T24- AİHM'de İtalyan bir vatandaşın okullarda haç bulunmasının laiklik ve devletin tarafsızlık ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle açtığı davanın temyiz duruşması başladı. Davaya 8 ülke müdahil taraf olarak katılıyor.
Avrupa’da laiklik yeniden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) gündeminde. Soile Lautsi adlı İtalyan vatandaşının İtalya’da kamuya ait okullardaki sınıflarda çarmıha gerilmiş Hz. İsa figürlü haç (crucifix) bulunmasının laiklik ve devletin tarafsızlık ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle açtığı davanın temyiz duruşması bugün AİHM’nin Strasbourg’daki merkezinde yapıldı. AİHM tarihinde ilk defa bir davaya, davalı devletin yanında 8 Avrupa devleti birden müdahil taraf olarak katıldı.
Kısaca “Lautsi davası” olarak adlandırılan dava AİHM gündemine 2006 yılında taşınmıştı. Davaya ilk aşamada bakan 7 yargıçlı AİHM dairesi, 3 Kasım 2009 tarihinde açıkladığı kararda, davacıya hak vermiş ve kamuya ait okullarda çarmıha gerilmiş Hz. İsa figürlü haç bulundurulmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin din ve vicdan özgürlüğü ve eğitim hakkını kapsayan maddelerine aykırı olduğu sonucuna varmıştı.
İtalyan hükümetinin itirazı
İtalyan hükümeti karara itiraz etmiş ve AİHM’nin temyiz organı olarak da nitelenen 17 yargıçlı Büyük Daire tarafından yeniden görülmesini talep etmişti. Mahkemenin bu talebe olumlu yanıt vermesinin ardından, Ermenistan, Kıbrıs, Yunanistan, Litvanya, Malta, Monaco, Romanya, Rusya ve San Marino hükümetleri davaya İtalya’nın yanında müdahil taraf olarak katılacaklarını duyurdu.
Bu devletlere ek olarak Avrupa Parlamentosu’nun Hrıstiyan Demokrat ve muhafazakar gruplarına mensup, çoğunluğu İtalyan ve Polonyalı 33 parlamenter de davaya İtalya’nın yanında müdahil olarak dahil oldu. “European Centre for Law and Justice”, “Zentralkomitee des deutschen Katholiken”, “Semaines sociales de France” ve “Associazioni cristiane lavatori italiani” adlı kuruluşlar da davanın temyiz aşamasında İtalyan hükümetinin yanında katıldı.
“Greek Helsinki Monitor”, “Associazone nazionale del libero Pensiero”, “Eurojuris”, “International Commission of Jurists”, “Interrights” ve “Human Rights Watch” ise davacı Soile Lautsi’nin yanında müdahil taraf olarak yer aldı.
İtalya'nın savunması
İtalyan hükümeti, duruşmada yaptığı savunmada, davanın hukuksal değil “politik ve ideolojik” amaçlı olduğunu iddia etti. Hükümet avukatları, davacı tarafın “din özgürlüğü adına din özgürlüğünün ihlalini istemesinin skandal olduğunu” ileri sürdü. Laikliği bir “ideoloji” olarak sunmaya çalışan İtalyan avukatların, davacının ateist kimliğini ısrarla ön plana çıkarmak istemesi de gözlerden kaçmadı.
İtalyan hükümeti yazılı savunmasında ise AİHM’yi “Fransız usulü laiklik anlayışını desteklemekle” suçladı ve bu laiklik anlayışının “sosyal gerçekle bağdaşmadığı” görüşünü dile getirdi. Hükümet, İtalya’da Hrıstiyanlığın “ulusal kimliğin parçası” olduğunu ve “sadece bireysel ve subjektif bir fenomen olarak ele alınamayacağını” da kaydetti.
Kippalı savunma
Davaya İtalyan hükümetinin yanında müdahil taraf olarak katılan hükümetler adına konuşan Yahudi avukat Joseph Weiler kafasında kippa ile savunma yaptı. Haç figürünün birçok ülkede sadece dinsel değil aynı zamanda ulusal bir sembol olduğunu belirten Weiler, İngiltere’de kraliçenin aynı zamanda devlet ve kilisenin lideri olduğunu ve eğer İtalya’da sınırflarda haç figürü kaldırılacaksa o halde İngiltere’de de sınıflardan kraliçenin fotğrafının indirilmesi gerekeceğini öne sürdü.
İrlanda ve Almanya’da okullarda asılı olduğunu söylediği anayasalarda Tanrı’ya atıfta bulunulduğunu hatırlatan Weiler, davacının AİHM’nin İtalya’yı “laik bir ülke olmaya zorlamasını istediğini” de savundu.
Günümüz dünyasında sosyal ayrışmanın Hrıstiyanlar ile Müslümanlar arasında değil dinciler ile laikler arasında olduğu görüşünü dile getiren Weiler, liberal demokrasilerde kamusal alanda dine de yer olduğunu belirtti ve “laiklik, dünyaya dini bir vizyonla bakmaktan daha nötr değildir” şeklinde konuştu.
Davacı tarafın din özgürlüğü vurgusu
Davacı avukatları ise İtalyan hükümetinin laiklik ile ateizm arasında bağ kurmasını eleştirdi. Laiklik ilkesinin İtalyan anayasasının temel ilkelerinden olduğunu belirten avukatlar, İtalya’da devletin kendisine bir dinsel kimlik biçmeye çalıştığına, bunun da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin din ve vicdan özgürlüğüyle ilgili maddesine aykırı olduğuna vurguda bulundu.
İtalya’da sınıflarda Hz. İsa figürlü haç bulunmasının faşist rejim döneminden kalma bir uygulama olduğunu da hatırlatan avukatlar, AİHM’nin İtalya’ya laikliği zorla kabul ettirmesini değil, laikliğe saygı duyulmasını istediklerini söylediler.
AİHM’nin konuyla ilgili kararını en erken altı ay içinde açıklaması bekleniyor.