Gündem

Akdoğan: BDP demokrasiyi şiddetle zehirliyor

Erdoğan'ın eski danışmanı Yalçın Akdoğan, YSK'nın verdiği veto kararını ve sonrasında yaşananları değerlendirdi.

22 Nisan 2011 03:00

T24- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eski danışmanı, Ankara milletvekili adayı Yalçın Akdoğan, YSK'nın 6'sı BDP'li 12 milletvekili adayının başvurusunun iptali ve ertesinde yaşananlar hakkında "BDP liderinin Köşk'e gitmemesi yakışıksız. Olup biten her şeyi İmralı'ya danışmak demokrasi için talihsizlik. BDP'nin demokrasiyi zehirleyen en büyük yanlışı siyasetle şiddeti iç içe geçirmesidir" dedi.

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın eski danışmanı Yalçın Akdoğan, YSK'nın verdiği veto kararını ve sonrasında yaşananları değerlendirdi.

AK Parti'nin Ankara'dan milletvekili adayı gösterdiği Akdoğan, canlı yayında NTV Ankara Temsilcisi Nilgün Balkaç'a konuştu: "Zincirleme bir yanlışlar kümesi var karşımızda. Bir taraftan YSK'nın aldığı karar var, bağımsız bir kuruluş fakat bu tür kurumlar karar verirken yasaları özgürlükçü bir perspektifle okuyabilirler.

Neticede verilmiş olan karar seçim öncesinde tansiyonu yükseltti ve demokratik duyarlılığa sahip olan herkes karara tepki gösterdi. Demokratik ve sivil siyasete bir müdahele gibi algılandı. Bunu normal karşılamak ve hoş karşılamak hiçbir siyasetçi tarafından mümkün değil.

Dün AK Parti, resmi bir açıklama yaptı ve tepkimizi net bir şekilde ortaya koyduk. Sivil siyasete ve milli iradeye gölge düşüren bir karardır ve seçim öncesinde toplumsal huzur bozulmuştur ifadelerini kullandık.

İkinci yanlış ise daha karar açıklanır açıklanmaz BDP'nin AK Parti'ye olayı fatura etmek istemesiydi. YSK'nın kararlarından bugüne kadar en fazla mağduriyet yaşayan partiyiz. Daha geçenlerde Başbakan yurtdışında yaşayan vatandaşların oy kullanabileceğini söyledi ancak YSK pazar günü olmasına rağmen toplanıp bunun gerçekleşemeyeceğini duyurdu. Kararın alınmasında AK Parti'nin hiçbir dahli yoktur ve bu yanlışlar zincirine eklendi.

Sonraki zincir ise BDP'nin hemen gerilim üretmesiydi. Bu olay üzerinden hemen gerilimi tırmandırdılar ve bir BDP'li milletvekili çıkıp 'AK Parti'lilerin bölgede seçim çalışması yapamayacağını, bunun bir savaş ilanı olduğunu' söyleyebildi. Demokrasiyi kabul etmiş bir insan böyle bir açıklama yapabilir mi? Bu açıklama eleştirilmedi. Ortalığı birbirine katmalar, molotofkokteyli atmalar, ateşe vermeler kabul edilebilir mi?

Devletin başındaki şahıs sizi çağırıyor ve ortada bir problem var, problemin çözülmesi için bir mekanizma kurulmaya çalışılıyor. BDP lideri Demirtaş'ın Çankaya Köşkü'ne gitmemesi son derece yakışıksız. Burada bir samimiyet problemi var.

Sürekli İmralı üzerinden siyaset dizayn etmeye çalışmak, olup biten her şeyi oraya danışmak bile demokrasi için talihsiz bir durum. BDP-PKK ilişkisi gündeme getirildiği zaman BDP'liler bundan rahatsız oluyorlar ancak kendileri bu bağlantı için her şeyi yapıyorlar.

Yeni anayasa ile hedefimiz siyasetin önündeki tüm mayınlı araziyi temizlemek.

Karara bütün partiler tepki verdi, demokratik duyarlılığı olan herkes karşı çıktı ve toplumsal algı budur. Sokak gösterileri ve şiddetin YSK'yı etkilediğini sanmıyorum. BDP bir şekilde şiddeti yedeğinde tutarak siyaseti yürütmeye çalışıyor. Sokaktan geçen arabalara saldırmak, zorla kepenk kapatmak, zorla haraç almak... BDP'nin demokrasiyi zehirleyen en büyük yanlışı siyasetle şiddeti iç içe geçirmesidir. Eline taş almak, sopa almak, molotof almak yanlış bir taktik ve sivil siyasetin alanını  daraltıyor.

BDP'lilerin ihmali ve eksiği olabileceği gibi YSK'nın da ihmali olabilir. Daha önceden adaylar uyarılabilirdi. Kopan fırtınaya baktığımızda, seçime giderken iç barışın alt üst olmasına değer miydi?

Olması gereken YSK'nın durumu düzeltmesidir, burada artık başka bir takım alanlar açmaya çalışmak seçimleri etkileyebilir. Takvim daraldı. CHP getirdiği öneri için milletvekillerinden imza alabilecek mi? Birçok vekil aday gösterilmedi. Ki CHP'de kimin sözünün partiyi bağladığı da tartışmalı bir durum. YSK inşallah toplumu rahatlatacak bir karar açıklar, temennimiz budur."