Karar yazarı Akif Beki, AKP'li Esenyurt Belediye Başkanı Ali Murat Alatepe'nin "Burayı kaybedersek Kudüs'ü, İslam'ı ve Mekke’yi kaybederiz" ifadesine tepki gösterdi. "Din ticareti hiç bu kadar ucuzlamamış, hiç bu derece ayağa düşmemişti. Model aynı model, jargon Çiftlik Bank jargonu. Biri dini ticari, diğeri siyasi çıkarına alet ediyor" diyen Beki, sözlerine "İkisi de aynı şablonu kopyalıyor. Sadece biri, daha önce çıktığı için diğerini taklit ediyor. Tek fark, birine ses ediliyor, öbürüne ise Çukurambar sessiz" diye devam etti.
Akif Beki'nin "Bu kafayla din mi elden gitmez, belediye mi!" başlığıyla yayımlanan (5 Nisan 2018) yazısı şöyle:
Esenyurt Belediye Başkanı’nın fecaat sözleri, Çukurambar’da Çiftlik Bank tokatçısı kadar infial uyandırmıyor olmalı ki... AK Parti sözcüleri hala öne atılmadı.
Hala Esenyurt’u Mekke’ye ve Kudüs’e, kendi siyasetini İslam’a, şahsi iktidarının akıbetini de ümmetin istikbaline şerik koşan Başkan’a bir tepki vermediler. Bırakın okkalısını, cılız bir tepki bile...
Oysa ikisinin kullandığı jargon arasında bir fark yok.
Çiftlik Bankçı, hangi şablonla 100 bin küsur kişiden bir bir milyar civarı para tokatladıysa...
Başkan da aynı söylem setiyle seçmenden oy toplamaya çıkıyor. Partisi Esenyurt’u kaybederse ümmetin de Mekke’yi, Kudüs’ü ve İslam’ı kaybedeceğini söylüyor.
Koltuk uğruna siyasi ikbaliyle İslam’ın geleceğini, Esenyurt’la Mekke’yi bir tutmuyor, hayır. Ucunu o kadar kaçrırıyor ki benzetme kastını aşarak şirk koşmaya varıyor ölçüsüzlüğü.
***
Dini duyguları sömürmekse ikisi de sömürüyor.
Sadece...
Biri vuracağı vurguna, öbürü iktidar mücadelesine cihat süsü veriyor, o kadar.
İkisi de Kudüs muhafızlığı pozlarına giriyor.
Sadece...
Biri kaldıracağı para, diğeri çekeceği oy için bürünüyor bu posta.
İkisinin de mantık yazılımı basit.
Sadece...
Biri dolandırma tezgahına ‘din mücadelesi’ tabelası asıyor, diğeri siyasi ihtirasına.
Yoksa ne fark var...
İkisi de kendisi için bir şey istemiyor.
İkisi de kutsal bir davanın adamı sıfatıyla kahrolası emperyalizmle savaşıyor, kalleş Haçlı İttifakı’nın hücumlarına ümmet adına direniyor ve sinsi Siyonizm’in kahpe saldırılarına karşı dini koruyor edalarında.
İkisi de bir Kudüs fatihi, bir Medine müdafaası kahramanı rolleri kesiyor.
İkisinin de kampanyasını adeta melekler yürütüyor. Sloganları ayet ve hadislerden oluşuyor. Propagandalarına vaiz ağzı hakim.
Haşa...
Allah onlardan yana, ümmet onların kader ortağı. Din, iman, kitap ne varsa cepheye sürüyorlar. Bütün kutsallar onlara çalışıyor, onların kazanması için evliya seferber. Onlar kaybetti mi, hepsi birlikte kaybetmiş oluyor.
Sadece...
Biri göstermelik çiftlik açılışlarını, diğeri seçim mitinglerini cuma vaazı verir gibi yapıyor.
Birinin şirketi, diğerinin partisi camiyle özdeş.
Birinin müşterisi, diğerinin seçmeni cami cemaati gibi.
Birine para, diğerine oy vermek ibadet.
Biri Müslümanlık diye hayali tavuk satıyor, diğeri kendisi adına İslam’ı seçim yarışına sokmaya kalkıyor.
Birine din tüccarı desen, benim diyen tüccar yanında halt etmiş.
Diğerinin dini siyaseten araçsallaştırdığını söylesen, siyaset tarihi böyle pervasız, böyle bayağı din istismarı görmedi.
***
İkisi de dini, imanı göstere göstere kullanıyorlar. İkisi de serdengeçti mücahit ayaklarındalar.
Din ticareti hiç bu kadar ucuzlamamış, hiç bu derece ayağa düşmemişti.
Model aynı model, jargon Çiftlik Bank jargonu.
Biri dini ticari, diğeri siyasi çıkarına alet ediyor.
İkisi de aynı şablonu kopyalıyor. Sadece biri, daha önce çıktığı için diğerini taklit ediyor.
Tek fark, birine ses ediliyor, öbürüne ise Çukurambar sessiz.