Özkan, 'siyasi cinayet' polemiğine,"Kılıçdaroğlu'nun yapmış olduğu bu iddia, 1993'ün karanlık ortamını hatırlatıyor" ifadesini kullandı.
"Siz değil misiniz Türkiye'de FETÖ'nün ve PKK'nın sufleleri ile siyaset yapmaya çalışan?"
Uğur Mumcu ve Eşref Bitlis cinayetlerini, Bingöl katliamını, Sivas Madımak olaylarını, Başbağlar katliamını hatırlatan Özkan, "AK Parti, Cumhur İttifakı olarak bugüne kadar birlik, beraberlik ve kardeşlik içerisinde bu mücadeleleri, derin ve paralel yapılara karşı yapmışsak biz de Kılıçdaroğlu'na söylüyoruz; siz değil misiniz karanlık, gizli kapılar arkasında Türkiye düşmanlarıyla, terör örgütünün siyasi uzantılarıyla toplantı yapıp ittifak yapan? Siz değil misiniz Türkiye'de FETÖ'nün ve PKK'nın sufleleri ile siyaset yapmaya çalışan? Siz değil misiniz 15 Temmuz akşamı Atatürk Havalimanı'ndan çıkarken önünden tankların çekilmek suretiyle Bakırköy Belediye Başkanı'nın evine gidip orada huzur içerisinde kahvesini yudumlayan?" sorularını yöneltti.
"Olabilecek her türlü siyasi suikasttan Kılıçdaroğlu sorumludur"
Özkan, şöyle devam etti:
"Ulaştırması gereken 3 bilgi vardır. Ya kendisinin de içerisinde bulunduğu, terör örgütlerinin ve gizli kapaklı çevrelerin içerisinde bulunduğu bir suikasttır; o zaman gidip kendisini deşifre edecek, kendisini şikayet edecek. Başka bir yerden bilgi almışsa, kim bu bilgiyi verdiyse, nereden, kimden duyduysa bu kişilerin ve kurumların isimlerini derhal gidip Cumhuriyet Başsavcılığına ulaştırmak zorundadır. Yok hiçbiri değil, kendisinin görmüş olduğu rüyasındaki hezeyanlarsa, o zaman gidip yine kendi kendini ihbar etmek zorundadır. Biz, bu çerçevede bundan sonra olacaklardan, olabilecek her türlü siyasi suikasttan, cinayetten, müştereken, müteselsilen CHP'nin terörün siyasi uzantılarıyla gizli ittifak içerisinde olan Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun sorumlu olduğuna inanıyoruz. Kılıçdaroğlu, kendisi sorumluluktan kurtulmak istiyorsa bugün derhal Cumhuriyet başsavcılıklarına giderek bu iddialarını belgelendirmek zorundadır."