Strasbourg Mahkemesi, adı Y.Y. olarak belirtilen transseksüel bir Türk vatandaşına, “üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun bulunduğunu bir eğitim ve araştırma hastanesinden alınacak resmi sağlık raporuyla belgeleyemediği” gerekçesiyle cinsiyet değiştirme izni verilmemesini Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı buldu.
Kız çocuğu olarak 1981 yılında dünyaya gelen Y.Y., cinsiyet değiştirmek için 2005-2013 yılları arasında Türk mahkemelerine başvurmuş ancak doktorların “psikolojik açıdan erkek kimliğiyle yaşamını sürdürmesi daha uygun” raporlarına rağmen, “üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun bulunduğunu kanıtlayamadığı” için başvurusu yargı organları tarafından sistematik olarak reddedilmişti.
Ancak, Y.Y'nin AİHM'e başvurmasının ardından Mersin'de bir mahkeme, 2013 yılında, Medeni Kanun’daki üreme yeteneği koşulunu görmezden gelip cinsiyet değişikliğine izin vermişti.
AİHM, Mersin mahkemesinin kararına rağmen, davacının cinsiyet değiştirme hakkına yıllar boyu müdahale edilmesini Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin özel yaşama saygı hakkıyla ilgili maddesine aykırı buldu.
Kararda, cinsiyet değişikliği öncesi bireylerden üreme yeteneğinden yoksun olduklarını kanıtlamalarının talep edilmesinin “anlaşılamaz” olduğu kaydedildi. Mahkeme, bu durumun sadece kısırlaştırma tedavisiyle mümkün olabileceği, bunun da bireyin fiziksel bütünlüğü ilkesine aykırı olduğunu not etti.
Türkiye'de transseksüellerin cinsiyet değiştirme hakkına ilişkin AİHM'den çıkan bu ilk karar gereği Türk hükümeti davacıya manevi tazminat olarak 7 bin 500 euro ödeyecek.
AİHM’nin oy birliğiyle aldığı karar, Türk Medeni Kanunu'nun cinsiyet değişikliğiyle ilgili 40'ıncı maddesindeki “üreme yeteneğinden yoksun olunduğunu kanıtlama” zorunluluğunu tartışmaya açması bakımından da önem taşıyor.