Ekonomi

Ağaoğlu'ndan eski eşine şartlı destek: Tutmazsa paramı geri isterim

Ayten Alpar, Ataşehir’de İstanbul’un Anadolu Yakası’na hitap edecek bir eğlence kompleksini hayata geçirmeyi planlıyor

05 Mart 2012 11:14


T24 - Ali Ağaoğlu'nun eski eşi Ayten Alpar, Ataşehir’de İstanbul’un Anadolu Yakası’na hitap edecek bir eğlence kompleksini hayata geçirmeyi planlıyor. Ali Ağaoğlu’nun destekleyeceği proje, restoranlardan sinemaya, diskodan kafeye ve gazinoya kadar eğlence anlamında her şeyi içerecek. Ali Ağaoğlu, “Böyle bir proje 30 milyon dolara mal olur. Tutmazsa paramı geri isterim!” dedi.

Milliyet gazetesinden Songül Hatısaru'nun "Anadolu yakasını 30 milyon dolara eğlendirecek" başlığıyla yayımlanan (5 Mart 2012) söyleşisi şöyle:

 

Anadolu yakasını 30 milyon dolara eğlendirecek

 

Ali Ağaoğlu’yla evinde bir röportaj yapmak istedim. Gayrimenkulün kralı nasıl bir evde yaşıyor? Kendi evinde kullandığı malzemeler, işçilik nasıl? Kendisine torpil geçmiş mi? Beni 12 yıllık hayat arkadaşı Ayten Alpar ve 6 yaşındaki oğulları Mert’in oturduğu My Dream villalarına davet etti.

Ali Ağaoğlu’nun üç evi var: Ataşehir’de nikahlı eşi Semra Hanım’ın oturduğu evi, Ayten Alpar’ın oturduğu Altunizade’deki ev ve “Bekarlık evim” dediği Vaniköy’deki evi. Hep aşklarıyla gündemde olan Ali Ağaoğlu’nun ikinci evliliği pek bilinmiyor.

“Eşim” dediği Ayten Alpar da ilk kez konuşuyor. Ama bundan sonra kendisine özellikle de ekonomi sayfalarında sık sık rastlayabilirsiniz. Çünkü Ataşehir’de çok büyük bir yatırıma hazırlanıyor. Ali Ağaoğlu’yla bir ekonomi röportajı yapmak için yola çıkmış olsam da beni davet ettiği ev nedeniyle Ayten Alpar’a yönelmeden duramadım. Ağaoğlu bu duruma müdahale etmeyince sorularımı sordum. Zaten Ali Ağaoğlu bir noktadan sonra bizi yalnız bıraktı. Yıllarca Ağaoğlu Şirketler Grubu’nda Satış Pazarlama Koordinatörü olarak çalışan Alpar’la ilişkisini ve yaklaşık 30 milyon dolara mal olacak eğlence merkezi yatırımını konuştuk. O da bütün sorularıma açık yüreklilikle yanıt verdi. Buna rağmen benim için zor bir röportaj olduğunu itiraf etmeliyim. Ayten Hanım’ın ‘ikinci’ olmayı içselleştirdiğini, iki eşi varken ‘genç kızların sevgilisi’ sıfatını gururla taşıyan Ali Ağaoğlu’nu, “Çocuk ruhlu, 90’ına gelse de değişmez” diye kabullendiğini gözlemledim.

 

‘İçimde kızgın bir kadın istemiyorum’

* Ayten Hanım, Ali Bey’de sizi ne çekti?

Allah vergisi, doğal bir sempatisi var.

 

* Arkadaşlığınız nasıl başladı?

Yıllarca Ağaoğlu Şirketler Grubu’nda Satış Pazarlama Koordinatörü olarak çalıştım. Düzce depreminde Uludağ’daki oteli depremzedeler için kapattık. Ailem Düzceli. Düzce’deki çalışmaları ben organize ediyordum. Sabahlara kadar çalışıyorduk o süreçte. O da iş delisi, ben de iş delisi bir insanım. Aynı coşkuyla çalışan insanlardık, çalışırken zaman geçiriyorduk. Kafalarımız, çalışma tarzlarımız çok örtüşüyordu. Önce güzel bir arkadaşlık oldu aramızda, sonra ilişkiye dönüştü. 6 yıl sürdü ilişkimiz bu şekilde.

 

* Şimdi?..

Ben çok anaç birisiyim. Ali sen bana annelik değil çocuğuna annelik yap deyip, beni çocukla buluşturup ondan sonra kendi özgürlüğünü ilan etti. Biz çok gezmedik, çok keyfini çıkaramadık. Onun nikahlı bir pozisyonu olduğundan dolayı her zaman bir eziklik hissettim Semra Hanım’a karşı. Ondan dolayı sevgimizle çok ortalıkta olmayı istemedik. Kimselere üzüntü vermemek için geri planda yaşamak istedim bu durumu.

 

* Ali Bey şimdilerde ise tam tersi çok ortalarda. Ali Bey’in uslanacağına inanıyor musunuz?

İnanmıyorum. Çünkü onun ruhu 90 yaşına da gelse hiç değişmeyecek.

 

* Peki bizim magazin sayfalarında gördüklerimiz. Onlar aşk mı sizce gerçekten?

Bildiğimiz Romeo-Juliet aşkları olduğunu düşünmüyorum tabii ama zamane aşkları. Kendisini gerçekten 22 yaşında hissediyor, ona heyecan veriyor herhalde. Öyle günübirlik yaşadığını da zannetmiyorum. Öyle başlasa bile Ali bir müddet sonra seviyor.

 

* Bu haberleri gördüğünüzde ne hissediyorsunuz?

İlişkimiz artık başka bir noktada olsa da, Ali özgürlüğünü ilan etmiş olsa ve ben bunu kabullenmiş olsam da üzülüyorum tabii ki. Kimsenin hayatı dört dörtlük değil. Genele bakmaya çalışıyorum bizi üzse bile gönül almasını biliyor. Kızamıyorsunuz ki zaten çocuk gibi. Çocuk ruhlu bir adam gerçekten.

 

* Zaten özgür bıraktınız...

Hiçbir kadın böyle bir şey yapmaz. Benim seçimim değil. Onunla birlikte olan her kadın bilir ki Ali Bey anadan doğma özgürdür. Kimse onu sahiplenemez.

 

* O size özgürlüğünüzü verdi mi?

Yıllarca Amerika’da kendi kendime yaşadım. Nereye gidiyorsun, nereden geliyorsun gibi şeyleri yoktur. Güvenmese zaten ilişkiye girmez. O şuna yüzde 100 inanıyor ki ona aşık bir kadın, başka kimseye aşık olamaz. Son derece özgüvenli bir adam. Ben de onun üzerine bir daha başka bir insanı gönlüme sokamadım. Üstelik beni çok özgür bırakmasına rağmen. Ruhum, kalbim özgür değil.

 

* Çocuk yapmaya nasıl karar verdiniz? Direndi mi yapmayalım diye? Yoksa ortak karar mıydı?

Çok anaç bir kadınım. Ona da çok anaçlık yaptım. O da, “Çok iyi bir anne olursun” dedi. Ben de ilişkimizin ilk yıllarında özellikle yaşamak istediğim her şeyi yaşadım, yaptım. Özlemini duyduğum hiçbir şey kalmamış dediğimde 35 yaşındaydım.

 

* İnsan intihar eder yahu böyle dediğinde...

Ben etmedim. Yapmak istediğim tek şey bir çocuğumun olmasıydı o noktada. Sevgiyi, aşkı, dünyada bana yetecek maddiyatı 35 yaşında halletmiştim tatmin anlamında.

 

* Semra Hanım’la görüşüyor musunuz?

Hiç görüşmüyoruz.

 

* Ali Bey iyi bir baba mı?

Çocukları gerçekten çok seviyor. Ama gerçekten çok yoğun. Yeterli vakti ayıramıyor.

 

* Ne kadar zaman geçiriyor burada?

İki gün üst üste geldiği de olur, 15 günde bir geldiği de olur. Yoğunluk temposuna göre değişiyor.

 

* Kimi kişisel deneyimleri nedeniyle, kimi de böyle öğrenegeldiği için çoğu kadında erkeklere karşı genel bir kızgınlık vardır. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Erkeklerle kadınların doğalarının farklı olduğunu düşünüyorum. Kızmak kendimizi üzmekten başka bir şeye yaramıyor. İçimde kızgın bir kadınla dolaşmak istemiyorum. Bazen çevremdeki insanlar, erkekler yapar, gider, geri döner gibi şeyler söylüyorlar. Ama ben hiç öyle düşünmüyorum, giden gitmiştir, kalsaydı kalırdı. Beklentilerle kendimi hiç avutmadım.

Döneceğini düşünmüyorum, eğer böyle bir beklenti olursa insan yaşayamaz. Öyle olsa son 5 yılım kayıp olacaktı. Hayatımı yaşamaya devam ediyorum, beklemiyorum bir şey. Oturup evde beklesem dönecek mi, dönmeyecek mi diye. Bununla baş edilmez ki, böyle yapan kadın kendisini diri diri mezara koyar. O yüzden ben hayatı seviyorum ve yaşamaya devam ediyorum.

 

* Mert, “Babam niye bizimle yaşamıyor” diye sorduğunda ne cevap veriyorsunuz?

Mert başından beri hep bu yaşam biçimini bildiğinden dolayı bunu sorgulamıyor. Hatta Mert, “Anne bizim böyle yaşamamız çok güzel” diyor. Hayatımız böyle de çok güzel deyip keyfini çıkarıyoruz.

 

* Ayten Hanım, oğlunuz Mert’in doğumundan önce Ağaoğlu’nda çalışıyordunuz. Daha önce?

Net Holding’de çalışıyordum. 10 yıl çalıştım, satış pazarlamanın başındaydım yine.

 

* İyi bir satışçı mıydınız?

Çok iyi bir satışçıydım. Ve iş hayatına döneceğim yine.

 

* Ağaoğlu’na mı döneceksiniz?

Kendi işimi yapacağım bu kez. Satış pazarlamanın dışında yemesini, içmesini, gezmesini seven bir insanım. Mert’i yetiştirirken de işe gitmediğim için dünyayı dolaştım.

 

* Restoran mı açıyorsunuz?

Ataşehir bölgesinde ev sattım, hedef kitleyi çok iyi tanıyorum. Sadece Batı Ataşehir’de 40 bin kişi yaşıyor. Doğu Ataşehir var. 2014’te finans merkezi bitiyor bölgede. Bölge Londra’yla yarışacak düzeye gelmiş. Yaşam alanlarını zenginleştirmek, kaliteli mekanlar, sinemalar, aktivite alanlarıyla oraları canlandırmak gerekiyor. Bununla ilgili 24 saat yaşayan, gece eğlenceleri de olacak bir eğlence kompleksi açacağım.

 

* Gece eğlenceleri, barlar, kafeler mi olacak?

Ailelerin gelip yemek yerken eğlenebileceği mekanlar lazım bu yakaya. Restoran, disko, eğlence mekanları, sinemanın da olacağı bir kompleks olacak. Şovlar olacak. Eski gazinoları canlandırmak istiyorum. Karşıda bir Günay var ailelerin gidebileceği, başka da yok. Gençlerin gidebileceği kaliteli disko da olacak. Yiyecek içecekl alışverişinizi yaparken, oturup etinizi yiyebileceğiniz gündüz mekanları da olacak. Yaklaşık 20 bin metrekare kiralanabilen alanı olacak. Dünyaca ünlü birkaç yeme içme markasıyla görüşüyorum, komplekste yer alacaklar.

 

* Ali Bey ne diyorsunuz?

Sonuna kadar destekliyorum. Tutmazsa paramı geri isterim!

 

* Ali Bey, siz fizibilite adamısınız. Kaça mal olur böylesi bir proje?

30 milyon dolara mal olacak yeme içme ağırlıklı bir eğlence kompleksi bu. Fenerbahçe Ülker Sports Arena’nın karşısındaki arsa üzerine yapılacak. Bu arsanın değeri 80 milyon dolar. Bu Ayten’in projesi. Ayten benim için çok özel bir insandır. Çocuğumun annesidir. Çok başarılı bir işkadınıdır. Pazarlama koordinatörümüzdü bugün hala yerini doldurmuş değiliz. Yeme, içme işi Ayten’in hobisi. Dünyayı gezdi, yıllarca yaşadığı yurtdışında kurslara katıldı. İş hayatında çok başarılıydı, geri dönsün istiyorum. Bu yakanın eğlence ihtiyacını karşılayacak çok iyi bir eğlence AVM’si yapacağından hiç kuşkum yok.

 

Konakta şömine keyfi

* Ali Bey bu evde kullandığınız malzemeler diğer evlerde kullandıklarınızla aynı mı?

Burası tarihi bir konak. O nedenle bu ev aslına uygun yapıldı. Bu sitedeki diğer 24 villadan da, yaptığım diğer evlerden de farklı.

 

* Evde daha çok beyaz renk kullanılmış kimin tercihi bu?

Ali Bey, dekorasyonu bana bıraktı ama yaptıktan sonra da beğendi. Hatta, “Mimarisi ve tarz olarak benim en sevdiğim huzur bulduğum ev burası” der. Bize biraz küçük de gelse çok sevdiğimiz için çok rahat yaşıyoruz...

 

* Ali Bey siz neleri seçtiniz?

Parkeleri, televizyonları ben seçtim. Şömine de benim zevkim. Kesinlikle yaşadığım evde bir şömine olmalı. O şömineyi kendim yakarım. Ev benim keyfime hizmet vermeli, ben eve hizmetçi olmamalıyım. Evin her köşesini doyasıya kullanırım. Bu evi seçerken lokasyonuna ve çocuk olduğu için site olmasına dikkat ettim. Okula yürüyüş mesafesinde, iki yakaya da çok yakın.

 

* Ali Bey ne hissediyorsunuz bu eve girerken?

Evin ikinci oğlu gibi hissediyorum Ayten’in anaçlığından. Öyle de davranıyorum. Huzur bulduğum bir ev.
 

22’lik Ağaoğlu!

 

Ayten Alpar, Ali Ağaoğlu’na oğulları Mert ile birlikte sürpriz bir doğumgünü partisi düzenledi. 58 yaşına bassa da pastanın üzerinde Ağaoğlu’nun kendisini hissettiği yaş olan 22 yazıyordu.