-AKHANLI SUSMA HAKKINI KULLANDI İSTANBUL (A.A) - 08.12.2010 - Müşteki İbrahim ve Önay Tutum kardeşler, yazar Erdoğan Akhanlı'nın 1989'da babalarının öldürüldüğü olay günü soygun amacıyla döviz bürolarına giren üç kişiden biri olmadığını söyledi. Duruşmada, sanık Erdoğan Akhanlı'nın yazdığı mektup, avukatı Haydar Erol tarafından mahkemeye sunuldu. Mektupta yer alan ifadeler şöyle: ''Türkiye'ye gelişimin tek amacı olan babamı görme isteğim, savcının üzerime hoyratça boca ettiği ithamlar ve yargıçların keyfi kararlarıyla mutlak bir tarzda engellendi. Babamın 27.11.2010 tarihindeki vefatı, benim için tamiri mümkün olmayan bir kayıp, sözün bittiği bir an oldu. Herkesin bir miladı vardır. Tahliye, özgürlük, yurt gibi kavramlar milattan önceki anlamını yitirdi. Zamanında verilebilecek bir tahliye, sürgün günlerimin bitişi, Türkçe dili dışında kopmuş olduğum bu ülkeyle yeniden tanışmamda ilk adımı oluşturacaktı. Şimdi verilmesi muhtemel tahliye kararı, benim için bir özgürlükten ziyade, yeni ve son sürgünümün başlangıcı anlamını taşıyacak. Öteki olarak algılandığım ve acımasız bir reddedişle karşılaştığım bu ülkenin kendi yasalarını kötüye kullanan, ön yargılı, kibirli, vurdum duymaz savcılarına ve yargıçlarına söyleyecek sözüm yok artık. Davanın bütün aşamalarında mutlak bir suskunluğu seçiyorum.'' -AKHANLI, SUSMA HAKKINI KULLANDI- Savunmasını yapması için söz verilen Akhanlı konuşmadı. Ancak Mahkeme Başkanı'nın ısrarı üzerine mikrofona yaklaşan Akhanlı, ''Mutlak suskunluk hakkımı kullanıyorum. Mahkemeye hakaret olarak algılanmasın ama mutlak suskunluk mutlak suskunluktur'' dedi. Duruşmada söz alan sanık avukatı Ercan Kanar da dosyada delil niteliğinde bulunan belgelerin yasal olmadığını savunarak, dosyadan çıkarılmasını ya da bir zarf içerisine konularak dikkate alınmamasını istedi. Kanar, sanıklar için yaptırılan teşhislerin ve tutanakların da emniyet görevlileri tarafından yasa dışı olduğunu öne sürdü. Bu taleplerin ardından Mahkeme Başkanı, dosyadaki tüm delilleri okuyarak, sanıktan diyeceğini sordu. Ancak sanık Akhanlı yine konuşmadı. Davaya verilen aradan sonra, 21 yıl önce gerçekleşen silahlı gasp olayı sırasında öldürülen İbrahim Yaşar Tutum'un oğulları Önay Tutum ile Mustafa Tutum'un ifadelerini alındı. Önay Tutum, kendilerine ait döviz bürosunda teslim edecekleri paraları babası ve kardeşi Mustafa Tutum ile birlikte saydıkları sırada olayın meydana geldiğini anlattı. İçeriye giren üç kişinin, silahlarını çekerek, ''Bu bir soygundur'' demelerinin ardından, birisinin gözüne sprey sıkıp kafasına da silahın kabzasıyla vurduğunu belirten Önay Tutum, şunları söyledi: ''O sırada çaycı Yahya Özen içeri girdi. Birden ne olduğunu anlayamadı. Onu yakalamak istediler. Ancak çaycı, ellerinden kurtularak kendisini dışarı attı. Ben de bu şaşkınlıktan faydalanarak şahıslardan birini dışarı attım. Ancak onu dışarı atmak isterken silah patlamaları oldu. İstese beni vurabilirdi. Sonra içeri girdiğimde babamı kanlar içerisinde yerde yatarken buldum. Kontrol ettiğimde ölmüş olduğunu gördüm.'' Mahkeme Başkanı'nın, ''Çaycı nerededir şimdi?'' şeklindeki sorusuna Önay Tutum, ''Yaşlı biriydi zaten, ölmüş diye duydum'' yanıtını verdi. Olayın ardından Emniyet Müdürlüğünde kendisine 30'a yakın fotoğraf gösterildiğini ancak saldırganları teşhis edemediğini belirten Önay Tutum, sanık bölümünde oturan Erdoğan Akhanlı'yı göstererek, bu sanığın kesinlikle o üç kişiden biri olmadığını söyledi. Sanık avukatı Ercan Kanar, söz alarak, ''Önay Tutum ifadesinde, olay zamanında emniyette yaptırılan teşhis sırasında aralarında Erdoğan Akhanlı'nın fotoğrafının da bulunduğu 30 kişinin fotoğrafının gösterildiğini ve bu kişileri kesinlikle tanımadığını söyledi'' diye konuştu. Mahkeme Başkanı'nın ''Ne zaman söyledi?'' diye sorması üzerine Kanar, ''Şimdi söyledi. İsterseniz bir daha sorun'' dedi. Bunun üzerine Önay Tutum, ''Emniyette gösterilen fotoğraflar için 'Kesinlikle bu kişiler değildir' demem mümkün değil. Çünkü olayın üzerinden bir süre geçmiş, olay zaten anlık bir olaydı. Psikolojim de yerinde değildi'' şeklinde konuştu. -MUSTAFA TUTUM- Önay Tutum'un ağabeyi Mustafa Tutum da kasada oturduğu sırada üç kişinin içeri girerek, ''Soygun var, paraları verin'' diye bağırdığını, babasının ''Ver'' demesi üzerine yaklaşık 20 bin Markı soygunculara verdiklerini söyledi. Mustafa Tutum, olay günü dükkana giren üç kişiden birinin kesinlikle Erdoğan Akhanlı olmadığını ifade etti. Tanık olarak dinlenen Hamza Kopal ise olaydan sonra savcılık ve polisteki ifadelerini baskı ve işkence altında verdiğini savundu. Kopal, iddianamede yer alan listeyle ilgili olarak da böyle bir listeyi Akhanlı'ya vermediğini, bu liste hakkında da bir bilgiye sahip olmadığını söyledi. Mahkeme heyeti, mevcut delil durumu ve suç vasfının değişme ihtimalini dikkate alarak, oy birliğiyle sanık Erdoğan Akhanlı'nın tahliyesine karar verip duruşmayı erteledi. Duruşmada Akhanlı'nın kendisine sorulan her soruda avukatlarını gösterdiği ve dava dosyasında yer alan delil niteliğindeki evrakların okunması sırasında da tebessüm ettiği görüldü. Bu arada, duruşmayı, Alman yazar Günter Wallraff, Almanya'dan gelen basın mensupları ve Erdoğan Akhanlı'nın kızı da izledi.