Gündem

AİHM'den Balyoz yorumu: Deliller inandırıcı

AHİM, Balyoz davası sanıklarından Tuğamiral Cem Aziz Çakmak’ın başvurusunu reddetti

20 Mart 2013 10:03

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Balyoz davası sanıklarından Tuğamiral Cem Aziz Çakmak’ın tutuklanmasına gerekçe olarak gösterilen ‘delillerin inandırıcı olmadığı’, ‘adil yargılama hakkının ihlal edildiği’ ve ‘uzun tutukluluk’ iddiasıyla yaptığı başvuruyu reddetti. Kararda, ‘ceza dosyasında inandırıcı deliller bulunduğu’, ‘tutuklama kararının keyfi ve mantıksız olmadığı’, davanın çok sanıklı olması nedeniyle tutuklama süresinin uzun olmadığı ifade edildi. Kararda sanıkların masumiyet karinesinin ihlal edilmediğine de vurgu yapıldı.

Balyoz darbe planının ikinci aşaması olan Suga Eylem Planın Ankara ağının koordinatörü olduğu gerekçesiyle tutuklanan Çakmak’ın başvurusunu Türk hâkim Işıl Karakaş’ın üye olarak katıldığı AİHM 2. Dairesi sonuçlandırdı. Mesut Hasan Benli'nin radikal.com.tr'de yer alana heberine göre, oybirliğiyle Çakmak’ın başvurusunun kabul edilemez olduğuna hükmeden dairenin kararında, şöyle denildi:

İkna edici bilgiler: Başvuranın ileri sürdüğü gibi, delil unsurlarının inandırıcı olup olmadığını veya bunların kendisine iftira atma niteliği taşıyan sahte bir unsur olup olmadığını tespit etme yükümlülüğü ulusal yargı organlarına aittir. AİHM, ceza dosyasının, başvuranın kovuşturulmasına neden olan suçu işlemiş olabileceği konusunda objektif bir gözlemciyi ikna edebilecek bilgiler içerdiği kanaatindedir.

Tutuklama keyfi değil: Mahkeme, hakkındaki suçlamayla ilgili ciddi neden ve emarelerin varlığını da dikkate alarak ve somut delil unsurlarına dayanarak ceza kanununca yaptırıma bağlanan suçları işlediği iddiasıyla yakaladıklarını gözlemlemektedir. Bu delil unsurlarının, kesin bir mahkûmiyete karar verilmesi için gerçek ve yeterli derecede inandırıcı olup olmadığı sorununu yargılamadan mahkeme, somut olayda başvuranın tutuklanmasının yasaya aykırı olarak nitelendirilmesi konusunda ulusal otoritelerce ileri sürülen yasal hükümlerin davada uygulanması ve yorumlanmasının keyfi veya mantıksız olduğu sonucunun ortaya çıkmadığı kanısındadır. Dolayısıyla başvurunun bu kısmı açıkça dayanaktan yoksundur.

Süre normal: Mahkeme, mevcut davada, başvuranın toplam tutukluluk süresinin 1 yıl 8 aydan biraz fazla olduğunu tespit etmektedir. Başvurana atılı suçların ağırlığı dolayısıyla ortaya çıkan kaçma riskinin varlığına ve özellikle ağır organize suçlara ilişkin çok sayıda suç ortağı hakkında yürütülen ceza davasının karmaşıklığına dikkat çekmektedir. Mahkeme, bu koşullar altında, başvuranın tutukluluk süresinin sözleşmeye uygun olduğu kanaatindedir. Adil ve tarafsız bir mahkemede yargılanmadığı yönündeki itirazla ilgili, temyiz sürecinin bulunması nedeniyle kapsamlı bir inceleme yapılmadı.

Masumiyet karinesi: Bu ilkeye yerel makamlarca riayet edilmediğini gösteren herhangi bir delil sunmadığını tespit etmektedir. Bu şikâyet, tamamen dayanaktan yoksundur.”