Cumhuriyet yazarı Orhan Erinç, müftülere nikâh kıyma yetkisin verilmesine tepki gösterdi. Erinç, Turgut Özal döneminde Diyanet İşleri Başkanlığı’na kendi alanı dışında görev verilmesini hatırlatarak, "AKP, Turgut Özal'ın açtığı yoldan gidiyor" dedi.
Erinç'in "AKP, Özal’ın Açtığı Yoldan Gidiyor..." başlığıyla (21 Ekim 2017) yazısı şöyle:
Başbakan Binali Yıldırım’ın kurduğu AKP hükümeti, Turgut Özal’ın ANAP hükümetinin yolundan giderek Diyanet İşleri Başkanlığı’na kuruluş amacıyla örtüşmeyen yeni bir görev verdi.
Diyanet İşleri Başkanlığı’na kendi alanı dışında ilk görev Turgut Özal döneminde “Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu”na bir temsilci atanmasını sağlayan yasa değişikliği ile 6 Mart 1986’da verilmişti.
Dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren, kendisinin “Efendim bu kanun Atatürk döneminde (21.06.1927) çıkarıldı” denilerek kandırıldığını Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaretinde söylemişti.
***
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin “yürütme erki” kapsamındaki kimi kurumları bölümlere ayırarak birkaç başlı duruma getirme kararlılığının son örneği Diyanet İşleri Başkanlığı oldu.
Artık Başkanlık örgütü din hizmetleri konusunda Başbakanlık’a, “Müftülüknikâhı” uygulaması nedeniyle de İçişleri Bakanlığı’na bağlı olarak görev yapacak.
AKP iktidarının kurumları birkaç başlı duruma getirme yaklaşımı Türk Silahlı Kuvvetleri’nde yaşanmış, Genelkurmay Başkanlığı Başbakanlık’a bağlı kalmayı sürdürürken, kuvvet komutanlıkları, Milli Savunma Bakanlığı’na, jandarma ve kimi komutanlıklar da İçişleri Bakanlığı’na bağlanmıştı. Bu değişikliğin OHAL’den yararlanılarak çıkarılan kanun hükmünde yapılması ilginç bir uygulama oluşturmuştu.
***
Genelkurmay Başkanlığı’nın da Cumhurbaşkanlığı’na bağlı olmasına niyetlenilmiş, ancak anayasa hükmü gereği görüntü olarak Başbakanlık’ta bırakılmıştı.
***
Müftülük nikâhının apar topar gündeme getirilmesi, bir yanıyla laiklik ilkesinin yozlaştırılması konusundaki çabalar kapsamında, öteki yanıyla da Türkiye’nin siyasal, ekonomik ve yönetimsel konularda getirildiği düzeyin tartışılmasına mola verilmesini sağlamak niyetiyle değerlendiriliyor. Bu görüşü savunanlar, Türk Ceza Yasası değişikliği sırasında zinanın suç sayılmasının gündeme getirilmesi ile kimi dinci yapılanma ve uygulamanın suç kapsamı dışında kalmasının kolaylaştırılmasını örnek olarak veriyorlar.
Bu arada, müftülük nikâhı ile anayasanın başlangıç bölümünde yazılı laiklikle ilgili temel ilkelerin bile yok sayıldığı vurgulanıyor.
***
Müftülüklere nikâh kıyma yetkisinin verilmesinin hangi gereksinimden kaynaklandığı somut veri ve gerekçelerle açıklanamadığı için geriye, AKP’nin din kurallarının günlük yaşamı da kapsaması konusundaki çeşitli söylemleri kalıyor.
Vatandaşlar arasında ayrım yapılması, AKP’nin özenle uyguladığı bir politika. Hatta bu uygulamanın partiye “oy” olarak döndüğü de AKP yetkililerinin belirttikleri gerçekler arasında.
AKP’nin, ülkenin onca sorunu varken düne kadar gündeme bile gelmeyen yapma bir sorunu çözme konusundaki acelesi, iktidarın yapay sorunlarla ana sorunları yok sayma eğiliminin bir başka göstergesi olarak da algılanıyor.