Yaklaşık 2.5 aylık aranın ardından 1 Ekim’de yeni yasama dönemine başlayacak. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) ilk mesaisi yargı paketi olacak. AKP Başkanvekili Mehmet Muş, pakete ilişkin açıklamalarda bulundu.
İstinaf Mahkemeleri'nde kesinleşen ve ifade özgürlüğüne temas eden suçlara Yargıtay yolunun açılacağını aktaran Muş, "Buradaki amacımız içtihat birliğini sağlamaktır" dedi. Ceza adalet sistemine 'seri mahkeme usulü' ile 'basit yargılama usulü' olmak üzere iki yeni yargılama usulü getireceklerini belirten Muş, uzun tutukluluk süresine ilişkin de konuştu. Muş, "Soruşturma aşamasına kadar belli bir zaman dilimi koyup bu süre içerisinde iddianamenin hazırlanmasını, bu süre içerisinde bunlar yapılmamışsa gözaltına alınanın ya da tutuklu olanın serbest bırakılmasını sağlayan bir düzenleme" diye konuştu.
Olağan Üstü Hal döneminde el konulan pasaportlara belirli kurallar çerçevesinde kişilere iade edileceğini belirten Muş, bu uygulamanın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun onayına tabi olacağını ifade etti.
Muş'un açıklamaları şöyle:
Yargı Paketi Strateji Belgesi'nin ilk paketini bugün meclis başkanlığına sunuyoruz. Bundan sonra bu çerçevede farklı paketleri de meclis Başkanlığı'na sunacağız. Bugün 39 maddeden oluşan ilk teklif verilmiş oldu. Burada öne çıkan düzenlemeleri şöyle ifade edebiliriz; İstinaf Mahkemeleri'nde kesinleşen ve ifade özgürlüğüne temas eden suçlara Yargıtay yolunu açıyoruz. Buradaki amacımız içtihat birliğini sağlamaktır.
Yine biliyorsunuz, internette bazı sitelerin yasaklanması, kısıtlanması gibi uygulamalar vardı. Burada da sitenin tamamına yönelik değil o içeriğin kısıtlanmasını getiriyoruz. Site açık kalabilir ama suç unsuru olan, şikâyet konusu olan unsur sadece erişime engellenecektir.
Yine ceza adalet sistemimize iki yeni yargılama usulü getiriyoruz. Seri mahkeme usulü, yan Cumhuriyet Savcısı ile şüphelinin anlaşması demektir. Bu dünyada ABD'den Avrupa'daki pek çok ülkeye kadar olan bir uygulama. Basit yargılama usulü; yani duruşmasız yargılama usulünde belli suçlarda, belli yıla kadar olan suçlarda hukuk sistemine getirmiş olacak.
Uzun tutukluluk sürelerini bir cezalandırma olmaktan çıkardık. Soruşturma aşamasına kadar belli bir zaman dilimi koyup bu süre içerisinde iddianamenin hazırlanmasını, bu süre içerisinde bunlar yapılmamışsa gözaltına alınanın ya da tutuklu olanın serbest bırakılmasını sağlayan bir düzenleme.
Yine mağdur haklarını güçlendiriyoruz. Adli görüşme odaları ve çocuk izleme merkezlerinin faaliyete geçmesini bu kanun teklifiyle gündemimize alıyoruz. Amacımız çocukları mahkeme koridorlarından korumak. Mümkünse bir defada bunların ifadesini alıp çocukların bu tip bir yargılama sürecinin onların gelişmesini olumsuz etkisini minimalize etmeye çalışıyoruz.
Hukuk mesleklerine giriş sınavını getiriyoruz. Hukuk fakültelerinden bundan sonra mezun olanlar bu sınava girecekler. Buradan en az 70 puan almak zorundalar. öğrenciler bu puanı aldıktan sonra diğer kurallara göre adım atacaklar.Bu sene hukuk fakültesine girenler dahil olmayacak. Önümüzdeki seneden itibaren kayıt yaptıranlar hukuk sınavına tabi olacaklardır. Yeni kayıt yaptıracaklar için bu hukuk sınavı uygulanmaya konulacak.
Yine Türkiye Adalet Akademisi'nin kurulmasıyla birlikte hâkim ve savcı adaylarının mülakatlarını yapan kurumun tabanını genişletiyoruz.
(Pasaport uygulaması) Avukatların uzunca bir süredir beklediği 15 yılı doldurmuş olan avukatlara yeşil pasaport alma hakkını bu teklifle getirmiş olacağız. OHAL döneminde el konulan pasaportların belirli kurallar çerçevesinde tekrar vatandaşlarımıza iade edilmesiyle ilgili bir düzenlememiz de kanun teklifimiz içerisinde mevcuttur. Ülkemize ve memleketimize hayırlı olsun. TBMM uygun bulur ve onaylarsa yürürlüğe girecektir. Takdir komisyonun. Pasaportların iadesinde İçişleri Bakanı'nın onayı bulunuyor. Dolayısıyla buradaki el konulan pasaportların belli kademelendirmesi var. Sadece mahkeme kararıyla bunların iade edilmesinin yanında bir de İçişleri Bakanlığının tekrar inceleme yapması mümkün olabilecek.
(CHP ile ikinci görüşme) Teklifi verdikten sonra bir görüşmemiz oldu. O görüşmeden sonra bir görüşmemiz daha olmadı. Muhalefet partilerin paketin içeriğine ilişkin çok ciddi eleştirileri yok. Paket olumlu bir paket. Türkiye'de hukuk sistemiyle ilgili adım atılmış olan önemli bir paket. Tabii belli başlı eleştiriler var, bazı teklifler var. Bunlarla ilgili belli düzenlemeler yaptık.
(Muhalefetin talepleri doğrultusunda bir değişiklik bekleniyor mu?) Komisyonla alakalı benim buradan bir açıklama yapmam doğru olmaz. Komisyonun kendi usul ve değerlendirmeleri vardır. Teklif vermeden önce muhalefet partilerini dinledik, olabildiğinde toplumun ihtiyaçlarına yönelik bir düzenleme. Nasıl kabul edeceği adalet komisyonunun vereceği bir karar."
"(AFAD toplantısı tartışması) Valilik ile bu meseleyi görüşme fırsatım oldu. Ayın 26’sında aksam bir toplantı yapılıyor. Fuat Oktay’ın başkanlığında ilgili bürokratlar, İstanbul Valisi, Çevre ve Şehircilik Bakanı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı toplantı yaptı. O toplantıda belli şeyler müzakere ediliyor, 27’sinde toplanmak için Fuat Bey, oradaki herkesi davet ediyor, hatta talimatlandırıyor. Bir sonraki gün -27 Eylül’de- hangi tedbirler alanacağı konuşuldu. O toplantıya katılan İBB bürokratları da var. Belediye başkanının katılmadığı toplantıya 46 bürokrat katılıyor. Dolayısıyla davet edilmedi gibi bir durum yok. Yanlış, kendisi davet edilmiştir. Toplantının olduğu saatte başka bir programda boy göstermiştir. Daha sonra belediye başkanlığının trolleri, CHP’ye yakın medya organlarında belediye başkanının toplantıya davet edilmediği yalanı ortaya atılmıştır. Bunun böyle olmadığı anlaşılınca lastikli ifadeler kullanılmıştır. İstanbul halkından özür dilemelidir. Bir belediye başkanının böyle bir noktada bundan daha önemli bir işi olamaz. İş bu noktaya gelince davet edilmediği yoluna başvurmuştur. 46 bürokrat nasıl gidiyor? Ordu komutanı, cumhuriyet savcısı, İçişleri Bakanı orada… Bunları tasvip etmez toplumumuz. İstanbullu kendi meseleleri ile ilgili göreve getirdiği kişinin ilgilenmesini beklememektedir. Bizim tavsiyemiz İstanbul sorunlarına eğilmesidir. Bir kişinin toplantıya katılıp katılmadığına konuşacak vaktimiz yoktur. Sorumlu davranmak zorundadır.