Gündem

Adli Tıp ıslak imzada görüş birliğine varamadı

Adli Tıp Kurumu 7'ye 4 oyla "İrtica ile Mücadele Planı'ndaki imza Dursun Çiçek'e ait" sonucuna vardı.

08 Şubat 2010 02:00

T24 - Adli Tıp Kurumu 7'ye 4 oyla "İrtica ile Mücadele Planı'ndaki imza Dursun Çiçek'e ait" sonucuna vardı.



Albay Çiçek, soruşturma kapsamında iki kez tutuklanıp serbest bırakılmıştı.


Belge ve tartışmalar

İrtica eylem planı, aylar sonra bir subayın savcılara gönderdiği "orijinal belge" ve beraberindeki ihbar mektubuyla tekrar gündeme gelmişti. Belgeyi gönderen subay, "Tartışmaların başladığı dönemde Albay Dursun Çiçek'in odasındaki belgelerin imha edildiğini, kendisinin sadece bu belgeyi kurtarabildiğini" yazmıştı.

İrticayla Mücadele Planı, Taraf gazetesinin 12 Haziran 2009 tarihli sayısıyla gündeme gelmişti. Belgede, AK Parti ve Fethullah Gülen cemaatini yıpratmak için yapılması gerekenler sıralanıyordu.

'AKP ve Gülen'i Bitirme Planı' başlıklı haberde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında, bir şüphelinin ofisinde yapılan aramada ele geçirildiği iddia edilen bir belgeye istinaden, Genelkurmay Harekat Başkanlığı Bilgi Destek Dairesi 3. Bilgi Destek Şube Müdürlüğü'nde 'İrtica ile Mücadele Eylem Planı' adı altında bir çalışma yapıldığı belirtiliyordu.

Çalışmayı içeren belgenin altında 3. Bilgi Destek Şube Müdürü Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek'in paraf ve imzasının bulunduğu iddia edilmiş ve belgeye ait fotokopiler yer almıştı.

Taraf gazetesinde yayımlanan haber üzerine Genelkurmay Başkanlığı'nca soruşturma emri verilmiş ve aynı gün Askeri Savcılık tarafından olayla ilgili soruşturma başlatılmıştı.

Albay Dursun Çiçek "örgüt üyeliği" suçlaması ile tutuklanmış ve Hasdal Askeri Cezaevi'ne konulmuştu. Kurmay Albay Dursun Çiçek tutuklanmasının ardından 24 saat geçmeden avukatlarının tutukluluğa yaptığı itiraz üzerine tahliye edilmişti.

Belgenin sahte olmasının anlaşılması üzerine, askeri savcılık kovuşturmaya yer olmadığına karar vermişti. Genelkurmay Başkanlığı, doğruluğu ortaya konulamayan belgeyi üretenler, sızdıranlar ve yayımlayanlar hakkında gerekli soruşturmanın yapılması amacıyla dosyanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesi kararlaştırmış ve "Sahte belge üretenler yargılansın" demişti.

Daha sonra tekrar tutuklanan Çiçek, ikinci kez serbest bırakılmıştı.