Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB), Türkiye Şeker Fabrikaları'na ait 14 fabrikanın özelleştirmesi için ihale sürecini başlattı.
Özelleştirilecek şeker fabrikaları arasında Çorum, Bor, Kırşehir, Yozgat, Erzincan, Erzurum, Ilgın, Kastamonu, Turhal, Afyon, Alpullu, Burdur, Elbistan ve Muş tesisleri bulunuyor.
Kamuya ait şeker fabrikalarının özelleştirilmesi en son 2011'de gündeme gelmiş ancak ihaleler dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından iptal edilmişti.
Yeniden gündeme gelen özelleştirmeler için hükümet bu kez şeker pancarı üretiminin durmayacağını, çiftçinin mağdur olmayacağını, fabrikaların işlemeye devam edeceğini ve çalışanların işsiz kalmayacağını taahhüt ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burada işçilerin çalışmaya devam etmesi teminatı ve taahhütname alınacak. Pancar üreticisi mağdur edilmeyecek, çünkü fabrikalar kapanmayacak" dedi.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba da özelleştirilen şeker fabrikalarının 1 yıllık kotayı dolduramaması halinde geri alınacağını söyledi:
"Fabrikanın bahçeleri özelleştirilmeyecek. İçerisindeki makineler yenileştirilecek, kapasite artırılacak ve verdiğimiz kotayı kullanmadığı takdirde onu tekrardan alacağız. Eğer niyet verip de şeker üretmemek olsa böyle bir söylemimiz olmaz."
16 yıl Hak İşçi Sendikalar Konfederasyonu (HAK-İŞ) Başkanlığı yapan AKP Çorum Milletvekili Salim Uslu ise şeker fabrikalarının özelleştirilmesini doğru bulmuyor.
Uslu, konuyla ilgili BBC Türkçe'nin sorularını yanıtladı:
Sadece şeker fabrikalarının değil, gıda sektörünün özelleştirilmesini doğru bulmuyorum. Buralar illa özelleştirilecekse, işletmeleri özelleştirilebilir ve devletin malı olmaya devam eder. Alacak kişiler de paralarını işletme sermayesine koyarlar.
Ya da kooperatifler kurarsınız, üreticiler ve çalışanlar buranın ortak sahibi olurlar. Şu ana kadar şeker fabrikalarının özelleştirilmesini gerekli kılan uluslararası gerekçeler olabilir, ben bunları da ayrıca tartışma konusu yaparım da…
Şeker fabrikalarının özelleştirilmesinde zarar eden fabrikalar yerine kar eden fabrikaların özelleştirilmesini asla doğru bulmuyorum. Ve bu fabrikalar zarar etmiyordu.
Eğer zarar ediyorsa veya üç ay çalışıp sonra boş duran kampanya işçileri varsa, bu bölgelere tarımsal ve kimyasal yeni fabrikalar, atölyeler kurmak mümkündür, örneğin Çorum'da arazimiz geniş.
Mesela şeker fabrikasının hemen yanında ispirto fabrikası niye kurulmaz? O açıdan ben bunları ilgililere ilettim.
Hayır, bunlar parti içi çalışmalardır. Bu konuda açıklama yapamam. Kime ilettiğimi de söylemiyorum size zaten, ama yetkililere ilettim ben.
Özelleştirdiğimiz Et Balık Kurumu'ndan örnek vereyim. Et Balık Kurumu'nda satılanların bir kısmını neden geri aldık? Ağrı'dakini aldık mesela.
Aynı şey şeker için de geçerlidir. Ben kanserojen etkiden, nişasta bazlı şekerden (NBŞ) anlamam, doktor değilim.
Ama o konularda da arkadaşlarımızın çok haklı itirazları var. Onların dikkate alınması gerekir.
Bir kere satıldı mı deneme süresi falan olmaz. Deneme yanılma metoduyla olmaz bu işler.
Mevcut durumda şeker fabrikalarının işlevi ya da üreticileri bakımından herhangi bir sorun gözükmüyor gibi.
Ama buraları satıp elden çıkardığınız zaman bir daha yeniden yapma ya da geri alma şansınız yok.
Aslında şeker fabrikaları çok ciddi bir üretim kapasitesine sahip değil Türkiye'de.
Özel sektördeki şeker fabrikalarına bakıyorsunuz, sayıları daha az ama oran itibariyle çok daha fazla üretim yapıyorlar, o ayrı bir konu.
Ama bu fabrikalarda işlev ya da üreticilerden değil, işletmecilikten kaynaklanan hatalar var.
Tekrar ediyorum, bu fabrikaların yanı başına neden kimyasal ya da tarımsal yeni fabrikalar kurmuyoruz?
Bunu tartışmaya açmak lazım.
Fabrikaların içinde zarar edenler var ama onlar satış kapsamında değil. Satılan yerler, genelde kar edenler. Ben bürokratların hükümeti yanılttıklarını düşünüyorum.
Örneğin istihdam artacak diyorlar. Bana bir tane özelleştirilen işletme gösteremezler ki, işletmede işçi sayısı ve istihdam artmış olsun. Yok öyle bir şey. Sonra işveren niye alsın, madem fabrika zarar ediyorsa, maliyetleri yüksekse.
Ayrıca şeker pancarını tutup da şeker kamışıyla karşılaştırmak yanlış. Türkiye'de şeker kamışı üretilmiyor, şeker pancarı üretiliyor. Ve bu kadar üretici var ortada.
Yani kota koydunuz, 5 yıl üretimde kaldı falan… 5 yıl sonra ne olacak? Garantisi yok.
Sözleşmeli üreticilik yaparsınız, oraya ilave fabrikalar kurarsınız, işletmecilikten kaynaklanan hataları giderirsiniz veya illa özelleştirecekseniz çalışanlara, üreticilere kooperatiflere verirsiniz, kooperatiflerde yanlışlar varsa onu gidermiş olursunuz, veya mülkiyet devlette kalır işletmeyi özelleştirirsiniz, ve ya daha olmadı devletin burada altın hissesi bulunur.
Bu konudaki tavrım belli, herkes biliyor, Çorum'da da biliniyor.
İlgililere tavrımı ve kaygılarımı ilettim, benimle birlikte bazı milletvekilleri de endişelerini iletti. İnşallah dediklerimizde haksız çıkarız.
Mesele orada hala işçinin çalışması, sendikanın var olması değil. Benim söylediklerim daha geneldir.
Onun dışında bazı siyasi partilerin bu işi siyasallaştırma çabası, siyasi bir hamle konusu yapması, kendi politikaları için dolgu malzemesi olarak kullanması yanlış.
Nitekim bu konuda Çorum şeker işçileri de son derece duyarlı ve dikkatliler. Şeker İş sendikası oldukça duyarlı. Bazı partiler şartları zorluyorlar.
Kendi iktidar dönemlerinde de birçok özelleştirme yaptılar, biliyoruz. Mesela Murat Karayalçın'ın iktidar olduğu dönemde özelleştirilen yerler ortada.