Gündem

Adnan Bey aseksüel misiniz?

Avşar, programına çıkardığı Bilim Araştırma Vakfı fahri başkanı Adnan Oktar’a ilginç sorular yöneltti. İşti o sorular ve yanıtları.

12 Mart 2009 02:00

Hülya Avşar, dün gece Digitürk TürkMaks’teki programına çıkardığı Bilim Araştırma Vakfı fahri başkanı Adnan Oktar’a ilginç sorular yöneltti. "Adnan Hoca" olarak bilinen ve yıllardır çevresiyle birlikte kamuoyunda büyük tartışmalara konu olan Oktar'a, "ailelerini terk ederek kendisiyle yaşayan çok güzel kızları ve yakışıklı gençleri" sordu. Oktar'a  “Bugüne kadar neden evlenmediniz” sorusunu da yönelten Avşar, daha sonra konuğunun aseksüel (sekse karşı ilgisiz ve isteksiz) olup olmadığına yanıt almaya çalıştı. Şaşıran Adnan Oktar, “Seni seni seni, aseksüel ha, yicem seni” karşılığını verdi.

İşte Hülya Avşar'ın soruları ve Adnan Oktar’ın yanıtları:

Hülya Avşar: Sizi niye seviyorlar?

Adnan Oktar: Bir insanın beni sevmesi yasak değildir, sevebilir.

H.A.: Ama niye bu kadar...

A.O.: İnsanlar peygamberi sever. Saidi Nursi’yi sever, bir başka kimseyi sever. İstediği insanla da dost ve arkadaş olur. İnsanlar onlarla görüşmek istiyorsa görüşür.

H.A.: Ama sonra evlerine gidip, anneleriyle babalarıyla yaşarlar. Bunlar sizinle yaşıyor.

A.O.: Tamam ama anne-babası ona demokrat davranıyor ve saldırmıyorsa bunun bir anlamı vardır. Sokağa çıkmasını yasaklıyor, dehşet saçıyorsa tabi ki insanlar kendilerini korur.

H.A.: Ama sizin onların beynini yıkamış olduğunuz için ve çocuklarını kaybetmiş oldukları için bunları yapıyorlar. Çocukları aileleriyle yaşamaya devam ederek inançlarını sürdürse, aileler buna karşı çıkmaz. Ama çocuklarını aylarca yıllarca göremeyen anne-babalar var.

A.O.: Sizinle yaşıyorlar derken sanki aynı odada yaşıyormuşuz gibi söylüyorsunuz. Öyle değil, kendi arkadaşları ile birlikte yaşıyorlar.

H.A.: Bir yerde mi yaşıyor hepsi?

A.O.: E tabii yani 3 arkadaş 4 arkadaş aynı evde yaşayanlar var öyle.

H.A.: O çocuklarla nasıl kavuşuyorsunuz onu merak ediyorum? Onlar mı kapınızı çalıyor, yoksa siz mi onları buluyorsunuz? Çünkü çok çok yakışıklı oğlanlar var sizin etrafınızda ve çok güzel kızlar da onlara tav oluyor.

A.O.: Yok yok öyle bişey yok. Binlerce yakışıklı oğlan, çok da güzel kızlar var ama cinsellikle alakalı bir yöntem değil. Ayrıca ben elahramı çok titiz olan bir insanım. O tip bir olay yok. O da psikolojik savaşın bir yöntemidir.

H.A.: Benim bir eşim var, diyemiyorsunuz. Evli değilsiniz ama hiç mi hayatınıza kadın girmiyor? Hiç mi kadın eli tutmuyorsunuz?

A.O.: Tokalaşıyorum.

H.A.: Bu şimdi inandırıcı mı oldu? Bize yapmayın. Kaçamak mı yapıyorsunuz arada?

A.O.: Senden kurtuluş yok

H.A.: Bilmiyorum söyleyin. Sizin eşiniz yok mu? Size akşamüstü ’Aman kocacığım hoş geldin. Nasıl bugün çok yoruldun mu?’ diyen...

A.O.: Çok akıllı, derin bir tutkuya, derinliğe, derin bir imana sahip; akıllı, sevecen ve güzel konuşan bir kadınla evlenmek isterim.

H.A.: Hiç mi bulamadınız bugüne kadar?

A.O.: İstediğim tarzda bir kadın zor.

H.A.: Siz tamamen cinsellikten uzak yaşıyosunuz öyle mi? Yani ne diyorlar aseksüel...

A.O.: Seni seni... Aseksüel ha yicem seni...

H.A.: Aseksüel öyle mi?

A.O.: Aseksüel de değilim seni susturamayacağım ben, ne yapsam?

H.A.: Çıktı ortaya. Peki, teşekkür ederim.