Ankara, Genelkurmay’ın gazetecileri ve medyayı “TSK karşıtı” ve “TSK yanlısı” diye sınıflandıran andıçıyla ilgili haber yayımlayan Nokta dergisine yönelik muamele nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önünde bir kez daha “ifade ve basın özgürlüğünü ihlal eden ülke” damgası yedi.
Nokta dergisinin 5-11 Nisan 2007 tarihli sayısında yer alan “Gene 2004: TSK ‘dost’ STK’larla işbirliği arayışında” başlıklı haber sonrasında, Genelkurmay’ın talimatı üzerine soruşturma başlatılmış, derginin merkezinde arama yapılmış ve bürolardaki 46 bilgisayar içinde yer alan veriler, haberle ilgili olsun olmasın, 65 saat boyunca kopyalanmıştı.
Aralarında, o dönem Nokta dergisi genel yayın yönetmeni olan Alper Görmüş ve haberi hazırlayan Ahmet Şık’ın da olduğu 6 gazeteci, arama ve verilere el koyulmasına karşı Türk mahkemelerine yaptıkları başvuru sonuç vermeyince, ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiği gerekçesiyle AİHM’ye başvurmuşlardı. Gündemine 2007 yılında taşınan davayla ilgili kararını bugün açıklayan AİHM, davacıların ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiği sonucuna vardı.
İfade özgürlüğüne atıf
Mahkemenin gerekçeli kararında, demokratik bir toplumda basının oynadığı temel role bir kez daha hatırlatmada bulunuldu. Derginin yayımladığı haberin “siyasi görüşlerine göre fişlenen” gazetecilerle ilgili olduğunu anımsatıldı. Bu durumun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ifade özgürlüğüyle ilgili 10’uncu maddesi kapsamına girdiğini belirtti. Haberde yayımlanan belgelerin silahlı kuvvetlerin genel siyasetle ilişkisini konu aldığı, dolayısıyla kamuyu ilgilendirdiği not edildi.
Nokta dergisinde arama yapılması ve bilgisayarlara el konulmasını, “aranan haber kaynağının kimliğinin açıklanmasına yönelik basit bir ihtardan daha vahim” olarak değerlendiren AİHM, böyle yapılarak, “silahlı kuvvetlerle ilgili konularda toplumu bilgilendirmek isteyen basına yardım edebilecek tüm potansiyel kaynakların caydırıldığı” görüşünü kaydetti. Mahkeme, derginin genelinde yapılan arama ve veri kopyalama işlemlerinin, dergideki gazetecilerin tüm haber kaynaklarıyla ilişkileri üzerinde olumsuz etki yapmış olabileceğine de işaret etti.
'Genelkurmay içindeki haber kaynağı'
AİHM, davacıların yargıya haber kaynaklarını açıklamamış olmalarını da anlayışla karşıladı. Askeri mahkemelerden çıkan kararların, soruşturmanın hedefinin “genelkurmay içindeki haber kaynağının sorumlularını ortaya çıkarmak” olduğunu, gazetecilerin haber kaynaklarını koruyarak, içerden haber veren memurları da koruduklarını not düştü.
Strasbourg Mahkemesi, silahlı kuvvetlerin iç işleyişi ve organizasyonuyla ilgili haberler üzerinde gizlilik uygulanabileceğini ancak bu gizliliğin “ne pahasına olursa olsun korunamayacağını” da belirtti. Türk hükümetinin, Nokta tarafından yayımlanan belgelerin “gizli” olduğunu söylemekle birlikte, “bu gizliliği meşru gösterecek ikna edici kanıt sunamadığı” kaydedildi. Türk hükümeti, AİHM önünde, “dergi merkezindeki arama ve kopyalamalar gazetecilerin haber kaynaklarını gizli tutma haklarını değil, genelkurmayın gizli belgelerini kimlerin sızdırdığını belirlemeyi hedefliyor” şeklinde savunma yapmıştı.
'Askeri mahkemeler yeterince araştırmadı'
AİHM, askeri mahkemelerin de derginin yayımladığı haberlerin “gizli” olarak sınıflandırılmasının meşru olup olmadığını yeterince araştırmadığı sonucuna vardı.
Bu tespitlerden yola çıkan AİHM, davacı gazetecilere yönelik uygulamayı “acil sosyal bir ihtiyaçtan kaynaklanmayan, hedefle orantısız ve demokratik toplumda gereksiz” olarak tanımladı. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ifade özgürlüğüyle ilgili 10’uncu maddesinin ihlal edildiğine hükmetti.
Ankara, karar gereği davacılara toplam 8 bin 250 euro manevi tazminat ödeyecek.