Sabah gazetesi yazarı Ahmet Çakar, genel kuruldaki ilk oylamada kulüp üyelikleri ihraç edilmeyen Arif Erdem ve Hakan Şükür ile ilgili ": T.C pasaportlu olup, Fransızlar gibi davranan genel kurul üyeleri artık yok hükmündedirler" ifadesini kullandıç
Çakar'ın Sabah gazetesindeki yazısı şöyle:
Diğer kulüpler vergilerini nasıl çatır çatır ödemişlerse, Galatasaray'a bu kıyak yapılmamalıdır. Son sözüm şu: Genel kurul asla Galatasaray camiasını temsil etmemektedir… Bir avuç Türkiye Cumhuriyeti pasaportlu olup, Fransızlar gibi davranan genel kurul üyeleri benim için artık yok hükmündedirler. Yazıklar olsun!
Galatasaray'a iyi hizmet etmek başka bir şeydir, günümüzdeki durum çok başkadır... 15 Temmuz'da bu ülke direkten döndü. Yüzlerce masumu, kaybettik
Bir kısım kişileri ihraç edip, diğerlerini ihraç etmemek iki yüzlülüktür. Bu bir grup üye TC pasaportu taşıyıp Fransızlar gibi davrandı...
Omurgasız Galatasaray… Böyle derken, pek tabii ki Galatasaray camiasını temsil etmediğini düşündüğüm, bir avuç omurgasız, ülkesini sevmeyen, menfaatperest, genel kurul üyelerinden söz ediyorum. Aslında siz bu satırları okurken, aynada suratlarına baktıklarında kendi kendilerine neler itiraf ettiklerini duyar gibiyim… Genel kurul üyelerinin söylediği laflar şu: İhraç etmediğimiz futbolcular, Galatasaray'a iyi hizmet etmişlerdir ama mahkeme kararı olmadığı için ihraç etmedik. Bu ne iki yüzlülüktür. Peki İsmail Demiriz, kaçak savcı Zekeriya Öz, cezaevindeki valilerle ilgili kesinleşmiş herhangi bir mahkeme kararı olmadığı halde onları niye ihraç ettiniz?
Galatasaray'a iyi hizmet etmek başkadır, günümüzdeki durum başkadır. 15 Temmuz'da bu ülke direkten döndü. Yüzlerce masum insanımızı kaybettik. Hangi masum insanlarımızı? Ülkemizi korumak, darbeyi engellemek adına kurşunlara hedef olmuş, kendi askerinin silah ve tankları ile şehit olmuş insanları. Şu anda ülke çok kritik bir dönemde. Üstelik Hakan Şükür ile Arif Erdem, ülke dışındalar ve haklarında yakalama kararı var. Bir kısım kişileri ihraç edip, diğerlerini ihraç etmemek iki yüzlülüktür. Türkiye Cumhuriyeti Devleti sizin verginizi neredeyse sıfırladı. Aynı devlet size milyar dolarlık bir tesisin tapusunu verdi. Ama siz, sıkılmadan hükümete değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne meydan okumaya kalktınız. Madem bu kadar delikanlısınız, madem çok mertsin, "Vergi borcumuzu silmeyin kardeşim. Biz onu tıkır-tıkır ödeyebiliriz" diyebiliyor musunuz? Diyemezsiniz… Çünkü, kişiliğiniz ve omurganız izin vermez.
Gelelim Galatasaray ve Fenerbahçe kıyaslamasına; Şayet Fenerbahçe Kulübü de son 3-5 yılda vergisini ödemeseydi ve Aziz Yıldırım da geride bıraktığımız hafta vergi borcununeredeyse sıfırlayacak bir uygulama ile işi organize etseydi, Fenerbahçe'nin kasasında şu an neredeyse en az 80-100 milyon Euro fazla para olurdu ki bu da bütün UEFA Fair Playproblemlerini çözerdi. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden bir istirhamım var! Vergi borcusilinmesi ve yeniden düzenlenmesi ortadan kaldırılmalıdır. Diğer kulüpler vergilerini nasıl çatır çatır ödemişlerse, Galatasaray'a bu kıyak yapılmamalıdır. Son sözüm şu: Genel kurul asla Galatasaray camiasını temsil etmemektedir… Bir avuç Türkiye Cumhuriyeti pasaportlu olup, Fransızlar gibi davranan genel kurul üyeleri benim için artık yok hükmündedirler. Yazıklar olsun!