Türkiye, Afrin'e olası bir operasyon için hazırlıklarını sürdürüyor. Ankara PKK'nın bir uzantısı olarak gördüğü Halk Koruma Birlikleri'nin (YPG) bölgedeki kontrolüne son vermek ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın değimiyle bir 'terör koridoru'nun oluşturulmasını önlemek adına operasyonun gerçekleştirileceğini söylüyor.
Ancak Suriye'nin kuzeyi söz konusu olduğunda Türkiye'nin dışında aktörler de söz konusu.
Askeri bir operasyon aylardır gündemde. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 13 Ocak'ta "Afrin'deki teröristler teslim olmazlarsa orayı başlarına yıkacağız. Bir haftaya kalmaz ne yapacağımızı görecekler" dedi. Hükümetin ve basının söylemleri o günden beri giderek sertleşti.
Türkiye, bölgeyi kontrol eden YPG'yi, PKK'nın bir uzantısı olarak görüyor. Ankara kati bir şekilde, bunun Türkiye'de benzer sonuçlar doğuracağı endişesiyle, sınırlarında bağımsız bir Kürt devletine karşı çıkıyor.
Savaş sırasında, Suriye hükümeti Türk askerlerinin Suriye topraklarına girmesine kesinlikle karşı olduğunu dile getirdi. Türkiye'nin olası operasyon tehdidi konusunda resmi basın organlarında az sayıda yorum olsa da, Kürtlerin başını çektiği güçler ve Suriye ordusu arasında koordinasyon daha önce de görüldü.
Her iki taraf da savaş sırasında çoğunlukla karşı karşıya gelmekten kaçındı. Hükümet Suriye'nin batısındaki silahlı gruplarla savaşa yoğunlaşırken, Kürtler çoğunlukla kuzeyde Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) ile savaştı.
Suriye hükümetinin 2016 yılında Halep'teki savaşçılara karşı düzenlediği saldırılar sırasında, iki taraf arasında koordinasyon sağlandı.
Burada hükümet, kentin doğusundaki bölgelerin kontrolünü bir yıllığına YPG'ye devretti.
Bu hafta, Suriyeli Kürtlerin ana partisi olan Demokratik Birlik Partisi (PYD), Türkiye'nin Afrin'e top atışları yapmasını durdurmaları için dünya güçlerine çağrıda bulundu.
YPG'nin silahlı kanadı olarak bilinen parti, Erbil merkezli Kurdistan24 televizyonunda yayımlanan açıklamasında "Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne Suriye'nin kuzey ve doğusunda güvenli alan yaratmak için bir an önce harekete geçmeleri" çağrısı yaptı.
Pek çok gözlemci, Afrin'deki Kürtlerin son seçenek olarak, Türkiye'nin ya da Türkiye yanlısı Suriyeli savaşçıların bölgenin kontrolünü ele geçirmesindense, bölgenin kontrolü Şam'a devretmeye razı olduğunu söylüyor.
Suriyeli Kürt gazeteci ve activist Shiyar Khaleal, Türkiye'nin Afrin'e yönelik tehditlerinin Afrin'i Esad kontrolüne yeniden sokma çabalarını canlandırdığını söylüyor: "YPG ve rejim arasında yakında bir anlaşma olacak ve rejim Afrin'de hükümetin bayrağını dalgalandıracak" dedi.
İstanbul merkezli Suriye Ulusal Koalisyonu (SNC), uzun zamandır Suriye hükümetinin müttefiki olarak gördüğü YPG'ye karşı çıkıyor.
Afrin'deki durum hakkında doğrudan açıklama yapmasa da, ABD'nin Suriye'nin kuzeyinde Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) başını çektiği bir sınır gücü oluşturma yönündeki açıklamasını kınadı.
Halep'in kuzeyinde ve doğusundaki Türkiye destekli güçler, olası bir Afrin operasyonuna katılmaya hazırlanıyor.
Kürt güçleriyle Afrin'in güneydoğusunda kalan Tel Rifat'ta çoktan çatıştılar, bölgeyi topçu ateşi altında tutmayı sürdürüyorlar.
Rusya şimdili tarafsız. Moskova Türkiye'nin olası operasyonunu ne destekledi, ne de kınadı.
2017'nin Temmuz ayında Türkiye'nin Afrin'e olası bir harekatı sorulduğunda, Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Maria Zakharova, Suriye'de "terörizmle savaşan" Kürtlerin daha geniş çaptaki terörle mücadele operasyonlarına ve siyasi sürece katılmaları gerektiği şeklinde yanıt verdi.
Rusya, Washington'ın sınır gücü planından daha fazla endişe duyuyor.
Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, gücün Suriye'nin toprak bütünlüğünü tehdit edebileceğini, Türkiye ile gerilim yaratabileceğini ve Afrin'deki durumu sakinleştirmeyeceğini söyledi.
Bazı gözlemciler, Rus güçlerinin Afrin bölgesinde görüldüğünü söyledi. Rus komutanların YPG bayrakları ve savaçılarıyla poz verdiğine ilişkin haberler dolaşıyor.
Durum böyleyse, Rusya, Türkiye'nin operasyonunu durduracak bir güç olarak davranabilir. Diğerleri Rusya'nın bölgenin hava sahasını kontrol ettiğine, bu yüzden Moskova'nın onayı olmadan bir hava saldırısının gerçekleşmesinin güç olduğuna dikkat çekiyor.