Yeniçağ Gazetesi Ankara Temsilcisi Ahmet Takan, 16 Nisan'da yapılacak halk oylaması öncesi yapılan araştırmalarda AKP'de yaklaşık yüzde 7'lik bir kesimin 'hayır' oyu kullanabileceğini öne sürdü. Takan, "Özellikle dindar şehirler içinde Saadet Partisi'nin rolü diğer parti ve kişilerden çok daha belirleyici hale gelecektir" ifadesini kullandı.
Ahmet Takan'ın "Erdoğan son gün ne sürpriz yapacak?.." başlığıyla yayımlanan (8 Nisan 2017) yazısı şöyle:
Alparslan Türkeş'in mezarını ziyaret... Hemen peşinden toruna Kur'an-ı Kerim öğretirken çekilmiş fotoğrafların medyaya servisi... Sıkışıklık belli... Hedef belli... Referanduma 8 gün kala kafası hâlâ karışık olan, sorgulayan, sonucu etkileyecek önemli bir miktarda milliyetçi muhafazakâr ağırlıklı seçmen var. Sadece MHP olarak düşünmeyin. AKP içindeki kararsız seçmenler hâlâ sarayın korkulu rüyası. Doğal taban Saadet Partisi (millî görüş)seçmeni de çantada keklik olmadığını net bir şekilde gösterdi.
Bu referandumun psikolojik ve siyasi süreci önceki sandık süreçlerinden çok farklı seyrediyor. Daha öncekilerle ortak tek bir nokta var; korku imparatorluğu hâlâ etkili. Vatandaşlar üzerine yıllardır çöken bu kâbus hâlâ tam anlamıyla kırılamadı. Ancak bu kırılamayacak manasına da gelmiyor... Farklı kanallardan farklı sonuçlar veren çok sayıda ankete ulaşıyoruz. Onlardan, rakam yığınlarından bahsetmeyeceğim. Çok sağlam ve sağlam verilere dayalı referandum izlenimlerini aktaracağım. Biraz sahadan kendi çektiğim fotoğrafları da içine serpiştirerek. Sıcak haberleri paylaştıktan sonra...
Hollanda ve Almanya ile yürütülen kayıkçı kavgası sırasında Ankara kulislerinde R. Erdoğan'ın milliyetçi muhafazakâr tabanı etkilemek için "sürpriz hamleleri" olacağı çok konuşuluyordu. Olası askeri harekatlarla birlikte en çok bahsedilen de "Ayasofya'da namaz"dı. Son düzlüğe girilirken sarayın etkin danışmanlarına sordum. Referandum arifesindeki Cuma namazının Ayasofya'da kılınması planını doğruladılar. Ancak, "şimdilik iptal edildi" dediler. Nedenini ise şöyle açıkladılar; "Yapılan değerlendirmeler sonucu. Almanya ve Hollanda ile çıkan olayların 'evet'e yeterince katkı sağladığı görüldü. ABD ve Batı'nın daha fazla tepkisini çekmemek için Ayasofya'da Cuma'dan vazgeçildi."
Yerine ne geldi?.. Türkeş'in mezarını ziyaret.. Toruna Kur'an öğretirken fotoğraflar!.. Bayat, basmakalıp söylemlerle CHP ve liderine en ağır hakaretler.. Milliyetçi muhafazakâr tabana çekilen en son numaralar!.. Saray'da ve ona bağlı Genelkurmay karargahının üst yapılanmasında, referandum öncesi Sincar harekatı için ara formül arayışları devam ederken, çok önemli bir bilgiye ulaştım. R. Erdoğan'ın 16 Nisan Pazar günü yapılacak referandum arifesinde Cumartesi günü nasıl final yapacağına... Saray kaynaklarından ulaştığım bilgilere göre, Erdoğan, son düzlükte referandumu plebisit havasına çevirecek. Yani, vatandaşa "beni oylayacaksınız" mesajları ile gidecek. Cumartesi günü de tüm gün İstanbul mitingleri yapacak ve CHP ve lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu tek başına hedef tahtasına oturtarak çok ağır söylemlerle yüklenecek...
Milliyetçi muhafazakâr taban, özellikle kararsızlar, bu eski Kızılderili numaralarını yer mi?.. Yukarıda bahsettiğim sağlam anket izlenimlerinden devam edelim;
Çok şaşırabilirsiniz ama gerçek verilere dayanıyor. AKP tabanı, kendi kararlarını en çok sorgulayan kitle. R. Erdoğan, popülizmine en çok inanan ve bağlı kalmayı tercih eden bir kitle görünümünde olmalarına rağmen, çok önemli bir kısım, oluşacak konjonktür içinde kararlarını değiştirebilecek durumda gözüküyor.
CHP seçmeninin kararlılığı tam olsa da, ciddi oranda bir kitlenin yeni bir mağlubiyet endişesini taşıdığı gerçek.
MHP tabanının neredeyse tamamına yakın bölümü lider eksikliğine inanıyor. Muhafazakâr milliyetçilerin kararlarında özellikle Meral Akşener ile Saadet Partisi'nin tutumlarının etkili olacağı verilere yansıyor.
Genel anlamda; seçmenlerin içinde ciddi kararsız ve değişkenlik gösterebilecek bir oran mevcut. "Hayır" kitlesi düşüncelerini saklama yoluna giderken, "evet" kitlesi içinde de "hayır" yönüne kaymalar olabileceği ve bu oranın özellikle AKP içinde minimum yüzde 3-7 oranında gerçekleşebileceği öngörülüyor. "Özellikle dindar şehirler içinde Saadet Partisi'nin rolü diğer parti ve kişilerden çok daha belirleyici hale gelecektir" saptaması yapılıyor. Gerçekçi anketlerin sonundaki şu yoruma da çok dikkat;
"10-16 Nisan bandı çok belirleyici. Diğer seçim-referandumlarda hiç alışık olmadığımız bir durumla karşı karşıyayız. O da kararsızların azalması yerine artmasıdır."
Bugüne kadar her sandık sürecinde anketleri bas bas bağırtan AKP iktidarı ve sözcüleri, meydanlarda, çanak TV programlarında, havuzun yazılı medyasında, neden anket ve sonuçlarından ısrar ve itina ile uzak duruyorlar?.. "Herhalde benim bile ulaşabildiğim bu gerçek verilerin çok daha alası ve fazlası onların da elindedir de ondandır" diye düşünüyorum.
Peki çare ne?..
Milliyetçi muhafazakâr taban da çok net biliyor; Türkeş'in mezarını ziyaret ve diğer fotoğrafların altında yatan numaraları...
O yüzden;
Türkiye'yi uçurumun eşiğinden kurtarmak için yoğun çaba sarf eden lider ve lider adaylarının, 16 Nisan'dan sonra korku imparatorluğunun sona erdirileceğine dair topluma kesin ve inandırıcı teminat verebilmeleri, bu uğurda çok net tavır ve duruş sergileyebilmeleri gerekiyor. Kısacası; millet, korku imparatorluğuna karşı kesin güvenceyi-teminatı gördüğü an ortada kararsız falan kalmayacak. Son 8 gün, uzun bir zaman!..