Gündem

Akit yazarı: İstanbul’un seçimi, haç ve hilal seçimi noktasına getirilmiştir

"Bu şehre sahip çıkmak, ehli iman olduğuna inanan her insanın imani yükümlülüğüdür"

20 Haziran 2019 09:04

Akit yazarı Hüseyin Öztürk, "İstanbul'un bir İslam şehri olduğunu, bundan normal bir aileden dünyaya gelmiş ne doğulu ne batılı ne güneyli ne kuzeyli hiçbir insanın şüphesi olmadığını" söyledi. Öztürk, "İstanbul’un seçimi, Haçlı dünyalılarca siyasi bir seçim olmaktan çıkarılmış, Haç ve Hilal seçimi noktasına getirilmiştir" diyerek, "Öyleyse bu şehre sahip çıkmak, ehli iman olduğuna inanan her insanın imani yükümlülüğüdür" ifadesini kullandı. 

Öztürk'ün "İstanbul İslam’ın Emanetidir" başlığıyla yayımlanan yazısının bir bölümü şöyle: 

Anadolu’nun fethi, İstanbul’un fethine giden yoldu. İlahi kaderin Anadolu’yu Müslümanlaştırmasındaki sır, İstanbul’un fethiyle yeni bir çağın açılmasındaydı.

İstanbul, İslam’ın Müslümanlara bir emanetidir. Bu emanete sahip çıkılmazsa, elden çıkacağı da meydandadır. Az zaman önce bunu gördük.

İman edenler için hatırlatalım ki, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) İstanbul’u hedef göstermiş ve bu hedefe gelmek için 90 yaşında yollara düşen Eba Eyyüp El-Ensari Hz.leri, emanete sahip çıkma adına İstanbul’a gelmiştir.

Hacı Bayram Veli Hz.leri, Akşemseddin Hz.leriyle, İstanbul’un fethini müjdelemek için Ankara’dan Edirne’ye boşa gelmemiştir.

Akşemseddin Hz.leri Fatih Sultan Mehmet’e hoca tayin edilirken, Fatih’in bir hocaya ihtiyacı olduğu için tayin edilmemiştir. Fatih’in yedi tane hocası vardı. Geçelim.

İstanbul bir İslam şehridir. Sanırım bu hakikatten, normal bir aileden dünyaya gelmiş ne doğulu ne batılı ne güneyli ne kuzeyli hiçbir insanın şüphesi yoktur.

İstanbul’un seçimi, Haçlı dünyalılarca siyasi bir seçim olmaktan çıkarılmış, Haç ve Hilal seçimi noktasına getirilmiştir.

Öyleyse bu şehre sahip çıkmak, ehli iman olduğuna inanan her insanın imani yükümlülüğüdür.

Hilal sancağı altında toplanılması gerektiğine inananlar gevşemedikçe, birbirlerine düşmedikçe, elbette bu topraklarda Haçlı zihniyetinin hâkim olması imkânsızdır.

Bu sebeple İstanbul’a;

- “Benim şehrim, medeniyetimin şehri, inancımın şehri, ülkemin medar-ı iftiharı, vatanımın bekçisi, aşımın, işimin, eşimin ocağı” diye sahip çıkarak, emin ellere teslim edilmesi, zerre iman nüvesi taşıyan her insanın idealidir.