değil. Böyle bir süreçte adı geçtiği için derhal ihracı yönünde disipline sevk ettik. Zaten teşkilatla bağı yok, üyeliğinin de düşmesi için bunu yapıyoruz.


'Gerektiğinde herkes için servis edilecek görüntüler olabilir'

Kim yapabilir bu kaydı sorusu soruluyor. Arka planında Türkiye'nin hesaplaşmak istediği ve AK Parti iktidarı döneminde hesaplaşılan, devleti ve kurumları şu ya da bu şekilde dizayn etmek isteyen derin güçler olabilir. Herkes için  kasetler olabilir. Ben eminim ki MHP ile ilgili bu kasetleri yapanların elinde başkaları ile ilgili de gerektiği zaman servis edecekleri başka şeyler vardır. Bu derin bir mutfak çalışması. İnce hesaplarla yapılan bir şey. Çok tehlikeli bir şey hiç insani değil. Ben çok arzu ediyorum ki devlet olarak bir ucundan yakalasak da bizim üzerimizde oluşturulmak istenen algıyı kıralım. Kaset mağduru olanlardan çok daha fazla arzu ediyoruz. Kasetlerle ilgili bir çaresizlik hali var. Kasetlerde mağdur olan kadınlar neden yargıya destek olmuyor. MHP'de olan bu kasetler bana göre aynı yerden tezgahlanmış.


'Oy devşirmek için kullanmak, olay kadar iğrenç ve kabul edilemez'

AK Parti kasetlerle kesinlikle ilişkilendirilemez. Bizim kasetlerle ilişkimiz bu olayın AK Parti ile ilişkilendirilmemizden dolayı cevap verme zorunluluğudur. Başka bir diyaloğumuz olamaz. Kim yaparsa yapsın kim muhatap olursa olsun bunu tasvip etmek bunu oy devşirme metodolojisi olarak bakmak en az o kasetler kadar iğrenç ve kabul edilemez bir şeydir.


'Taşeronlar içeride mühendisler dışarıda'

1961'de Türkiye'de siyasi bir daire oluşturuldu. Bu daire dışına çıkılmaması istendi. Bu süreçler Ordu-CHP, Yargı-CHP işbirlikleriyle yürüdü. Özal bu dairenin dışına çıkmak istedi. Şaibeli bir şekilde öldü. Yıllar sonra AK Parti bu anlayışı kırdı. Türkiye'de insanların tamamının dinlendiği, AK Parti'nin gizli ajandasının olduğu yönünde algı yaratılıyor. Bu tür çalışmalar önemli bir mühendislik çalışmasıdır. Ergenekon ve Balyoz davalarında ortaya çıkan belgeler, bilgiler önemlidir. Ergenekon sürecinde tutuklananlar taşerondur asıl mühendislerin dışarıda olduğunu düşünüyorum.