Gündem

Akit yazarından Arınç'a: Çakallar gibi uluyan, cadı karı gibi eline belini koyan sizsiniz!

''İçinde zerre kadar düşmanlık besleyenlerin alayını hendeklere, hamamlara gömeriz!''

11 Şubat 2016 15:45

Yeni Akit yazarı Mehtap Yılmaz, Bülent Arınç’ın ‘’Bazen paralel adıyla öyle davalar açılıyor ki, cübbemi yeniden giyesim geliyor’’ ifadelerini ve ‘’Bizim cenahta bazı başörtülü troller var. Bunlara troliçe deniyor’’ sözlerini hatırlatarak, Arınç’ı PKK ve FETÖ ile işbirliği yapmakla suçladı.

Daha önceki yazılarında Arınç hakkında, yılan, çıyan gibi ifadeler kullanan Yılmaz, bu yazısında da sert ifadeler kullanmaktan geri durmadı. Arınç’ın ‘’AK Parti türbülansa girsin diye çakallar gibi ulumakla’’ suçlayan Yılmaz’ın bugünkü (11 Şubat 2016) yazısı şöyle:

Bizim mahalledeki “nemelazımcılar” susun bakalım, susun...

Aman size dokunulmasın da isterse kıyamet kopsun!

Ortalık karışıkken, korkak kaplumbağalar gibi kafanızı “kabuğunuza” sokun...

İsterse memleket yansın, bitsin, kül olsun...

Gençlerimiz şehit düşerken...

Siz konuşmaktan dahi korkun…

Onlar ölmeyi göze alsın, siz korkakça susun!

Herkesi ayrı ayrı idare edin...

Edin ki hangisi kazanırsa ona yanaşıp “hani bana, hani bana” diyebilin.

Yeni Akit yazarı Mehtap YılmazKarakteriniz bu işte!

Yedi Kocalı Hürmüz gibi herkese “he, he” deyin...

Hamamcılara da, Hendekçilere de, yedi düvele yağcılık edin...

“Cumhurbaşkanı da az değil yav” dedikodularına eşlik edin mesela...

Her kalıba göre kolayca renk değiştirip şekil alacak kadar “kullanışlı” bir şekilde “saydamlaşın”, “yumuşayın”...

Düşmanlık edenlerle konuşun, anlaşın...

Siyasetle, şahsiyetsizlik arasındaki o “kırmızı çizgi”yi kaldırın, atın...

İlkelerinizi yırtın, mahallenize sığmayın, öteki mahalleye taşın...

Onlar şehit düşerken, “hayat süren leşler”, size gelince...

Yahu ihanet eden sizsiniz!

AK Parti’nin tepesine çöreklenerek istifade eden, sonra “emekli olunca” da tekmeyi vuran sizsiniz.

Brutüs’lük yapan, her tarafa oynayan sizsiniz.

AK Parti türbülansa girsin de, darbe olsun diye “çakallar gibi uluyan” sizsiniz.

“Cüppemi giyersem” diye parmak sallayan, cadı karılar gibi elini beline koyup “atarım foyalarınızı ortaya haaa” diye tehditler savuran sizsiniz.

Hendekçileri yağlayan, FETÖ’cü kasetçileri, rüşvetçileri, vatan hainlerini “sütten çıkmış ak kaşık” yapıp bizi yerden yere vuran sizsiniz.

Yaşınızdan başınızdan utanmadan “başörtülü yazarlar” diye altını çize çize, bizleri itibarsızlaştırmaya çalışan sizsiniz.

Ha şimdi de fırtınada gemiden atlayıp, sonra da “sıçan” diye işaret edildiğiniz vakit, Yeşilçam filmlerindeki kızlar gibi “artık dayanamayacağım” diye ağlaya sızlaya ergence sinir krizlerine girdiniz.

Sahi yoksa bizi de şu FETÖ ablaları gibi “açıl” denilince açılan, “kapan” denilince kapanan, “sus” denilince susan, “konuş” denilince konuşan “köleleştirdiğiniz” kadınlar gibi mi zannettiniz?

Siz ihanet ederken “Kral Çıplak” diye haykırmayacağız mı zannettiniz?

Diyarbakır’da her gün bir şehit daha düşerken, FETÖ&PKK ittifakına ordövr olmanıza itiraz etmeyeceğiz mi zannettiniz?

Hakikat uğruna mücadele etmekten başka gayesi olmayan başörtülü hanımları Aydın Doğan’ın CNN’sinde çekiştiren sizin, Melek İpek sermayesi karşısında rükû edip, el öpmenize isyan etmeyecek miyiz zannettiniz?

Mahalle dedikoduculuğu yaparken, sesiniz kulağımıza gelmeyecek mi zannettiniz?

“Abi”siniz diye yaptıklarınız yanınıza kâr mı kalacak zannettiniz?

Hem ne ara “abi”miz kesildiniz?

AK Parti’nin şah damarından itibar emdiğiniz onca sene Fetullahçılar dışında kime abilik ettiniz?

17-25 Aralık’ta, FETÖ’yle size karşı “darbeye” teşebbüs ettikleri için mücadele ettiğimiz halde, Fetullah Gülen’in açtığı hangi davam için cüppenizi giydiniz?

Fetullah Gülen’in açtığı “ceza” ve “tazminat” davaları yüzünden her gün kapımıza gelen polislerle uğraşırken, uğradığımız zulme karşı kaç kere sesinizi yükselttiniz?

FETÖ trol ve troliçeleri 17-25 aralık döneminde nasıl hedefe koydu, nasıl taciz etti, size koskoca bir dosya halinde göndereyim de “Hamamönü” başınıza yıkılsın, utanın isterseniz!

Biz FETÖ-PKK tarafından vahşice linç edilirken, üstelik bir kız babası olmanıza rağmen sadece “sessiz” seyirciydiniz.

Ha şimdi hiiiiç kusura bakmayın!

Abim falan değilsiniz!

Çünkü abilik görmedim sizden!

Hem ölürüm de, sizin gibi “kibir abidesi bir Brutüs’e” abi demem!

Etrafınızdaki İsrail sevicilere de asla demedim, “One minute” düzmeceydi diyecek kadar çukura inmiş birine ölse dahi rahmet dilemem...

Haaaaa...

Buna rağmen, “şarampole” yuvarlandığınız o “CNN” manifestonuzdan önce, size sitem dahi etmemiş kimselerdik.

Amaaaa, fena kaşındınız!

Bardağı taşırdınız.

Aydın Doğan’ın kollarında yani CNN’de mahalle dedikoduculuğuna başladınız.

“Soylu siyasetçi” dediğim insanı, “mahalle dedikoducusuna” çevirip çöpe attınız!

Şimdi telefona sarıl, daha fazla kişiyi arayıp çekiştir, hatta cüppeni giy istersen!

Cüppeli, cüppesiz...

Dedikodulu, dedikodusuz...

Fişli, fişsiz...

Mimli, mimsiz hiiiiç fark etmez.

Şehitler toprağa düşerken, muhannetlerin alayıyla baş ederiz!

Allah’ın izniyle...

Çünkü biz Soros çocukları değil, Nene Hatun’un çocuklarıyız!

Çanakkale ruhuyla mücadele ederiz!

İçinde “zerre kadar” düşmanlık besleyenlerin alayını “hendeklere”, “hamamlara” gömeriz!

Sayenizde “zora” karşı “yalnız” olmaya alışığız.