T24- Gazeteci Erbil Tuşalp yazısı nedeniyle Başbakan Erdoğan’a tazminat ödemeye mahkûm edildi. AİHM ise ‘İncitici vurgular siyasette eleştiri sınırı içinde’ dedi ve karar nedeniyle Türkiye’yi Tuşalp’a tazminata mahkûm etti
Milliyet'te Güven Özalp imzalı habere göre, Türkiye, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kişisel haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle gazeteci yazar Erbil Tuşalp hakkında açtığı davadan çıkan sonuç nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından tazminat ödemeye mahkum edildi. Erbil’in, 2005 ve 2006’da Birgün gazetesinde yayımlanan “İstikrar” ve “Geçmiş Olsun” başlıklı iki yazısı yüzünden Erdoğan’a tazminat ödemekle cezalandırılması, AİHM tarafından ifade özgürlüğünün ihlali olarak değerlendirildi. İlk olma özelliği taşıyan AİHM kararı gereği Ankara, Erbil’e 5 bin euro tazminat ödeyecek.
Yargıtay’ın onadığı karar
Erbil’in iki makalesi üzerine Erdoğan’ın açtığı davaları inceleyen Türk yargısı, eleştirinin kabul edilebilir sınırı aştığı gerekçesiyle Başbakan’a 10 bin Türk Lirası tazminat ödenmesine karar vermişti.
Erbil, Yargıtay’ın da 2008’de mahkeme kararını onaması üzerine konuyu AİHM’e taşıyarak Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) ifade özgürlüğünü garanti altına alan 10. maddesini ihlal ettiği tezini ileri sürdü. AİHM’nin davayla ilgili savunmasına başvurduğu Türkiye, Tuşalp’in makalelerinde yer alan bazı ifadelerin Erdoğan’ın “onur, şeref ve şahsiyetine saldırı” ve “iftira” niteliğinde olduğu, bu nedenlede ifade özgürlüğünün kısıtlanmasının demokratik bir toplumda gereklilik olduğunu öne sürdü.‘
Hoşgörülü davranmalıydı’
Türkiye’nin şikayetlerini geri çeviren AİHM, dün açıkladığı kararda basının demokratik toplum açısından vazgeçilmez işlevine dikkat çekerek basın özgürlüğünün, bir derece abartı ve tahrik içerebileceğini hatırlattı. İncitici, şok edici ve rahatsızlık verici vurguların da ifade özgürlüğü kapsamına girdiğini ve bunun, demokratik bir toplumun varlık sebepleri arasında yer alan çoğulculuk, hoşgörü ve geniş fikirliliğin gerekleri olduğunu kaydeden AİHM kararında, “Başbakan Erdoğan daha hoşgörülü davranmalıydı” yorumunda bulunuldu.
Eleştiri sınırının siyasiler için normal bireylerden daha yüksek olduğu da AİHM kararında altı çizilen unsurlar arasında yer aldı. Yazıların Erdoğan’ın siyasi kariyeri ya da özel yaşamını olumsuz etkilediğine dair bulguya rastlanmadığına dikkat çeken AİHM, Tuşalp’in ifade özgürlüğünün kısıtlanmasının demokratik bir toplumda gereksiz olduğuna hükmetti.