Ceren Terziahmetoğlu
[email protected]
twitter.com/#!/CerenTRZ
ANGA, Ahmet Şık ve Nedim Şener tutuklandıktan sonra, onların arkadaşları tarafından kuruldu. Bütün duruşmaları takip ettiler, özgürlük ve adalet istediler. Tutuklu arkadaşları için bir araya geldiler, ama bir anda bütün tutuklu gazetecilerin “dışarıdaki sesi” oldular. “Biz dışarıdaki gazetecileriz” diyerek 1 Mayıs'ta da yerlerini aldılar. Önlerinde Türkiye Gazeteciler Sendikası ile 1 Mayıs kutlamaları için Şişli'den Taksim Meydanı'na yürüdüler.
“Biz dışarıdaki gazeteciyiz” sloganı ile 1 Mayıs kutlamalarına Şişli'den başladılar yürümeye. “Susma Haykır”, “Hrant için, adalet için” diye haykırdılar. Tutuklu olan gazetecilerin seslerini duyurdular.
Yürüyüşte hak, özgürlük ve emeğin karşılığının arayışı da vardı. Aynı zamanda, gelecek güzel günlere inancın sevinci vardı. Kimse umudunu kaybetmeden "iyiye" doğru yürüdü. “Dışarıdaki gazeteciler” ellerinde “AKP elini medyadan çek”, “Emeğin onuru sendikalı olmaktır” ve belki de en çarpıcı olan “Hepimiz Abdi İpekçi Caddesi, Uğur Mumcu Bulvarı, Musa Anter Sokağı, Hrant Dink Apartmanı Türkiye adresinde oturuyoruz” pankartları ile yürüdüler.
376 günlük tutukluluğun ardından yaklaşık bir ay önce tahliye edilen Ahmet Şık ve Nedim Şener de meslektaşlarıyla birlikteydi. Ahmet Şık'ı elinde fotoğraf makinesiyle gören Banu Güven 'Bunu görmeyi özlemişim' diyerek Şık'ın fotoğrafını çekti.
Meydana doğru yaklaşırken kalabalık daha da arttı. Gruplar bir yandan slogan atıyor, bir yandan festival havasında halaylar çekerek yürüyordu.
Anne ve babalarının ellerinden tutan çocuklar, yaşlılar, gençler, kadınlar, erkekler, tekerlekli sandalyeleri ile emeğin hakkını aramaya gelen herkes bir olup Taksim Meydanı'na kolkola yürüdüler.
'Bahar bayramı havası var'
Taksim'e doğru yürürken “Dışarıdaki gazeteciler” kortejinin hemen yanında yürüyen Milliyet yazarı Aslı Aydıntaşbaş gözüme çarpan gazetecilerden biriydi. Basın özgürlüğü ve tutuklu gazetecilere destek vermek için korteje katıldığını söyleyen Aydıntaşbaş “Basın emekçilerinin de burada olması çok güzel, bütün herkes bir olup yürüyor. Taksim'de kutlanıldığından beri bütün 1 Mayıslara katılıyorum, bugün gerçekten çok güzel ve özel bir gün. Her kesimden insanlar var. Gerçekten bir bahar bayramı havası var ve zaten böyle de olması lazımdı. Tek şikâyetçi olduğum nokta Taksim'e ulaşım imkânsız hale getirilmiş. Metro niye Taksim'e kadar gitmedi, onu anlamış değilim” dedi.
Nedim Şener, eşi ve kızıyla dikkat çekiyor kalabalık arasında. “Gazeteci için ne yapılırsa bir faydası vardır” diyor Şener ve ekliyor
“Gazeteciliği savunmak biliyorsunuz, ifade özgürlüğünü savunmak ve esasında toplumun düşünce hakkını savunmaktır. Bugün topluma giydirilmeye çalışılan korkuya karşı direnmek demek. O yüzden bu konuda kim ne yapıyorsa çok iyi bir şey yapıyor.”
Yavaş yavaş ilerlerken Hilton Oteli'nin önünde polis kontrolünde meydana doğru yaklaştık. Sendikal Güçbirliği Platformu minibüsünün yanına gelince, megafondan “gazeteci arkadaşlara selam” sesi yükseldi. “Tutuklu gazeteciler serbest kalsın”, “Basına özgürlük” sloganları bir ağızdan ıslık ve alkışlar eşliğinde çıktı.
Vatandaşlar rengârenk bayraklar ve pankartlar ile alanı doldurmuştu. Birçok konuda birbirine ters düşen gruplar ve dernekler bir arada yürüdü. Galatasaray taraftar grubunun hemen arkasında Fenerbahçe taraftar grubu dikkat çekti. İlk Galatasaraylılar slogan attı, sonra susup Fenerlileri dinlediler. Halk ayırım yapmadan iki takım taraftarlarına da alkış tuttular. Birazdan Beşiktaş'ın Çarşı Grubu da kalabalığa katılacaktı.
Taraftar kortejinden hemen sonra gelen grup ise geçen hafta “Şehir Tiyatroları yok edilmesin” diyen gruptu. Diğer emekçiler gibi seslerini duyurmak için 1 Mayıs Alanı'nda onlar da yerlerini aldı.
Taksim Meydanı'nda kurulan platformda mikrafondan Rutkay Aziz'in sesi duyuldu. Tevfik Fikret'in şiirini okuyordu, “Yiyin efendiler yiyin / Bu han-ı iştiha sizin / Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!”
Şiiri dinlerken Cumhuriyet yazarı Şükran Soner ile konuştum, “Emekçiler, ötekileştirilip, toplumdan dışlanmak isteyenler bir araya geldiler bugün. Herkes haklarını ve özgürlüklerini arıyorlar” dedi.
Saat 14:00'e geldiğinde Türkiye'nin en büyük korosu 1 dakika boyunca hep bir ağızdan “Faşizme karşı omuz omuza” diye bağırdı.
Haklarını isteyen bir başka kesim de eşcinsellerdi. İstanbul LGBTT Dayanışma Derneği, Kadın Kapısı, İzmir Siyah Pembe Üçgen ve Lamdaİstanbul da ellerinde kırmızı şemsiyeleri ile meydanda yerlerini aldılar. Haklarının korunması, eşcinsellere şiddetin önlenmesi, kendilerini hedef alan yaygın nefret söylemine artık son verilmesi ve seks işçiliğinin serbest bırakılması taleplerini dile getirdiler.
Yürüyüş sırasında, 1 Mayıs 1977'de katledilen 36 kişi ile Uludere kurbanları da anıldı.