AKP Milletvekili Öztürk, şehir hastaneleri ile özel hastanelerdeki sağlık vurgununu kendi yaşadıkları üzerinden şöyle anlattı:
“Benim de kafamın karıştığı, özellikle sağlık yatırımlarında canımı sıkan işler oluyor. Gidiyorsunuz hastaneye, size A'dan Z'ye tahlil yazıyorlar. Yok kanser tahlili, bilmem ne tahlili. Ya, kardeşim, ne gereği var, diyorum. ‘Efendim, siz para ödemiyorsunuz' diyor. Kim ödüyor? Meclis ödüyor. Ya, Meclis de ödese kamu ödüyor, bana illa hastalık mı icat edeceksiniz diye benim de çıkış yaptığım oluyor. Gidiyorsunuz ufak bir mesele için, size diyor ki, ‘efendim, gelmişken bir check-up yapalım' şimdi moda oldu ya. Yok MR çekelim, yok şunu çekelim. İlla bir hastalık buluncaya kadar… Sistemde çok aksayan yerler var.”
"Başhekimler hekimlere, ‘Arkadaşlar, MR fazla isteyin, odyo fazla isteyin, tahlili fazla isteyin, gelirimiz artsın' diyor"
CHP Balıkesir Milletvekili doktor Fikret Şahin, şehir hastaneleri modeliyle sağlık hizmetinin adeta para kazanılır ticari bir hizmet alanı haline dönüştüğünü, bu hastanelerde amacın insan sağlığından çıkıp kâra odaklandığını savundu. Şahin, “Başhekimler toplantı yapıp hekimlere diyorlar ki, ‘Arkadaşlar, MR fazla isteyin, odyo fazla isteyin, tahlili fazla isteyin, gelirimiz artsın. Döner sermayemiz düşük kalmasın.' Başhekimler ciro bazında birbirleriyle yarışıyorlar, ‘ben bu ay 10 trilyon ciro yaptım, geçen aya göre 2 trilyon artırdım' diyorlar. Boşuna ameliyatlar yapılıyor. Ben şahit oldum, hekim olarak vicdanım sızlıyor” diye konuştu.