Gündem

"AKP'de FETÖ'cü olmadığı halde mağdur olanlar ve ikna edilmesi gereken yüzde 9'luk bir kesim var"

Selvi: 16 Nisan’da sandığa gideceğiz

08 Şubat 2017 11:02

Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın perşembe ya da cuma günü anayasa değişiklik teklifini onaylayacağını, 16 Nisan'da da referanduma gidileceğini yazdı. "AK Parti’de ikna edilmesi gereken yüzde 9’luk bir kesim var" diyen Selvi, "FETÖ’cü olmadığı halde yakın çevresinde FETÖ operasyonlarından olumsuz etkilenenler. Bu kesim ilk kez gündeme geliyor. Ağırlığı geçmişte AK Parti’ye oy vermiş seçmen kitlesinden oluşuyor. Aileleriyle birlikte sayılarının bir hayli fazla olduğu düşünülüyor. ‘FETÖ’cü olmadığı halde çevresindeki FETÖ operasyonlarından mağdur olanların bulunduğu kesim nasıl kazanılacak’ diye fikir jimnastiği yapılıyor" ifadesini kullandı.

Selvi'nin Hürriyet'te "AK Parti nasıl bir kampanya yürütecek?" başlığıyla yayımlanan (8 Şubat 2017) yazısı şöyle:

Referandum tarihi aşağı yukarı belli oldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan anayasa değişikliğini perşembe ya da en geç cuma günü onaylayacak, bu durumda 16 Nisan’da sandığa gideceğiz. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a anayasa teklifini Meclis’e geri göndermesi ya da bazı maddeleri veto etmesi yönündeki çağrılar, böylece siyasi naiflik örneği olarak kalacak.

Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan, cumhurbaşkanlığı sistemini hayatının en önemli kazanımlarından biri olarak görüyor. Referandum kampanyasıyla ilgili takvim oluşturulurken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Meydanlara ne zaman çıkıyoruz” dediği söyleniyor. Erdoğan meydanları özlemiş, meydanlar da Erdoğan’ı. 

Cumhurbaşkanı, anayasa değişikliğini 15 Temmuz gecesi darbeye karşı milletin ortaya koyduğu iradenin siyaseten gereğinin yerine getirilmesi olarak görüyor. Tek parti döneminde ve askeri darbeler eliyle özne olmaktan çıkarılan millet, 15 Temmuz’da kaderine el koydu. Sisteme bir format attı, yeniden özne oldu. Cumhurbaşkanlığı sistemine geçişle birlikte 15 Temmuz’da milletin verdiği kararın gereği yerine getirilmiş olacak. 

AK Parti, referandum hazırlıklarına başladı. Geçmiş seçimlerde yer almış deneyimli isimlerin de içinde yer aldığı strateji heyeti oluşturuldu. Çok ciddi çalışıyorlar, ikna edilmesi gereken grupların üzerinde duruluyor. 

Bunlar:

1- AK Parti’de ikna edilmesi gereken yüzde 9’luk bir kesim.
2- 18 yaş düzenlemesine rağmen ‘evet’e mesafeli duran gençler.
3- Kürt oyları.
4- FETÖ’cü olmadığı halde yakın çevresinde FETÖ operasyonlarından olumsuz etkilenenler. Bu kesim ilk kez gündeme geliyor. Ağırlığı geçmişte AK Parti’ye oy vermiş seçmen kitlesinden oluşuyor. Aileleriyle birlikte sayılarının bir hayli fazla olduğu düşünülüyor. ‘FETÖ’cü olmadığı halde çevresindeki FETÖ operasyonlarından mağdur olanların bulunduğu kesim nasıl kazanılacak’ diye fikir jimnastiği yapılıyor. 

AK Parti’nin kampanyası henüz belli olmadı. Sloganlar, kampanya müziği, miting programı belli olunca bir tanıtım toplantısı düzenlenerek Başbakan Binali Yıldırım tarafından kamuoyuna açıklanacak. 

AK Parti nasıl bir kampanya yürütecek? 

Pozitif bir kampanya yürütülmesini savunanlar, ‘evet’in yararlarının anlatılmasını istiyor. 

Evet kampanyasında yeni Türkiye vurgusunun yer almasına sıcak bakılmıyor. Çünkü Türkiye’nin son 15 yılında zaten AK Parti var. 

Genel eğilim, negatif kampanya yürütülmesi yönünde. Referandumda ‘hayır’ çıktığı takdirde Türkiye’nin maruz kalacağı sonuçlara dikkat çekme eğilimi ağır basıyor. 

Burada 7 Haziran ile 1 Kasım örnekleri üzerinden hareket ediliyor. 7 Haziran’da AK Parti’ye ders vermek için tek başına iktidar olmasına izin vermeyen seçmen, hükümetin kurulmaması ve baş gösteren siyasi istikrarsızlık üzerine 1 Kasım’da bu kez AK Parti’nin tek başına iktidar olması için oy kullanmıştı. Yüzde 9 oranında bir oy tamamen tek başına iktidarın sağlayacağı istikrar için kullanılmıştı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım hafta sonu İstanbul’da uzun bir görüşme yapınca kulisler dalgalanmış, kabine değişikliği söylentileri yayılmıştı. Doğru çıkmadı. Referanduma kadar, kabine değişikliği beklenmiyor. 

Ama bu söylenti sona ermiş değil. Sınırlı sayıda değişiklik yapılarak bir heyecan dalgası estirmeyi savunanlar da yok değil. 

Ancak referandumdan sonra bir kabine değişikliği kaçınılmaz görünüyor. Tabii referandumda çıkacak sonuç siyaseti yeniden dizayn edecek. 

‘Hayır’ çıkarsa, erken seçim kaçınılmaz görülüyor. ‘Evet’ çıktığı takdirde ise kabine değişikliği bekleniyor. 

Bu aşamada erken seçimin konuşulması doğru bulunmuyor. Ama o zaman ister istemez ‘Cumhurbaşkanlığı sistemi madem Türkiye için çok gerekliydi, o zaman iki buçuk yıl beklenilmesi doğru mu’ sorusu gündeme gelecek.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın referandum sonrasına dönük hesaplara kapalı olduğu biliniyor. O birkaç adım sonrasını mutlaka planlamıştır ama bu aşamada konuşulmasını doğru bulmaz. Ama referandumdan sonraki asıl gündemimiz bu olacak.