Gündem

Akit yazarı: Cumartesi Anneleri, AK Parti'den ne istiyorsunuz?

"Tayyip Erdoğan ve yönetimine teşekkür edilmesi lazım.."

26 Ağustos 2018 18:50

Akit gazetesi yazarı Ali Karahasanoğlu, Cumartesi Anneleri’nin AKP’den herhangi bir rahatsızlığı olamayacağını savundu. Gazetenin aynı zamanda sorumlu yazı işleri müdürü de olan Karahasanoğlu, “Tam aksine, sabah akşam dua etmeleri gerekir..” yorumunda bulundu.

AKP döneminde ve daha öncesindeki Refah Partisi zamanında yeni faili meçhuller yaşanmadığını savunan Akit yazarı, “Evet, yeni faili meçhul cinayetler yaşanmadığı için, yeni yeni Cumartesi Anneleri de, bu gruba katılmamış. Ama o tarihe kadar çocuklarını kaybetmiş olan Cumartesi Anneleri’nin dramlarına da, bir çare bulunamamış!” eleştirisi gelebileceğini belirterek şöyle devam etti:

“Bu itiraza, prensip olarak saygı ile yaklaşırım.. Oğlunu, kızını kaybetmiş acılı annelerin taleplerine, her türlü önyargıdan uzak şekilde yanaşıp, “çözüm için neler yapılabilir”i düşünmemiz lazım.. Bu yolda yapılanları da, Cumartesi Anneleri’nin takdir etmesi lazım..”

"Tayyip Erdoğan ve yönetimine
teşekkür edilmesi lazım..”

Karahasanoğlu, Cumartesi Anneleri’nin ‘takdir etmesi’ gereken başlıklar olarak da şunları örnek gösterdi:

“Necmettin Erbakan Hoca’nın başbakanlığı dönemi ile birlikte, malum karanlık dönemin kapandığı gerçeğini kabul edip, “Cumartesi Anneleri olarak, bizim aramıza yeni anneler eklenmedi.. Bu sebeple, Erbakan Hoca’mıza ve onun ekibine teşekkür ederiz” demeleri gerekir..

“Cumartesi Anneleri’nin çıkışına sebep olan 1980 darbesindeki kaybolan gençlerin birinci derece sorumlusu Kenan Evren ve darbeci arkadaşlarının yargılanması için cesur adımı atan Tayyip Erdoğan ve yönetimine teşekkür edilmesi lazım..”

Diğer annelerin de Erdoğan ve AKP yönetimine teşekkür etmesi gerektiğini savunan Karahasanoğlu, şöyle devam etti:

“Türkiye’yi faili meçhuller ülkesi olmaktan çıkaran Erbakan Hoca’mıza ve talebelerine teşekkür ederiz. Bizler de belki, çocuklarımızı yeni yeni faili meçhullerle kaybedecektik.. Dünya bizlere zindan olacaktı.. İktidarları döneminde, böyle derin yapılanmalara fırsat vermeyen Erbakan Hoca’mıza, Sayın Tayyip Erdoğan’a sonsuz teşekkürler” demeleri gerekir..

Ama önümüzdeki haberlerde ne var?

"Neresinden bakarsanız bakınız, bir bayram ertesinde, tatsız olaylar.."

“Tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan çıkar”ın en güzel örneği olan 1980 darbesi ile PKK terör örgütünün Türkiye’ye yaşattığı dramın unutturulmaya çalışılıp..
Sanki faili meçhuller, AK Parti iktidarı döneminde işlenmiş gibi..
PKK’nın uzantısı HDP’li milletvekilleri öncülüğünde, Cumartesi Anneleri’nin 700. hafta etkinliğinde, bugünün iktidarı ile gereksiz polemiğe giriliyor..
Polise direnmeler.. Sandalyelerle saldırmalar.. Vs, vs..
Neresinden bakarsanız bakınız, bir bayram ertesinde, tatsız olaylar..
İşaret fişeğinin atıldığını gören CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da, hemen devreye girip..
Açıklamasını yapıyor:
“Haberi duyduğumda derin bir üzüntüye kapıldım. Ne istiyor bu anneler? 700 haftadır çocuklarının mezarı nerede bunu öğrenmek istiyor. Bir anne için bundan daha haklı bir talep olabilir mi? Bu çocukların annelerini, eşlerini birileri katletmiş, öldürmüş, yok. ‘Mezarını bulun, bari kemiklerini bize verin, bari hiç değilse mezarının başına gidip bir Fatiha, bir dua okuyup bari bir çiçek koyalım’ diyorlar.”
İşte bu noktada..
Artık bizim tane tane konuşmamız.. Güzel güzel sözlerimiz.. Nezaket dolu anlatımlarımız..
Hepsi alabora oluyor..
Sinir katsayımız zirve yapıyor..
Haykırasımız geliyor:
“Bre Kemal.. O annelerin çocuklarını, Fatiha okuyacakları mezarı olmayacak şekilde katleden 1980 darbecilerinin yargılanabilmesi için Anayasa değişikliği yapılmak istenildiğinde, ölümüne karşı çıkan sen değil miydin?”
Yakasından tutup, sorasımız geliyor:
“1980’de darbe olmuş.. Darbecilerin yargılanabilmeleri için anayasa değişikliği 2010’da ancak yapılabilmiş.. Sana ve senin partindekilerin direnişine rağmen.. O ara dönemde.. CHP’nin kardeş partisi SHP koalisyon ortağı olmuş.. Darbecileri yargılattırmamış. Senin partin CHP, kısa dönem de olsa, koalisyon ortağı olmuş, darbecilerden hesap sormamış.. İkiz partiniz DSP, koalisyon ortağı olmuş, darbecileri yargılatmamış.. Aynı DSP, başbakanlığı eline geçirmiş, darbecilerin mahkeme önüne çıkmasını sağlamamış.. Senin genel başkanlığındaki CHP, ‘Anayasa değişikliği ile, Kenan Evren yargılanmayacak’diyerek, meydanlarda referanduma hayır oyu istemiş, Anayasa Mahkemesi’ne gidip, değişikliğin iptalini istemiş.. Şimdi yaşanılanlardan, AK Parti’yi mi sorumlu tutuyorsun?”

"​En başta, Cumartesi Anneleri, bu utanmazlığa itiraz etmeli.."

 Kemal Bey’e daha soracaklarımız var:
“1990’lı yılların başındaki faili meçhuller.. Yani Cumartesi Anneleri’nin büyük çoğunluğunun çocukları, eşleri; CHP’nin ikiz kardeşi SHP’nin iktidar olduğu 1991-1995 döneminde faili meçhule kurban gitmiş.. Şimdi sen hangi yüzle, kendi partinin sorumlu olduğu faili meçhullerden, AK Parti’yi sorumlu tutacak şekilde konuşmalar yapıyorsun?”
En başta, Cumartesi Anneleri, bu utanmazlığa itiraz etmeli..
“Bizim, CHP’den de, HDP’den de yardım talebimiz yoktur. Çünkü çocuklarımızın, eşlerimizin katilleri onlardır” demeleri lazım..
Ondan sonra..
AK Parti’ye düşecek bir görev varsa..
Onu da istemeye hakları olur:
“Bugüne kadar yaptıklarınız için teşekkürler. Ama yetmez. Failleri de bulun.. Velev ki darbeci generaller olsun.. Faillerden hesap sorun.. Velev ki, CHP’li, HDP’li yöneticiler olsun!”


*Karahasanoğlu’nun yazısının tamamını buradan okuyabilirsiniz.