Yazar Murathan Mungan, yolsuzluk iddiaları karşısında Başbakan Tayyip Erdoğan'ı savunan bazı seçmenlerin davranışı için "ensest mağduru kızını dinleyen annelerin, devamında olacaklardan korktukları için gerçeği örtmeye çalışmaları" örneğini verdi.
Almanya’nın saygın gazetelerinden Frankfurter Allgemeine yazar ve şair Murathan Mungan’la söyleşi yaptı. Söyleşide Gezi olaylarını da değerlendiren Mungan “Gezi olayları sonrası artık Türkiye ’de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bunu seçim sonuçları da değiştiremez. AB ve Almanya bizden öyle çabucak vazgeçemez. Almanya’ya sesleniyorum, çünkü seçim sonuçları nedeniyle en çok hayal kırıklığına uğrayan, darılan ülke oldu” dedi.
'Sanki hipnotize edilmişlerdi'
Mungan seçimlerle ilgili şunları söyledi:
“Seçim sonuçları beni şaşırtmadı, çünkü Türkiye’de insanlar rasyonel değil, duygusaldırlar. Sanki hipnotize edilmiştik. Erdoğan, cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir şekilde doğrudan halkın iç güdülerine yönelik dramatik oranda duygusal konuşuyor.
Kimseye kızmak istemiyorum. Bazı arkadaşlarımız yeterince bu işi yapıyorlar. Birçok genç seçim sonuçları dolayısıyla hayal kırıklığına uğradılar ve halka sırtını dönmek istediler. Ne 68 kuşağı, ne de 78 kuşağı bu halka sırtını döndü. Öyleyse bugün de buna hakkımız yok. Kendimizi anlamak ve anlatabilmek için yeni yeni yollar bulmalıyız.”
'Bazı seçmenler ve ensest mağduru kız annelerinin korkusu'
Erdoğan’ın yolsuzluk iddialarına rağmen kazandığı seçim başarısını değerlendiren Mungan, şunları söyledi:
“Türkiye’de ensest mağduru çok sayıda genç kız vardır. Bunlar olayı annelerine anlatmaya çalıştıklarında, anneleri, olayı örtmeye çalışırlar. Çünkü, öğrendikleriyle hayatın devamında olacaklardan korktukları için gerçeği başka şeylerle değiştirmeye çalışırlar. Aynı Erdoğan’ın bazı seçmenlerinde olduğu gibi. ‘Eğer iddia edilenler söylendiği gibi doğruysa, Erdoğan giderse, yaşamımızın kalanında ne yaparız’ diye düşünürler.”
Laiklik endişesi
Laiklik konusunda endişeleri olduğunu söyleyen Mungan “Laiklik ve seküler anlayış İslam’ın büyük bir rol oynadığı Türkiye gibi bir ülke için en önemli garantidir. Hayatımız, devlet işleri ile din işlerinin ayrı kalmasına bağlıdır. Ama ben endişeliyim” diye konuştu. (dha/Ahmet İNCEL)