İktidara yakın yayın politikasıyla bilinen Yeni Akit gazetesi yazarı Sinan Burhan, Nihat Hatipoğlu'nun sohbet programının izinsiz yayınlandığı kanalları eleştirerek " Ahlak yoksunu oldukları için değerli ilahiyatçı hocamız Nihat Hatipoğlu’nun sohbet programını izinsiz yayınlıyorlar üstelik bu yayınların altında cinsel ilaç satan reklamlar var. Erotik duyurular var. Bu rezalete son verilmelidir" dedi. "RTÜK’e reklam bedeli ödemiyorlar. Bir bilgisayardan yayın yapıyorlar. İstihdam yapmıyolar. Ofis tutmuyorlar" diyen Burhan, "Bu kanallar kumar oynatıyor, bu kanallar erotik yayın yapıyor, bu kanallar sağlık tacirliği yapıyor ve sağlığa aykırı ilaçlar satıyorlar" ifadesini kullandı.
Sinan Burhan'ın Akit'te "Nihat Hoca’nın programıyla erotik ürün satıyorlar.... " başlığıyla yayımlanan (12 Mart 2016) yazısı şöyle:
Önceki gün Anadolu Yayıncılar Derneği olarak Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş Bey’in katılımıyla Yeni Medya Düzeni konulu bir çalıştay düzenledik. Çalıştayda, 1 Kasım seçimlerine ilişkin televizyon kanallarına verilen cezaları ele aldık. YSK ve RTÜK’ü masaya yatırdık. Konunun uzmanları ve tarafları bu çalıştaya katıldı. Açılış konuşmasını dernek başkanı olarak ben yaptım. Ardından RTÜK Başkanı İlhan Yerlikaya konuştu.
RTÜK Başkanı’nın konuşmasının ardından Kürsüye Başbakan Yardımcısı Numan Bey geldi. Numan Bey’in konuşması medya açısından dolu doluydu. Bakanın konuşmasının en çarpıcı bölümü teröre destek vermenin medya özgürlüğü olamayacağı bölümüydü. Hükümeti devirmek için, uluslararası alanda suçlu göstermek için birtakım yayınlar yapıldığını, terörün övüldüğünü belirterek, teröre destek vermek basın özgürlüğü olamaz dedi. Kurtulmuş ayrıca RTÜK’ün ve YSK’nın ceza veren kurum olmaktan çıkarılacağını belirtmesi, Anadolu Medyasını memnun etti. Bu vesileyle yeri gelmişken Anadolu Medyasının taleplerinden ve sorunlarından da bahsettik. Peki neler bu sorunlar?
En büyük sorun Türksat üzerinden kaçak, korsan, lisansız yayın yapan tv kanallarıdır. Bu kanallar hukuktan ve ahlaktan yoksun bir anlayış içerisindeler. Bu kanallar kumar oynatıyor, bu kanallar erotik yayın yapıyor, bu kanallar sağlık tacirliği yapıyor ve sağlığa aykırı ilaçlar satıyorlar. Hukuk tanımaz ve ahlak tanımaz bu kanallar, Türksat tarafından para kazanmak uğruna ayakta tutuluyor. Bu kanalların bir kısmı da platform üzerinden lisanslıdır.
Bu sözde lisanslı kanallar telif ödemiyorlar. En yeni filmleri kaçak yayınlıyorlar. Vergi ödemiyorlar. Ahlak yoksunu oldukları için değerli ilahiyatçı hocamız Nihat Hatipoğlu’nun sohbet programını izinsiz yayınlıyorlar üstelik bu yayınların altında cinsel ilaç satan reklamlar var. Erotik duyurular var. Bu rezalete son verilmelidir. RTÜK’e reklam bedeli ödemiyorlar. Bir bilgisayardan yayın yapıyorlar. İstihdam yapmıyolar. Ofis tutmuyorlar. Bir odadan 10 farklı kanaldan yayın yapıyorlar. Bu kanallar hem ekonomiye katkı sağlamıyor hem de manevi değerleri tahrip ediyor.
RTÜK ve Türksat zor da olsa bazılarını kapattı. Ancak bu kanallar gidip, bölge idare mahkemesinden durdurma alıyorlar. Bu konu acilen devlet ve hükümet nezdinde ele alınmalıdır. Bu kanallar kapatılmalıdır.
İkinci büyük sorun Türksat Uydu fiyatlarının dolara endeksli olmasıdır. Televizyon kanalları Türk Lirası üzerinden reklam alıyorlar. Dolar’daki artışlar televizyonları zor durumda bırakıyor. Örnek olarak geçen yıl ocak ayında kontv 44 bin TL ödemişti. Bu yıl 2016 yılın Ocak ayında ise, 62 bin TL ödedi. Yaklaşık 20 bin TL arttı. Reklam pastası daraldı.
Bu fiyatlar çok yüksektir. Bu rakamların düşürülmesi ve Türk Lirası’na endeksli hale gelmelidir. Aksi takdirde meşru yayıncılar piyasadan çıkacak ve kara paracılar devreye girecektir.
Yerel televizyonlar olarak en büyük taleplerimizden birisi de kamu reklamlarından ve kamu spotlarından pay almaktır. Yerel gazeteler ve ulusal gazeteler Basın İlan Kurumu’ndan pay alıyorlar. Gazetelerin pay alması doğaldır. Ancak bizler hem RTÜK’e yüzde 3 vergi ödüyoruz hem de resmi ilan alamıyoruz. Basın İlan Kurumu bünyesinde ya da RTÜK bünyesinde bir birim oluşturularak televizyonlara kamu spotları ile ilgili ücretli ilan verilmelidir.
Sonuçta yerel medyanın desteklenmesi kamusal bir görevdir. Ara rejim dönemlerinde, darbe dönemlerinde her daim milletin yanında yer almıştır. Son yıllarda yerel medyanın gücü artmıştır. Bu gücün daha da artması için yerel medyaya destek olmak gerekir. Kazanan millet olacaktır.