Hrant Dink’in arkadaşları, yarın saat 10.30’da Cezayir Toplantı Salonu’nunda Dink davasını başından beri takip eden avukatlar Fethiye Çetin, Hakan Bakırcıoğlu ve İsmail Cem Halavurt’un katılımıyla bir basın toplantısı düzenleyecek. Yeniden başlanacak dava ile ilgili Agos gazetesinde yayımlanan başyazıda ise katillerin bilindiği ancak saklandığı ifade edilerek, hükümete yönelik olarak "siz katilleri iyi bilirsiniz" denildi.
Hrant Dink’in arkadaşlarının konuyla ilgili olarak yaptıkları açılamada, “19 Ocak 2007’den bugüne gelişimizi bir kez daha anımsamak, hafızalarımızı tazelemek ve gelişmeleri aktarmak için bir araya gelmek istiyoruz” ifadelerine yer verildi.
Açıklamada, “17 Ocak 2012’de dava son ermiş, sonuç hem bizleri hem de davayı yakından takip eden Türkiye kamuoyunu tatmin etmemişti. Dosya Yargıtay’dan bir yıldan uzun bir süre sonra geri döndü, davamız 17 Eylül 2013’de yeniden başlıyor” dendi.
'Siz katilleri iyi bilirsiniz'
Öta yandan Agos gazetesinde yer alan başyazıda Başbakan Tayyip Erdoğan'ın sıkça kullandığı "biz iyi biliriz" ifadsinin, Hrant Dink cinayetini gerçekleştiren, yapılanma için de gereçli olduğunu belirtildi. Yazıda, "Katiller bilindi, bilindikçe gizlendi, gizlendikçe büyük pazarlık kendini açık etti. Ve bu karanlıkoyun hepimizi kahretti. Son ana kadar ülkesine ve insanına inanmayı tercih etmiş bir insan, elbette aynı inançla mücadelenin sürmesini hak eder" ifadesine yer verildi.
Agıs gazetesinin başyazısı şöyle:
Hrant Dink cinayeti davası, beş yılın sonunda, tam da cinayet tarihi 19 Ocak'tan iki gün önce, 17 Ocak 2012'de skandal bir kararla noktalanmıştı. Tetikçi ekip içerisinde bile bir örgütün izine rastlayamayan mahkeme elbette Ergenekon yapılanması ve daha ötesi ile bağlantı kuramadı. Cinayetin ilk günlerinde büyük irade beyanlarında bulunan hükümet ise, çok değil birkaç ay içinde devletin derin sırrına teslim oldu. O an itibariyle duruşmalar sadece bir ortaoyunuydu.
Yargıtay'dan dönen dava 17 Eylül Salı günü 'Adalet Sarayı' Çağlayan'a terfi etmiş haliyle yeniden başlıyor. 15 Eylül'de adına verilen ödülle birlikte kutlanan Hrant Dink'in 59. doğum gününün iki gün sonrasında. Elbette bir şeyi başlangıç kılan onun bir öncekinden farkıdır. Bu açıdan dava, siyasi çapıyla başta hükümet ve diğer aktörler olmak üzere bütün sorumluların sınavı olacak. Fena halde çakılan vicdan ve adalet dersinde bütünleme dönemini göreceğiz.
Son dönemde giderek kutuplaşan toplumun ortak vicdan mutabakatına vardığı ender konulardan biri olan bu dava, karanlık darbe yıllaıyla ne ölçüde ve hangi kararlılıkla hesaplaşılabildiğinin de ölçütü. Yazık ki bugüne kadar ibre hep olumsuz oldu. Cinayet davası fail ve suç ortakları ile büyük hüsran ve öfke kaynağı. Oysa kamu görevlilerinin sorgusu için aralanacak bir kapı büyük bir fark yaratırdı. Hiçbir istihbarat birimine, tek bir yetkiliye dokunulmadı.
Başbakan Recep Tayyip Erdığan'ın sıkça kullandığı "biz çok iyi biliriz" kalıbı besbelli iş Hrant Dink'in katillerine geldiğinde de geçerli. Katiller bilindi, bilindikçe gizlendi, gizlendikçe büyük pazarlık kendini açık etti. Ve bu karanlık oyun hepimizi kahretti. Son ana kadar ülkesine ve insanına inanmayı tercih etmiş bir insan, elbette aynı inançla mücadelenin sürmesini hak eder. Dahası bunu talep eder. İnadımız bundan. Yoksa biz de vazgeçmeyi iyi biliriz.