Gündem

'Adalet Bakanı işlem yapamıyorsa istifa etsin'

YARSAV Başkanı Emine Ülker Tarhan da, Başsavcı Cihaner'in tutuklanması süreciyle ilgili konuştu.

17 Şubat 2010 02:00

T24 - Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner hakkındaki soruşturmayla ilgili olarak CNN TÜRK'e konuşan YARSAV Başkanı Emine Ülker Tarhan da, "Bu bir yetki gaspıdır. Adalet Bakanı işlem yapamıyorsa istifa etsin" dedi. konuyla ilgili Türkiye Barolar Birliği'nden de tepki gelirken, yapılan açıklamada "Cihaner'in gözaltına alınması ve tutuklanması, hukuk devletine ve onun en önemli özelliği olan yargı bağımsızlığına son zamanlarda vurulan darbelerin yeni bir örneğidir" değerlendirmesinde bulunuldu. Ankara Barosu da yaşananklara karşı olduklarının belirterek, Başsavcı Cihaner hakkında Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 250. maddesine dayanadırılarak soruşturma yapılmasınıyla gözaltına alınmasının yasaklar ve hukuka aykırı olduğunu belirtti.

Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner hakkındaki soruşturma ve tutuklama süreciyle ilgili konuşan Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Tarhan, "Yüksek yargının yetkileri bana göre gasp edilmiştir. İsnat edilen suçlar, bize aktarıldığına göre, kişisel değil, görev sırasında işlendiği öngörülen suçlar. Bir kişinin terörist olduğu söyleniyorsa part time-full time diyemezsiniz, görev sırasında olduğu açık. Adliyedeki odası, yani görev odası aranmıştır. Kesinlikle görev sırasında işlenen suç olduğu kanaatindeyiz. Soruşturmanın Yargıtay'da yapılması ve soruşturma usulünün de ona bağlı  olarak yapılması gerekmektedir" dedi.
 
Özel yetkili savcının, ağır cezanın buna yetkisi olmadığını söyleyen Tarhan, "Bu yargı bizim yargımız. Gidebileceğimiz başka bir yer yok. Herkes bu konuda duyarlı olsun. Lütfen yöntemler, kurallar zorlanmasın" diye konuştu.

Adalet Bakanı'nın sorumluları ortaya çıkaramamasının siyasi sorumluluğunu yerine getirememe anlamına geldiğini söyleyen Tarhan, "O zaman istifa etmesi gerekir, hatta zorunludur" dedi.

'Yargı bağımsızlığına vurulan darbenin son örneği'

Türkiye Barolar Birliği (TBB), yaptığı açıklamada, "Cihaner'in gözaltına alınması ve tutuklanması, hukuk devletine ve onun en önemli özelliği olan yargı bağımsızlığına son zamanlarda vurulan darbelerin yeni bir örneğidir" değerlendirmesinde bulundu.

Yargının kurucu unsurlarının temsilcilerinin de, gerektiğinde soruşturulmalarının ve kovuşturulmalarının usul ve esaslarının, Anayasa ve diğer yasalarda düzenlendiği, bu düzenlemelerin yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını amaçladığı ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Yaşanan son örneklerle hukuk bilimi, yasalar ve hukukun kuralları pervasızca aşındırılmakta, hukuka ve yargıya olan güven sarsılmakta ve toplum güvenceden yoksun bırakılarak korku ortamına itilmektedir. Daha da ilginç olan; yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığına ağır darbe vuran bu gelişmelerin; siyasal iktidarın, yargı reformu çalışmalarını sürdürdüğü bir dönemde hız kazanmış olmasıdır.

Siyasal iktidarın 'birey hakkının güvencesi olan' yargı bağımsızlığını ortadan kaldırmayı hedefleyen keyfi uygulamalarının en büyük zararı demokrasiye, hukuk devletine, onun en önemli özelliği yargı bağımsızlığına, halkın hak arama özgürlüğünün sesi olan savunmaya ve en önemlisi halkımıza yansımaktadır. Yaratılmaya çalışılan korku toplumu, hukuk devleti ve insan hakları gibi kavramlar için değil, totaliter ve otoriter yönetimler için elverişli bir zemin oluşturur."

Ankara Barosu'ndan 'yetki gasbı' ve 'hukuka aykırılık' vurgusu

Ankara Barosu, Başsavcı İlhan Cihaner hakkında Erzurum Cumhuriyet Savcısı tarafından Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 250. maddesine dayanılarak soruşturma yapılmasının, gözaltına alınmasının yasa ve hukuka aykırı olduğunu savundu.

Ankara Barosu Yönetim Kurulu tarafından yapılan yazılı açıklamada, Anayasa'nın 138 ve 140. maddelerine göre yargıçlar ve savcıların anayasal güvence altında olduğu ifade edilerek, ''Bu güvence yargıç ve savcılara tanınmış bir ayrıcalık olmayıp, hukuk devleti olmanın ve hukukun üstünlüğü ilkesinin gereğidir'' denildi.

Açıklamada, yargıç ve savcıların görevleriyle ilgili veya görevleri sırasında işledikleri suçlardan dolayı haklarında soruşturma yapılmasının ya da yargılanmalarına karar verilmesinin yargı bağımsızlığı, yargıç ve savcılık güvencesi esaslarına göre ve ancak yasayla düzenlenebileceği, bu suçlardan dolayı yargılama yapma görevinin doğrudan Yargıtay'a ait olduğu kaydedildi.

Bu durum ve Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 250/3. maddesine göre yargıç ve savcılar hakkında Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 250/1. maddesinde sayılan suçlardan dolayı herhangi bir savcının soruşturma yürütmesi ya da özel yetkili  ağır ceza mahkemesinin yargılama yapmasının yasal ve hukuki olmadığı ileri sürülerek, ''Hal böyle iken Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner hakkında Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı tarafından Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 250. maddesine dayanılarak soruşturma yapılması, ev ve iş yerinin aranarak
gözaltına alınması yasaya ve hukuka aykırı olmasının yanı sıra çok açık bir yetki gasbıdır'' görüşleri savunuldu.