Mardin’in yerine kayyım atanan DBP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde HDP’nin adı, ortak aday konusunda görüşmeler yapan CHP, İyi Parti ve Saadet Partisi ile birlikte geçseydi, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ın bunu kullanacağını söyledi. 3 partinin HDP ile 'dolaylı' görüşmeler yaptığını söyleyen Türk, "Bizim istediğimiz demokratik bir gelecek için ortak bir akılla hareket edilmesidir" dedi.
Kayyım atanmasının ardından bir süre cezaevinde kalan Türk, geniş bir kesimin bir buçuk yıldır Edirne Cezaevi'nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın aday gösterilmesi konusunda ısrarcı olduğunu belirterek, "Sonuçta partimizin yetkili kurulları bugün-yarın toplanır, bu konuda gelen tepkileri değerlendirerek bir karara varır ve ona göre adayını belirler. Ama Selahattin Bey’in adı etrafında toplum tarafından güçlü bir talebin olduğunu da görüyorum açıkçası" dedi.
Türk’ün Artıgerçek’ten Fehim Işık’a yaptığı açıklamalar şöyle:
"Herkesi kapsayacak demokrasi bloku ihtiyaç"
Türkiye’de bir demokrasi blokuna ihtiyaç var. Cumhurbaşkanlığı seçiminde 2. tura kalınması durumunda CHP, İyi Parti ve Saadet Partisi’nin herkesi kapsayacak, demokratik bir Türkiye’nin oluşumuna hizmet edecek ortak bir adayla toplumun karşısına çıkması gerekir. Klasik CHP’li bir aday veya İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in 2. tura kalması durumunda toplumun en geniş kesimini kapsayamayacaktır. HDP yöneticisi değilim ama biliyorum, biz parti olarak adayımızı belirleyeceğiz. Ancak bu arada en geniş kesime hitap edecek bir demokrasi bloku oluşursa o bloğu destekleme durumu da ortaya çıkabilir.
"İlk turda adayımızı destekleriz"
(Birinci turda kendi adaylarını destekleyeceklerini, adaylarının ikinci tura kalmaması durumunda CHP, İyi Parti ve Saadet Partisi blokunun ortak adayına oy verebileceklerini belirterek) Bu partilerin her biri kendi adayını çıkarırsa o zaman bu, blokun gerçekten demokratik bir güç olarak ortaya çıkmasına engel olur. Bu nedenle İyi Parti’nin, CHP’nin kendi adayları üzerinde ısrar etmeleri değil, Türkiye’nin, demokrasi güçlerinin, farklı düşünenlerin ‘evet, bu tarafsızlığı ile toplumu demokratik bir sürece taşıyacak kişidir’ diyebileceği biri etrafında bir birlik oluşturmaları gerekiyor. Önümüze çıkan tarihi fırsatı heba etmemek gerekir.
"HDP 3 partinin arasında olsaydı Erdoğan bunu kullanırdı"
(HDP’nin neden bu blokun dışında kaldığına dair soru hakkında) HDP sorumluluğun bilincinde bir parti. Sürecin sağlıklı işlemesi için Erdoğan’ın aleyhte kullanacağı kozların eline verilmemeli. Gördüğümüz kadarıyla HDP ile dolaylı görüşmeler yapılıyor. Zaten biz daha başında bu işin içinde olursak Erdoğan bunu çok kötü kullanır. Topluma dönük olarak, ‘Bakınız, bölücülerle bir araya geldiler’ şeklinde aleyhte propaganda yapar. Böyle bir şeyin olmasını biz de istemeyiz. Bu duruma dönük hassasiyetimizi de gösteriyoruz. Bizim istediğimiz demokratik bir gelecek için ortak bir akılla hareket edilmesidir. Bu blokun içinde olup olmamamız çok önemli değil. Bizim demokrasi talebimiz ortada, demokratik bir Türkiye talebimiz ortada, tek adam rejimine karşı duruşumuz ortada… Bu konuda netiz. Kimse bizim üzerimizden hesap yapmasın. Biz, demokrasiye inanan, Türkiye’nin demokratikleşmesini isteyen bir grubuz, bir partiyiz. Bu nedenle tavrımız açıktır. Nasıl davranacağımızı biliyoruz. Bu konuda bir şüphe yok.
"HDP’nin dışta olması zarar değil"
Partili arkadaşlarımızla istişarelerimizden görünen şu; herkese hitap edebilecek bir adayın söz konusu partiler tarafından ortak aday olarak gösterilmesi gereklidir. Bu tablo oluşunca, bizim 1. turda bu blokun içinde yer almamız bloka fayda değil zarar da verebilir. Türkiye’de bu durumu kriminalize edip çok rahat kullanabilecek siyasetçiler var. Bu nedenle 2. tura kalacak adayın niteliklerine dikkat çekerek görüşlerimi dillendiriyorum. Yoksa aslında biz de kendimizi demokrasi blokunun bir parçası olarak görüyoruz. Bizim tavrımız, siyasetimiz, bugüne kadar verdiğimiz mücadele ortada. Biz demokrasinin sahiplenilmesi, Türkiye’nin tek adam rejiminden kurtulması mücadelesi veriyoruz. Bunları göz önüne getirdiğimizde, diğer partilerin herkesi kapsayacak bir adayda uzlaşmaları durumunda bir sorun olmaz.
"Akşener, 2. turda başarısızlık getirebilir"
Şimdi klasik bir CHP’li 2. tura kalırsa, gerçekten o seçimde başarılı olma şansı azalır. Akşener için de aynısı geçerli. Akşener gibi bir aday 2. tura kalırsa demokrasi güçlerini toparlama şansı da ortaya çıkmaz. Bu nedenle herkesin evet diyebileceği bir isim üzerinde bu grupların anlaşması lazım. Sonuçta 2. tura kalacak isim önemli. 2. tura kalacak ismin toparlayıcı olması lazım. Herkesin evet diyebileceği bir aday olmalı. ‘Sadece benim adayım’ diyebileceğimiz bir süreçte değiliz. CHP, ‘benim adayım’ derse, Akşener, ‘ben adayım’ ısrarını sürdürürse bu ortak demokratik mücadeleyi sekteye uğratır, demokratik bir blokun oluşumu önünde engel olur. Bu nedenle önce bunların bir araya gelip bir aday etrafında toparlanmaları gerekir.
"Demirtaş'a ilişkin toplumun talebi güçlü"
Selahattin Demirtaş konusunda ısrarlar var. Hem dostlarımızdan, hem ortak mücadele verdiğimiz blokun bileşenlerinden bir ısrar var. Geniş bir kesim Demirtaş konusunda ısrarlı. Sonuçta partimizin yetkili kurulları bugün-yarın toplanır, bu konuda gelen tepkileri değerlendirerek bir karara varır ve ona göre adayını belirler. Ama Selahattin Bey’in adı etrafında toplum tarafından güçlü bir talebin olduğunu da görüyorum açıkçası.
"Yedek aday doğru değil"
(Demirtaş’ın adaylığı söz konusu olduğunda hukuksal bir engel çıkarılabilir mi? HDP’nin yedek aday belirleyeceği konuşuluyor. Ne dersiniz? sorusu üzerine) Hukuksal engel olasılığına karşın ikinci bir adayın çıkarılacağına dönük iddialar doğru değil. Selahattin Bey henüz yargılanıyor. Ceza verilse bile bunun bir Yargıtay süreci var. Burada önemli olan partimizin Selahattin Bey’i aday göstermesidir. Partimiz aday gösterdiğinde adayını sahiplenir. Bu nedenle yedek aday yaklaşımını doğru bulmuyoruz. Dün bu konuyu Eş Genel Başkanımız ile konuştuk. Bu formülü doğru bulmuyoruz.