Gündem

AKP'li Şahin: Mülteci akınlarını siz Kabil'de durduramazsanız, Türkiye sınırlarında durduramazsanız, bunun önüne geçemezsiniz

"Bunun içindir ki Afganistan Türkiye'nin sınır karakoludur"

20 Ağustos 2021 11:56

AKP Gaziantep Milletvekili Ali Şahin, "Mülteci akınlarını siz Kabil'de durduramazsanız Türkiye sınırlarında durduramazsanız, bunun önüne geçemezsiniz. Bunun içindir ki Afganistan Türkiye'nin sınır karakoludur. Güvenlik inşamızı medeniyet coğrafyamızın sınırlarından başlatmak zorundayız" açıklamasını yaptı. 

Şahin, "Afganistan'da hangi yönetim bulunursa bulunsun bu itibarını güçlendirerek arabulucu rolünü üstlenmemiz lazım" görüşünü savundu. 

Yeni Şafak gazetesinden Osman Özgan'a konuşan Şahin,  "ABD'nin bile çekildiği Afganistan'da Türkiye'nin ne işi var?' eleştirileri yöneltiliyor. Türkiye neden Afganistan'da olmalı? sorusuna, "Türkiye 20 yıldır niye orada?’ sorusunun cevabı aslında ‘Türkiye bundan sonra da niye orada olmalı?’ sorusunun cevabıdır. Afganistan bizim medeniyet coğrafyamızın önemli merkezlerinden. Sınırlarımız hapsolduğumuz 780 bin kilometrekarelik coğrafyayla sınırlı değil. Eğer bunu böyle kabul edersek, kendi milletimize, kendi tarihimize en büyük yanlışı yapmış oluruz. Bu açıdan bakarsak Afganistan'ı kendi sınırlarımızdan, kendi coğrafyamızdan uzak göremeyiz." yanıtını verdi. 

Şahin sorulara şu yanıtları verdi: 

"Türk Silahlı Kuvvetleri son 20 yıl içerisinde orada işgalci olarak algılanmayan tek askeri unsurdur. TSK demek orada istihdam, hastane, sağlık, eğitim, altyapı, kalkınma, barış, istikrar ve huzur demek anlamına gelmiş. Nitekim Türkiye sadece TSK unsurlarıyla olmadı orada. Eğer biz Kabil'in ağrılarını, acılarını Ankara'da hissedemiyorsak insan olarak, Müslüman olarak kendimizi sorgulamamız lazım. Ne ABD ne de bütünüyle bir NATO, Türkiye'nin orada güçlü olduğu kadar güçlü değildir. Bunun için kalıcı barışı ve istikrarı temin etmek için ya askeri ya siyasi ya da insani olarak mutlaka Afganistan'da olmamız lazım. Türkiye oraya yeniden asker gönderecek, orada muharip güç olacak, Taliban'la çatışacak, Amerika'nın bıraktığı misyonu taşeron olarak kendisi üstlenecekmiş gibi bir algı oluşturuluyor. Kesinlikle böyle bir şey yok. TSK unsurları zaten 20 yıldır orada. Türkiye olmak Afganistan'da, NATO'dan ve Amerika'dan kıyaslanamayacak kadar çok daha güçlü ve anlamlıdır, değerlidir."

-Taliban'ın ilerleyişi ve son olarak Kabil'e girmesiyle artan göç sorununun önüne nasıl geçilecek?

Türkiye, uzun zamandır bir göçmen ve mülteci akınıyla istikrarsızlaştırılmaya çalışılıyor. Afganistan'da vuku bulan istikrarsızlık süreciyle birlikte yeni bir mülteci dalgasıyla karşı karşıya kalacağız. Biz eğer kendi imkanlarımızla, kendi gücümüzle bu istikrarsızlık coğrafyalarını istikrarlı hale getirerek mülteci akınlarını yerinde engelleyemezsek, ördüğümüz duvarlarla, aldığımız emniyet tedbirleriyle bu dalgaları kıramayız. İnsanlar bırakın duvarları aşmayı, bir umut için hayatlarını kaybedeceklerini bile bile uçaklara tutunmaya çalışıyor. Yapacağımız tek şey var, o istikrarsızlığı orada istikrara dönüştürmek, barışı orada tesis etmek. Ve bunu başarabilecek ülke varsa o da Türkiye'dir.

"Afganistan'da hangi yönetim bulunursa bulunsun bu itibarını güçlendirerek arabulucu rolünü üstlenmemiz lazım"

Afganistan'da istikrar ve barışın sağlanmasında Türkiye'nin nasıl bir rolü olacak?

Afganistan hesaplaşma coğrafyası haline gelmiş. Hem bölgesel ülkelerin hem küresel güçlerin Afganistan'la ile ilgili gündemlerinin hep bir arka planı olmuştur. İlişkiler birtakım hesaplaşmalar üzerine kurulmuştur. Çünkü Afganistan, nükleer popülasyonun ve dünyanın üçte iki nüfusunun toplandığı bir coğrafyanın tam merkezinde. Çünkü Afganistan'ı kontrol eden Asya'yı kontrol eder. Afganistan'da hiçbir hesap ve hesaplaşma peşinde olmayan, sadece ülkenin kalkınması, barışı, kalıcı istikrarı için var olan tek ülke ise Türkiye'dir. Afganistan'da hangi yönetim bulunursa bulunsun bu itibarını güçlendirerek arabulucu rolünü üstlenmemiz lazım.

"Mülteci akınlarını siz Kabil'de durduramazsanız Türkiye sınırlarında durduramazsanız"

Tehditleri kendi sınırlarınız içerisinde karşılamaya çalışırsanız bu tehditleri önlemenizin imkânı yoktur. Eğer siz Afgan mülteci akınını önlemek istiyorsanız Kabil'de istikrarı sağlamanız lazım. Eğer mülteci meselesi bizim için riskse, sorunsa, bir tehditse ve bunun kaynağı eğer Kabil ise Kabil sizin sınır karakolunuz demektir. Mülteci akınlarını siz Kabil'de durduramazsanız Türkiye sınırlarında durduramazsanız, bunun önüne geçemezsiniz. Bunun içindir ki Afganistan Türkiye'nin sınır karakoludur. Güvenlik inşamızı medeniyet coğrafyamızın sınırlarından başlatmak zorundayız.

"Türkiye'nin kendi güvenlik tehditlerini önlemek amacıyla Afganistan'da mevcut yönetimle görüşmesinden daha doğal bir şey olamaz"

-CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "İran yerine neden Taliban'la konuşuyorsun?" şeklindeki açıklamasını nasıl değerlendirmek lazım?

ABD savaş ilan etmiş olduğu Taliban'la aylardır süren barış görüşmeleri yürütüyor ise bugün yine AB temsilcileri 'Taliban savaşı kazandı ve Taliban'la görüşmemiz gerekiyor' gibi realiteyi ortaya koymuşsa, Türkiye'nin kendi güvenlik tehditlerini önlemek amacıyla Afganistan'da mevcut yönetimle görüşmesinden daha doğal bir şey olamaz. Çin ve Rusya kendi ülkesinin menfaatleri için Taliban'la görüşecek, İran, Pakistan, AB görüşecek, ABD barış görüşmeleri yapacak ama bizim ana muhalefet liderimiz de 'Niçin Taliban'la görüşüyoruz?' diyecek. Bu çok büyük bir vizyonsuzluktur, dünyayı okuyamamaktır, uluslararası ilişkileri bilmemektir, güvenliğin değişen aktörlerini okuyamamaktır.