Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, "Klavye başına geçip sosyal medyada bana her gün tutuklama siparişi verenlere sesleniyorum: Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir" dedi. Gül, açıklamalarının devamında, "Burada kanunlar, kurallar, usuller işler; hukuk işler. Bu işleyişi beğenmeyen gider itiraz hakkını kullanır ama yargıya parmak sallayamaz" ifadelerini kullandı.
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Ankara Hakimevinde "5. Yılında İstinaf Mahkemeleri Değerlendirme Toplantısı"nda konuştu. Bakan Gül, "Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Burada kanunlar işler, kurallar işler, usuller işler ve işlemeye de devam eder. Bu işleyişi beğenmeyen gider itiraz hakkını kullanır ama yargıya kimse parmak sallayamaz. Adalet Bakanından da bu işleyişe müdahale etmesini bekleyemez. Adalet Bakanının hakim, savcı cübbesi yoktur, görevim süresince o cübbeyi giymedim ve hiç kimse kusura bakmasın asla da giymeyeceğim" diye konuştu.
Hazırlıkları biten ve dün Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sunulan reform paketine de değinen Bakan Gül, "Cumhurbaşkanımızın liderliğinde reformları her alanda yapmayı sürdüreceğiz. Çünkü insan ve onuru her şeyin başındadır" diye konuştu.
Gül, bazı kararlar konusunda eleştirilerini şöyle dile getirdi:
“Yargının eksik, yanlış, hatalı kararı yok mu? Elbette vardır. Benim de eleştirdiğim onlarca, yüzlerce karar sayabilirim. Haklı ve doğru bulmadığım karar vardır. Bazı dosyalarda tutuklama gerekliyken buna başvurulmadığını görüyoruz. Bazılarındaysa tam tersi, kamu vicdanını yaralayıcı kararlara karşılaşıyoruz. Kaynar kazan döküyor serbest kalıyor, süt kazanına giriyor tutuklanıyor. Hatalı bulduğumuz kararlar elbette var.”
“2 yıla kadar hapis gerektiren suçlarda tutuklama yasak”
Gül, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
"İki yıla kadar hapis cezası gerektiren bir suçta tutuklamanın yasak olduğunu hepimiz biliyoruz. Hakaret suçu da bu yasak kapsamındadır. Konunun teknik ayrıntılarına yabancı olan vatandaşlarımızın tepkisini anlayışla karşılarız. Hatta bu tür tepkiler, mevcut kuralların gözden geçirilmesi yönünde bir toplumsal talep olarak okunabilir. Ancak bu tür değerlendirmelere bazen teknik uzmanlığını varsaydığımız kişilerin de iştiraki düşündürücüdür. Yargıyı kanunları uyguladığı için suçlamak, eleştirmek insaflıca değildir. Yargı kimsenin sıfatına bakmaz, kanun önünde herkes eşittir. Yüce Meclis kişiye, olaya özgü kanun çıkarmıyor. İster yürütmede, ister yargıda görev üstlenmiş olalım, hepimiz yasa tenfiz memurlarıyız."