AKP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şen, katıldığı bir televizyon programında Saadet Partisi ile ittifak sorusuna, Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu ve Milli Görüş Vakfı Başkanı Oğuzhan Asiltürk ile Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın görüşmesini hatırlatarak yanıt verdi. Şen, “Bu çok olumlu bir yaklaşım ve beraberlik, bunun devamının geleceğini düşünüyorum” dedi.
Şen, katıldığı bir televizyon programında gündemde yer alan konulara dair soruları yanıtladı. Şen, kendisine yöneltilen "Saadet Partisi ile ittifak yapılır mı?" sorusunu da yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Asiltürk ile görüşmesini hatırlatan Şen, "Bu çok olumlu bir yaklaşım ve beraberlik, bunun devamının geleceğini düşünüyorum. Bunu Saadet Partisi içinde uygun görmeyen yöneticiler olabilir, bu demokratik haklarıdır. Neticede bir şeye karar verilmesi gerekiyor. Rahmetli Erbakan hocamızın hayali ve ideali olan büyük Türkiye'nin yanında mı olunacak yoksa 'biz iktidara geldiğimizde bu projelerin hepsini durduracağız' denilen, Türkiye'yi geride bırakan, bağımsızlığına engel olan birileri ile mi birlikte olunacak?" diye konuştu.
"Siyasi hayatının bitişine neden olabilecek hata"
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in "Bir anlamda Sayın Erdoğan'ın İsrail versiyonu olan Benyamin Netanyahu, siyasi rakiplerini baltalamak ve bu şekilde koltuğunu koruyabilmek için, gözünü kırpmadan, sivillerin ve çocukların hayatlarına kastetmekten geri durmadı" şeklindeki açıklamasını değerlendiren Şen, ardından Akşener'in Rize ziyaretinde yaşananlara değindi.
"Bir muhalefet partisi genel başkanı Amerikan sözcüsü ağzıyla konuşuyor. Bu çok hayret verici bir şeydir. Bu konuşmayı yapıyor, korkunç tepkiler alıyor. Bazılarına göre siyasi hayatının en büyük hatasını yapıyor, belki bitişine sebep olacak bir hata. Hemen arkasından iftira attığı Recep Tayyip Erdoğan'ın memleketine gidiyor. Apaçık provokasyon işidir.
Şunu söyleyebilir; 'Biz 15 gün önceden planlamıştık.' Planlar bazı durumlarda gözden geçirilebiliyor bazı durumlarda ve değiştirilebiliyor. Böyle bir durumda doğrudan, çok güzel, harika bir provokasyon filmi çekeriz diye Rize'ye gittiler. Bunlar kınanır, siyaset nezaket dili. En ağır sözlerini kınama şeklinde gösterir, bunun ötesine geçmemeye çalışır. Bazıları bunu yeterli bulur bulmazlar. Siyasal ahlak diye düşündüğümüzde edep diye bir kavram yok mu? Nerede o?"